301. Madde bağımlıları

“Uyuşturucu bağımlılarına” genel olarak,  “madde bağımlısı” denir... Bizde, “301. Madde bağımlıları” var! Bu entel ukalalar, Türklüğü, değerlerimizi aşağılayarak milleti  “uyuşturmak”  istiyorlar! Onların lügatlerinde  “milliyetçilik-ulusalcılık” ayıp kelimeler, TSK baş düşman! Bu “maddenin” başlıca  “satıcısı” da “AB” !
Türk Ceza Kanunu’nun “Türklüğe hakareti” suç sayan 301. maddesi; “Türklüğün”  değerlerinin ve kurumlarının, daha açık seçik tarif edilmesi ve Anayasanın “değiştirilemez” maddelerinden biri olarak, -sulandırılmadan- muğlâk hale getirmeden, somut bir şekilde ifade edilmesi gerekir! Ama 301. maddeyi tamamen kaldırmak istemi acep nedendir? Bilumum “enteller” bu 30l. maddenin kaldırılmasını neden bu kadar ısrarla isterler? Neden “301. madde bağımlısıdırlar?”
Bunu isteyenlerin başlıca gerekçeleri, başka bir bağımlılığa, Türk kamuoyunu bir türlü kurtarmadıkları “Hrant Dink bağımlılığına” dayanıyor. Güya, Dink bu madde yüzünden “Türklüğe” hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı için öldürülmüş ve “Türklüğe”  hakaretleri sabit Orhan Pamuk, Elif Şafak da, bu yüzden tehdit altında imişler... Önce sormalı; bu adamlar, bu kadınla milli hassasiyetlerimizi bilmelerine rağmen “roman icabı” da olsa Türklüğü, kendi milletlerini aşağılamak zorundalar mı? Neden kaşınırlar, eski yaralarını düşmanlarla birlikte, neden kaşırlar?
İçlerinde ne olurlarsa olsun, “çenelerini, kalemlerini”  tutamazlar mıydı? Hayır. Çünkü  “düşünce ve ifade özgürlüğü”  kahramanı olmak, Nobel Ödülü vb. almaktır asıl amaçları!
 Güya 301. madde kalkarsa, bu tehditler olmayacakmış! Aksine; asıl bu madde kaldırılır da bu  “kahramanlar” , Türklüğe hatta Atatürk’e bile pervasızca saldırırlarsa, siz seyredin maruz kalacakları haklı tepkileri. Aslında, 30l. madde ve cezaları bunları önleyici bir sübap, fakat onlara göre düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan anti-demokratik hükümler! Avrupalılar, AB bu “maddenin satıcılığını” neden yaparlar? Cevap; “kâr” için. Kârları, ezeli “Türk tehlikesine” karşı bizi, milli değerlerimizden arındırmak! Geleneksel milli değerleri olmayan ülkeler, daha kolay egemenlik altına alınır. Ezeli, emperyalist yöntemidir bu! 

Ya Avrupa’da?

“301. maddeye benzer maddeler, Avrupa ülkelerinde de var” dendiğinde, “Belki var, ama kullanılmıyor” diye yanıtlarlar. Kısacası, silah konusunda olduğu gibi, “bulundurma” ruhsatı var ama  “taşıma, kullanma ruhsatı” yokmuş! Eğer o ülkelerde değerler yozlaşmışsa ve bayraklarından kadın külotu yapıyorlar, “sapık” demek iltifat olmuşsa ve kendi değerlerini, geleneklerini fütursuzca aşağılayabiliyorlarsa, biz de “çağdaş uygarlık düzeyine” ulaşmak için, “Kopenhag Kriterlerini”  uygulamak zorunda mıyız?
Biz Türkler anamıza, vatanımıza, milletimize hakaret edilince, silahımıza sarılan bir milletiz. İyi ki de, böyleyiz! 
Entel bir yazar, Türkiye’de her yerde bayrakların artması ve Genelkurmay Başkanı’nın bayrağı övmesinin “medeniyet kaybı”  olduğunu yazıyor. Aynı “Taraf”ta,“Gay” yerleşim mahallelerinin ne kadar “daha medeni”  olduğu övülüyor!  “301. maddenin”  kaldırılması için, Radikal başyazarı İsmet Berkan’ın gerekçesi müthiş! Bu madde olduğu için, özgür yaratıcı ortamın var olmadığı için, ülke ve ordumuz için gerekli teknolojiyi üretemiyor ve dışarıdan ithal ve transfer etmek zorundaymışız! 301. maddeyi değiştirmemekte, hatta tamamen ortadan kaldırmamakta direndiğiniz sürece, aslında kendi teknolojinizi üretecek beyinlerin, düşüncelerin ortaya çıkmasını da engelleniyormuş!
Berkan’a göre, “301. Madde” kaldırılır Türklüğe küfretmek serbest olunca,  “Türklüğe hakaret” sendromundan kurtulacak, hemen  “teknoloji patlaması”  olacak,  “hür”  beyinler hemen teknoloji üretecekler. Milli teknoloji tabii ki gerekli, hatta geç de kaldı. Asker ve diğer teknolojileri yabancılara muhtaç olmadan kendimiz üretmeliyiz! Dışarıdan ithalatı asgariye indirmek gerekli. Bunun şimdiye kadar neden olmadığı da, tartışılabilir, girift bir soru!
Ancak milli savaşlarda teknoloji olmuş ama “yürek” olmamış son tahlilde, neye yarar? “Yürek”  de; Berkan’ın vb.. anlamadıkları, bayrak,  vatan sevgisi, ordu millet anlayışıdır. PKK ile mücadelede askerlerimiz, havacılarımız, dışarıdan transfer teknoloji kullanmış olsalar da  “yürek ve inanç” olmasa, neye yarardı?
Yıllarca önce Kongo Hava Kuvvetleri’ne danışmalık yapan bir Hava Generalimiz;  “Bu adamların -Kongoluların- altına, en modern uçakları verseniz de, milli şuurları, yürekleri yok” demişti!  Bizim enteller şimdi, o silah ve teknolojiden de önemli “yüreği” yok etmeye çalışıyorlar! 

Yazarın Diğer Yazıları