Ankara’dan Astana’ya enerji diplomasisi

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Azerbaycan ve Türkmenistan’la başladığı Orta Asya Türk cumhuriyetlerinin son durağı Kazakistan’da önemli görüşmeler gerçekleştirdi. Gül’ün Nazarbayev’le yaptığı görüşmeler, petrol ve askeri konularda Astana-Ankara ilişkilerine yeni bir ivme kazandıracak gibi görünüyor.

Türkiye, Kazakistan ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin, Hazar denizi petrolü, gaz ve bunları Akdeniz’e taşıyan Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı açısından diğer cumhuriyetlere oranla daha yoğun ve kritik bir ilişkisi bulunuyor. Kazakistan anlaşmaları imzalandığı halde, bir türlü, Moskova’nın bunaltıcı baskısıyla Bakü Tiflis Ceyhan boru hattına petrol veremiyor. Cumhurbaşkanı Gül, Nazarbayev’le yaptığı görüşmelerde, daha önce rahmetli Haydar Aliyev’in, dokuzuncu cumhurbaşkanı Demirel’in de denedikleri gibi, bu konuda Nazarbayev’i ikna etmeyi denedi ama somut bir sonuç alamadı. Basında arka sayfalara sıkıştırılan Gül’ün ziyaretiyle ilgili haberlerden izleyelim:

“Görüşmelerin önemli bir bölümünü enerji yatırımları aldı. Türk heyeti, Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının ekonomik hale gelmesi için Kazak petrollerinin de bu hatla taşınması konusunda Azerbaycan hükümeti ile Kazakistan’ın imzaladığı mutabakat zaptının bir an önce hayata geçirilmesini istedi. Ancak Nazarbayev Gül ile düzenlediği basın toplantısında Kazakistan’ın 2012 yılında petrol ihraç eden ülkeler arasında beşinci sırayı alacağına dikkat çekerek aceleleri olmadığını ima etti. Azerbaycan’la yapılan anlaşma doğrultusunda, Kazakistan’ın Hazar’daki rafinerilerinden Bakü’ye petrol taşıyacak limanlar inşa ettiklerini anlatan Nazarbayev,” Azeri petrolü azalıyor, bittiğinde bizim petrol devreye girer”dedi.”
Yani Kazakistan’ın Bakü Ceyhan konusundaki inadının kırılması konusunda Cumhurbaşkanı Gül’ün çabalarının sonuç alıp almayacağını zaman gösterecek.
Geçen gün, dördüncü ölüm yıldönümünde andığımız Azerbaycan’ın cumhurbaşkanı Haydar Aliyev Bakü-Ceyhan boru hattı için çatışmaların, darbe girişimlerinin bütün şiddetiyle hüküm sürdüğü günlerde yaptığım bir görüşmede bana şunları söylemişti:
“Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı projesi tek başına Azerbaycan’ın projesi değildir, olamaz da. Bu Türk dünyası’nın enerji hatlarıyla birleştirilmesidir. Buna Kazakistan da dahil olmalıdır, Türkmenistan hatta Özbekistan da.”

Sonra Nazarbayev’in yani Kazakistan’ın bugünkü liderinin kendisi politbüroda görevliyken Gorbaçov’la çatışma pahasına Kazakistan Komünist partisi liderliğine nasıl getirildiğini anlatmıştı.(Bkz Kızıl Yıldızdan Hilale: Haydar Aliyev’in Fırtınalı Hayatı, Otopsi yayınları)
Nazarbayev’in Gül’e söylediği  “Azeri petrolü bitince Kazak petrolü devreye girecek” sözlerinde gerçek payı elbette var. Ancak neden Azeri petrolünün bitmesini beklemeli? Zaten bu proje Türk dünyası’nın enerji hatlarıyla birleşmesi projesi değil mi? Nazarbayev bu yakınlarda Türk Birliği’nden sık sık söz etmiyor mu?

Gerçekte Nazarbayev’in sözlerindeki duygusal tepkiyi de gözlemek mümkün: Petkim İhalesi’nin Kazaklar’dan alınıp Azeri devlet petrol şirketi Socar’a verilmesini hazmedememiş. Hakkı da var.
Bizim bilgilerimize göre, Türkiye ile Türk cumhuriyetleri arasındaki enerji işbirliği ve diplomasisinde başta Suudiler olmak üzere Arap dünyasının “karıştırma” çabalarına dikkat etmemiz gerekiyor.

Yazarın Diğer Yazıları