"Ergenekon" operasyonu mu, çuvallama operasyonu mu?

Şu sırada -adeta birden bire- görülmemiş bir hız ve tehalükle, “cesur” bir savcı tarafından, “özellikle ve özenle” yürütülmekte olan “Ergenekon” çetesi (!)harekâtı hakkındaki haberler, yayın yasağına rağmen, malûm gazetelerde ayrıntılarıyla  “manşete”  çıkarılıyor!
Bildiğim kadar, bu konuya yayın yasağı konmuştu... Benim de bu konuda tereddütlerim,-yazacaklarım var ama ben, bu yasağa saygılıyım! 

Tahkikata gölge düşürmek ve insanları yargılanmadan infaz etmek, hukuken yanlış ve ahlaken de ayıptır!

Hem o gazetelere bu haberleri kimler, ince detaylarıyla, neden her gün sızdırıyor? Eğer ortada bugün kanıtlanmış bir suç varsa, o da böyle “sızdıranların” ve “sızdırılanların” da, pervasızca ve adeta  “dokunulmazlık” altında yayınlayanların, “sabit olmuş suçudur!”
Ama şimdi ben, gene de hukuki yasaklara ve adaletin selametine saygımı muhafaza etmekle beraber soruyorum: “Şu sırada bu hareket, neden birdenbire başlatıldı?” Doğrusu, aklımahHemen şu komplo geliyor; en başta, iktidarın Anayasayı değiştirmek konususunda, gündemi değiştirmek amacı! Sonra da bu sözde çetede emekli generallerin, askerlerin bulunduğu  “iddiasıyla” Orduya gölge düşürmek, saygınlığını hırpalamak ve daha da açıkçası, olası bır müdahalenin önünü almak!
Gözaltına alınanlar “darbe ortamı yaratmakla”  suçlanıyorlarmış. Bu pek de somut olmayan ve yorumu güç bir ifade... Ortam nasıl yaratılır? Ve şu sırada bu “ortamı yaratmaya” da ne gerek var!

Ve komplo teorileri revaçta olduğuna göre; bazılarının meşhur olmak, iktidara yaranmak istemelerinden başka, acaba bazı yabancı servislerin de parmağı var mı? Ülkeyi karıştırmak için ve Orduyu etkisiz hale getirmek için her şeyi yaparlar!

Dağlıca konusunda da Orduya kesin olarak -sadece karşı değil- açıkça  “düşman”  olanlar, gene yasaklara rağmen, oradan buradan sızmış, sızdırılmış haberlerle halkı Ordudan soğutmak ve daha da vahimi, savaşmakta olan askerlerimizin morallerini bozmak için, aynı operasyonu yürütmediler mi? Hâlâ da yürütmüyorlar mı? Yetkililer, bu yasaklara riayet edilmemesine, TSK’nın ve Komutanların töhmet altında bırakılmasına neden engel olamıyorlar? Burada da bir  “bilinç”  yok mu?

Dün yazmıştım; galiba asıl maksat  “taşları bağlamak, köpekleri serbest bırakmak!”
ERGENEKON; Türkler, milliyetçiler için kutsaldır! Tavsiye ederim, kimse  “Kurt” u öldürmeden, postunu paylaşmaya kalkmasın! Hem, o ‘Kurt’un postunu taşımak da kolay değil, herkesin harcı hiç değil! 

NOT: Bu komplo harekâtı, Nazif Okumuş gibi bana da, 1943-44’de tanığı olduğum  “Turancılık cadı avı” hareketini hatırlattı. Ayrıntıları yarınki ‘Pazarlık’ köşemde anlatacağım...

Yazarın Diğer Yazıları