Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Barzani ve ABD çıkarlarına uygun operasyon!

Başbakan Erdoğan tezkere çıkarılmadan önce “davulla zurnayla operasyon yapılmaz” demişti. Bu sözün önemi, operasyonun beklenmedik bir zamanda, tahmin edilmeyecek bir hızda ve şiddetle yapılması halinde istenilen sonucun alınacağına vurgu yapmasından geliyordu.
Tezkere çıkınca “sözün bittiği yerdeyiz”, “sabrımızın sonuna geldik” ve  “operasyon gerekli gördüğümüz zamanda yapılacak”  vb.. sözler iktidar yetkilileri tarafından edildi. Sonuçta; sayısı belirsiz ülkelere, sayısı belirsiz diplomatik temaslar ve bilgilendirme ziyaretleri yapıldı. İngiltere ve ABD ziyaretleri bu çerçeve içinde en önemli olanlarıydı. Bugüne kadar da “sınırlı” da olsa bir “sınır ötesi operasyon” dan söz edilmedi. Mevcut durum, PKK’nın başkalaştırılıp etkisizleştirilmesi karşılığında, Türkiye’nin bir takım tavizler verdiğini gösterir niteliktedir. Bu tavizler neler olabilir? Bu soruyu cevaplandırmak için öncelikle PKK’yı kullanan, başta ABD olmak üzere Özerk Kürt Yönetimi lideri Barzani’nin Türkiye ile ilgili hedeflerine bakmak gerekir.
Barzani’nin Türkiye’den şimdilik üç ciddi beklentisi var: Birincisi, Türkiye’nin, kendisinin başında olduğu  “Güney Kürdistan” ı tanıması, ikincisi Kerkük’ün Kürt otonom bölgesine bağlanmasına Türkiye’nin karşı çıkmaması ve üçüncüsü de Türkmenlerin Kürt Otonom Yönetimi altına alınmasına Türkiye’nin ses çıkartmamasıdır. ABD’nin Türkiye’den beklentilerini de üç başlık altında toplamak mümkündür: Birincisi Türkiye’nin  “İran/Suriye/Hamas” ile ilişkilerini ABD’nin uygun görebileceği ölçütlere indirgemesi, ikincisi İsrail ile yakın ilişkiler yürütmesi, üçüncüsü de BOP’un gereği olarak kurulmuş olan “Güney Kürdistan” ın tanınmasıdır. Aslında her üç beklenti de birbirisiyle yakından ilişkilidir. Daha da ötesi ABD’nin Türkiye’den beklentileri Barzani’nin beklentileriyle birebir örtüşmesidir.
Gelişmelerin bu anlamda Washington’da yapılan Erdoğan-Bush görüşmesinin arka planıyla yakından ilişkili olduğu anlaşılmaktadır. ABD, PKK’nın son kullanma tarihinin henüz geçmediğini, onu şimdilik kaydıyla İran’a karşı kullanmak üzere PJAK’a dönüşebilmesi için Türkiye’den süre istediği anlaşılmaktadır. PKK’nın bulunduğu bölgeden uzaklaştırılması karşılığında Türkiye’nin bazı tavizler verdiği de Eski MİT Müsteşarı Yardımcısı Cevat Öneş tarafından öne sürülmüştü. Öneş’e göre, taviz şu: “Irak’ın bütünlüğü ve Türkiye’nin çıkarlarını korumak şartıyla, Türkiye’nin çıkarlarına ters düşmeyecek bir biçimde Kuzey Irak’taki Bölgesel Yönetim’in hukuki statüsü garanti altına alınacak.”
Yani Kuzey’den Türkiye’ye karşı bir saldırı yapılmadığı sürece Ankara’nın Barzani’nin ’hukuki’ varlığına itiraz etmemesi isteniyor. Ancak Öneş bu durumu “PKK’nın tasfiye edilmesi” olarak değerlendiriyor ki bu doğru değildir. Burada PKK’nın hedef küçülterek, şimdilik İran’a karşı kullanılmak üzere PJAK’a dönüştürülmesinin söz konusu olduğu anlaşılıyor. Türkiye askerini sınırda tutarak ‘ha vurdu, ha vuracak’ havası yaratıp, PKK’nın Barzani ve ABD tarafından İran’a karşı kullanılmasını kolaylaştırmaktadır.
Nitekim Barzani’nin bu bağlamda işi ne denli sıkı tuttuğu yürüttüğü temaslarla ortaya çıkmıştır. PKK’ya yakınlığı ile tanınan Fırat Haber Ajansı, Barzani’nin Avrupa’ya gittiğini oradaki temaslarını tamamladıktan sonra ABD’ye gideceğini, PKK konusunda görüşmeler yapacağını öne sürdü. Barzani’nin PKK’ya tavır alma karşılığında Kuzey Irak’taki Kürt yönetimin çıkarlarını koruma ve Kerkük’ün Kürt yönetime bağlanması konusunda garanti isteyeceği ileri sürüldü. Barzani, bir süre önce “Bağımsızlığımızı sakin biçimde gerçekleştirmeliyiz” demişti. Şimdi de bu stratejisini “Bağımsızlığımızı Türkiye eliyle gerçekleştirmeliyiz”e çevirmiş gibidir. Türk askerinin sınırdaki varlığı, bu aşamadan sonra, geçici bir süre PKK’yı etkisizleştirmenin yanında bir de Barzani’nin güvenliğini sağlamanın şartı haline gelmiştir. Türkiye kendi gücünü, yine kendi eliyle kendi aleyhine kurulmuş olan oluşumların aracı haline getirmiştir. Türkiye Başbakan’ının, sorunu diplomasiyle çözmeye çalıştığı yolunda verdiği görüntü, tamamen aldatmacadır. Sorun, Barzani ve ABD çıkarlarını zedelemeyecek şekilde çözülmeye çalışılmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları