ABD Başkanı Bush’a Suudi Arabistan gezisi sırasında olağanüstü ilgi gösterildi. Başkan Bush’a geleneksel ’kılıçlı savaş dansı’gösterisi bile yapıldı. Kral’ın kardeşi Prens Salman’ın eşliğinde elinde kılıçla gösteriyi izleyen Bush’un çok eğlendiği gözlendi. Birkaç gün önce de ülkeyi ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’ye savaş dansı sunumu yapılmıştı. Sarkozy de şeriatın sembolü olan kılıcı eline almıştı. Suudi usulü savaş dansı üç durumda yapılıyor; savaşa giderken, savaşın zaferle sonuçlanmasında ya da üst düzey birinin ülkeyi ziyaret etmesi halinde. Suudi Kralı, Sarkozy’den sonra Bush’a aynı Abdülaziz madalyasını taktı.
Bir defa Bush, Suud Kralının eline verdiği şeriat kılıcıyla neşe içinde dans ederken, bölgedeki gelişmeler hiç de neşeli olmayı gerektirecek durumda değildi. Diğer yandan Bush’un ziyareti, ABD ekonomisindeki kriz sinyalleri daha de belirgin olduğu bir zamana denk gelmiştir. Irak ve Afganistan’ın geleceği konusunda bilinmezlik sürüyor. Yine bilindiği gibi petrol zengini ülkelerin kur değiştirmeleri ve dolar rezervlerini azaltmaları, İran ve Rusya’nın başını çektiği bir çok ülkenin petrol ve doğal gaz satışlarında dolar kullanmama kararları; ABD’yi etkin bir biçimde sarsmaya devam ediyor.
Başkan Bush, bu ziyaretiyle bir yandan körfez ülkelerine milyarlarca dolar silah satıp savaş harcamalarını finanse etmeye, diğer yandan da Petrodolarları tekrar ABD’ye çekmeye çalışıyor. Petrol ticaretinin dolar üzerinden yapılmasına devam edilmesi de ABD için hayati önem taşımaktadır. Bölge ülkelerini yüksek düzeyde silah satışına razı edebilmek için de Başkan Bush’un gerilime ihtiyaç vardı. Onu da ABD gemileri körfezde İran gemilerine sürtünerek, başarılı bir şekilde gerçekleştirmişlerdir. Başkan Bush’un bu ziyareti başarılı olabilirse, başkanlık seçimi süreci içinde ABD’de ekonomik durgunluğun bir ölçüde önüne geçilebileceği hesaplanmıştır.
Görüşmelerde önceliğin de yüz dolara tırmanmış petrole verildiği anlaşılmaktadır. Nitekim ABD Başkanı Bush, “Yüksek enerji fiyatları, tüketim ekonomilerine zarar verebilir. Bu durum bizim ailelerimizi etkiliyor. Benzin için daha fazla para ödemek Amerikan ailelerini etkiliyor”  diye yakınarak Kral’a “Petrol üretimini artırın. Amerikalılar benzine çok para ödüyor” diye ikazı bu konuda bazı ip uçları verir niteliktedir. Bir kaç gün önce de Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, Kral’a “Petrol fiyatları yüzünden Fransızların alım gücü düşüyor” demişti.
ABD ile Fransa’nın -Sarkozy iş başına gelmesinden sonra- çifte kumru siyaseti uyguladığı dikkate alınırsa talepleri, üslupları ve stratejileri arasında benzerliklerin olması da son derece doğaldır. Başkan Bush’un bölgeye ziyaretinin önemli bir amacı da silah satışıyla ilgilidir. Başkan Bush, her gittiği Arap ülkesinde İran’ın ne büyük tehdit olduğunu anlattı. Onları, İran’a karşı silahlanmaya teşvik etti. Silahların ABD’den alınacağı düşünülürse, yapılmak istenenin ne olduğu da anlaşılmış olur. Körfez ülkeleriyle, Suudi Arabistan’ın bu çerçevede ABD’den otuz milyar dolara yakın silah ve akıllı bomba teknolojisi satın alma anlaşması yapması, Başkan Bush’un iyi bir iş çıkarmış olduğunu göstermektedir.
Sarkozy de büyük biraderi ABD’nin yolundan giderek Mısır ve Cezayir’le nükleer santral; Kaddafi ile de 10 milyar dolarlık silah anlaşması yaptı. Sorkozy, S. Arabistan’la da nükleer santral görüşmeleri yapmış, Birleşik Arap Emirlikleri ile de nükleer santral anlaşması imzalamıştır. Sonuçta küresel güç ve işbirlikçileri aynı stratejiyi uyguluyorlar. Bölge kaynaklarını yeni yöntem ve yollar bularak en yüksek düzeyde sömürmeye devam ediyorlar.
Bush ve Sarkozy’nin ziyaretinde alınacak bir de ibretlik ders vardır. O da sembolik de olsa “şeriat” kılıcını Sarkozy ve Bush’un eline veren Kral, Arabistan’a giden hiçbir Türk ve Müslüman Cumhurbaşkanına bugüne kadar benzer bir jest yapmamıştır. Kral’ı Ankara’da rutin dışına çıkarak otelde ziyaret edenler, kılıç konusunu bir yerlere not etmeliler.