Avrupa gerçeği

Türkiye Avrupa Birliği’ne girmek için yoğun çaba sarf ediyor.
Bu çaba bazen öyle boyutlara ulaşıyor ki, kendi öz benliğimizden ve milli kimliğimizden bile vazgeçme noktasına geliyoruz.
Sarkozy gibi hasta ruhlu adamların kaprisinden tutun da bazı lezbiyen ve homoseksüel Avrupa Parlementosu Milletvekilleri’nin fırçalarına bile muhatap oluyoruz.
İşte uğruna o kadar şeyi feda ettiğimiz Avrupa’nın en önemli ülkesi Almanya’dayım.
Gökyüzünün bile mutsuz olduğu ruhun ve maneviyatın yerini sistemin aldığı bir Avrupa ülkesi.
Özgürlük adı altında yozlaşmanın had safhada yaşandığı Almanya.
Bu ülkeye daha ilk ayak bastığınızda dikkatimi çeken insanların mutsuz oluşu.
Avrupalının yüzündeki ifade bize fantastik filmlerdeki robotları hatırlatıyor. Sanki gülümsemenin bile komutla gerçekleştiği bir beden.
İşte o bedenlerden oluşan koca bir ülke.  Trafik onların da en büyük sorunu. Hayat pahalılığı onların da en büyük sorunu.
Tek vücud bir Hıristiyan Avrupa uğruna en ucube eski demirperde ülkelerini bile bünyesine katan Avrupa Birliği bugün hayat pahalılığı ile bocalıyor.
Hemen hemen herkeste eski Mark günlerinin fantezisi var.
50 mark ile dolan mutfak alışverişinin bugün 100 euro ile dolmadığının yakınmaları her Avrupalının ağzından çıkan ortak bir yakınma.
Ülkede resmi bir enflasyon yok ama fiyatlar almış başını gidiyor.
Daha önce 1 marka alınan ekmek bugün 1 euro. 1 kilo et 7 mark iken bugün 10 euro. Alın size gizli enflasyon.
İşsizlik hemen hemen her Alman’ın ortak sorunu.
Bizde insanlar iş beğenmezken Almanya’da işin niteliğinden ziyade var olması önemli. Çöpçülükten tutun da tezgahtarlık bile kapış kapış giden bir iş.
Aylık 1000 euro Almanya’da aranıp bulunamayan bir maaş.
Almanya’nın bir başka sorunu hızla azalan nüfus.
Sokak ve caddelerde ve hatta çocuk parklarında çocuk görmek parmak sayısı kadar az yaşanan bir olay. Gördüğünüz çocuklar da ya Türk, ya Arap ya da Rus’dur.
Alman hükümetinin nüfusu arttırmak için geçen yıl devreye soktuğu doğum başına 25 bin euro ise çözum olmadı.
Bu promosyonlu doğum kampanyasından yine ülkedeki yabancılar faydalandı.
Alman son çıkarttığı yasa ile ülkesinde hızla artan Türk nüfusuna dur demeye çalışıyor.
Dil bilmeyenlerin Türkiye’den evlenmelerine izin verilmiyor. Bu yasa sadece Türk ve Araplara uygulanıyor.
Akrabalarımız dedikleri Ruslar için maalesef uygulanmıyor.
Alman, Türk’e karşı Rus kartını açmış durumda.
Bu ülkedeki Rus nüfusu hızla artıyor.
Bunlar girmeye çalıştığımız Avrupa’dan sadece birkaç not..
Daha ülkede yaşanan ahlaki çöküntü ve kaybedilen insani duygulardan bahsetmiyorum.
Türkiye, Avrupa’yı farklı görüyor.
Farklı görünen sadece makyajlı yüzü. Oysa o makyajın altında çirkinlik ve zavallılık yatıyor.
Ülkemizin kıymetini bilelim ve aptal Avrupa rüyasından bir an önce uyanalım.
Sonra da hayra yoralım.

Yazarın Diğer Yazıları