Trabzonspor mu, basın mı?

Trabzonspor camiasının sıkıntısı, zaten küçük işlerle uğraşmak..
Adeta, büyük işlerin emanet edildiği küçük adamların, yüklendikleri sorumluluğu taşıyamayarak altında ezilmeleri gibi..
Ya da, beceriksizlerinin sebebini dışarıda arayarak, başkalarını suçlayarak hedef saptırmaya çalışmaları misali...
Şunun şurasında kongreye 3-4 gün kalmış, halâ, kısır çekişmelerin göstergesi beyanatlar medyada boy gösteriyor.
Gereken transferleri yapamayacakları gün gibi ortada olanlar, utanmasalar, Barcelonalı Ronaldinho’dan da söz edecekler.
Sürekli bir medyada yer alma düşkünlüğü türedi bunlarda.
3-4 günlük ömürleri kalmış, tarihin en kötü yöneticileri, “bu fırsatı gelecek hafta bulamayacağız” diyerek..
Yönetici olarak seçilemeyecekleri apaçık ortada olanlar, “Bir daha ancak sonraki kongre zamanı” diye düşünerek boy boy fotoğrafları ile sahne alıyorlar.
Bu davranışların ne Trabzonspor’a, ne de camiaya en küçük bir yararı yok... Hatta zararı çok...
Bunda Trabzon basınının güçlü olmasının suçu yok mu?
Çok!...
İyi de Trabzon’da Türkiye’nin en güçlü yerel basını var  ise, bu gücün olumlu etki yapması gerekmiyor mu?
Mutlaka!..
Ancak, 7 günlük gazete ve toplamda neredeyse 20 bine yaklaşan bir trajlı yerel basın olmasaydı, acaba Trabzonspor’u istismar ederek, topluma kendilerini göstermeye niyetli olanlar, niyetlerini bu kadar sonuca ulaştırabilirler miydi?
Hayır...
Dolaylı olarak, Trabzon basınının gücü, yükleneceği işin sorumluluğundan bi haber, gömleğin içini dolduramayacakları da, sayfa çokluğundan kamuoyu ile haşır neşir ediyor, tanıtıyor.
“Reklamın iyisi kötüsü olmaz” gibi bir yanlışın içinde olanlarda bu fırsattan istifade ediyorlar.
Ama, Trabzonspor’un böylelerinden
hiç ama hiç istifadesi yok.. Olması da mümkün değil..
Hani sürekli tekrarlıyoruz ya; ünlü ta-rihçimiz Danışmend, “Büyük fikri küçük kafaya sokma yarabbi” diye...
İşte işin özeti budur.
Fikir büyük, kafa küçük olduktan sonra, değil her hafta, her gün tam sayfa
gazetelerde yer alsanız ne olur, almasanız ne olur?

Yazarın Diğer Yazıları