Türk Hava Kuvvetleri’nin kahraman, genç pilotları gece ve gündüz operasyonlarında harikalar yarattılar, Kandil Dağındaki eşkıya yuvalarını, darmadağın ettiler! Hepsini başta Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt Paşa olmak üzere hararetle kucaklarım. Benim için, Türk milleti için bundan güzel bir bayram hediyesi olamazdı.
Hava Kuvvetleri’nin Türk Yıldızları’nı, 30 Ağustos ve Cumhuriyet Bayramlarında heyecan ve iftiharla seyrederdik. Kuzey Irak semalarında bunun sadece bir gösteri olmadığını, kanıtladılar ve en önemlisi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücünü dosta düşmana gösterdiler.
Bunun bir Türk-Amerikan operasyonu olduğunu söylüyorlar. Bu başarı güya ABD’nin Kuzey Irak semalarını, uçaklarımıza açması ve verdiği istihbarat sayesinde olmuş ve sıkı durun; bu da çuval olayını ve ABD’nin operasyonu bugüne kadar savsaklamasını unutturacakmış! Amerika’nın Bush’unun şimdi, “Bu operasyonu yapmak Türklerin hakkıdır” diye günah çıkarmasına bakmayın; o günah bize çok cana mal oldu ve günah, günah olarak kalacak! Tövbe tutmaz; geleceğe bakalım! Çünkü hâlâ sorunun  “diplomasi ve demokrasiyle çözülmesi gerekir” diyorlar!
AB’den gelen sesler de aynı  “Türkler haklı, ama aşırı güç kullanmak yanlış. Diyalog lazım” diyesiler. Türk gücünün aşırı olup olmadığına kim karar verecek? Brüksel komiserleri mi?
Bizim bir kısım medyada da aynı söylem var. Ve şunu da bilmeli ki Türk Hava Kuvvetleri, bu operasyonu Amerika’ya güvenerek yapmadı; kendi başına, kendi istihbaratıyla yaptı.
Bu muazzam operasyon eşkıyayı sindirecektir ve bazı PKK’lılar korkup kaçacaklardır ama gene de teröre devam edeceklerdir. Bölücüler, PKK, Barzani ve Talabani silahın bir ucunu gördüler ne hallere geldiler... Ama kılıfından çıkarılan silah görevini tamamen yapmadan, yılanın başı, kuyrukları ezilmeden kınına girmemeli. Yoksa, bu çok büyük fedakârlıkla yapılan operasyon “Türk Yıldızları gösterisi” olarak kalır!

Fazıl Say’a...
Fazıl Say “Gericiliğin Türkiye’de egemen olması karşısında, böyle giderse ülkeyi terk ederim”  diyor.. Bu Avrupa’da “elime silah alacağıma, elimdeki kağıttan (T.C. kimliğinden vaz geçerim” diyen sinema yöneticisinin sözlerinden ve hele Orhan Pamuk’un söylediklerinden çok farklı ve onurlu. Ama; Fazıl oğlum, kıymetin bazılarınca bilinmese de ülkeni terk etme! Bu ülke AKP’nin tapulu malı değil... Geriye almak için, gerekirse  hep beraber gene Samsun’a çıkarız...