Vakıflar Yasası, AKP'yi kapatma gerekçesidir!

Vakıflar Yasası, tek başına AKP’nin kapatılma sebebidir. Çünkü, hem Türkiye AB’ye üye olmadığı halde Avrupa Birliği direktifi ile çıkarılmış, hem de devletin değiştirilemeyecek temel niteliklerinden olan laikliğe aykırıdır.
Yasanın laikliğe neden aykırı olduğunu yine Avukat Gülseren S. Aytaş’ın incelemesinden çıkaralım:
* Vakıflar Yasa tasarısı, laik hukuk sistemimize bütünüyle aykırıdır; Müslüman Türk vatandaşlarına verilmeyen hakları, gayrimüslim Türk vatandaşlarına ve yabancılara vermektedir ki, bu durum imtiyaz/ayrıcalık tanımadır. Laik hukuk sisteminde hiç kimseye, zümreye veya yabancılara imtiyaz/ ayrıcalık (kapitülasyon) tanınmaz. Herkes kanun önünde eşit haklara sahiptir, dolayısıyla devlet içinde devlet benzeri yapılanmalar yoktur.

* Devasa küresel vakıflarla Türkiye’deki münhasıran hayır amacıyla kurulan geleneksel vakıfların boy ölçüşmesi/ fiili mütekabiliyet mümkün değildir.

*
Yasama ve Yürütmenin en temel ve vazgeçilmez görevi, Türk vatandaşlarının millî çıkarlarını ve haklarını diğer devletlere karşı koruyucu ve kendi vatandaşları arasında ayrımcılık yapmayan, ülke kalkınmasına/ ilerlemeye yönelik yasalar çıkarmak ve uygulamaktır.

*
Millî ve üniter bir devlet olan Türkiye’nin, çağdaş laik hukuk sisteminden vazgeçme lüksü yoktur. Çünkü millî ve üniter bir devlette “ayrı hukuk sistemi talepleri” kabul edilemez.

*
Lozan’daki görüşmelerde siyasî ve idarî yetkileri olmadan Türkiye’de kalmasına izin verilen Fener Rum Patrikhanesinin uluslararası yetki/ ekümeniklik talebi, hukuk sistemimizden ayrı bir hukuk gerektirmekte olup, laikliğe aykırıdır.

*
Ekümeniklik talebinin, özel statü talebi niteliğinde ve hukuk birliği gerektiren laik hukuk sistemine aykırı olduğu hususu, Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin Haziran 2007’de verdiği karar ile de sabittir.

* * *

Günümüzde,  “Atatürk, 1939 Tanzimat Fermanı ile başlayan Batılılaşma sürecinin  devamıdır”  şeklinde propagandalar yapılmaktadır. Oysa Atatürk, Batı’nın yüzyıllık sömürü projelerini, Lozan’da tasfiye eden, tam bağımsızlık ve egemenlikten taviz vermeyen, bütün bunları gerçekleştirirken dünya üzerindeki 45 bağımsız devletten 40 devlet ile dostluk antlaşması yapan gerçek bir önderdir.
Pakistan’ın kurucusu Muhammed Ali Cinnah,  “O, Türkiye’yi kurmakla bütün dünya uluslarına Müslümanların seslerini duyuracak kudrette olduğunu ispat etti. Kemal Atatürk’ün ölümüyle Müslüman dünyası en büyük kahramanını kaybetmiştir. Atatürk gibi bir önder önlerinde bir ilham kaynağı olarak dikildiği halde Hind Müslümanları bugünkü durumlarına razı olacaklar mı?”  demiştir.
Peki Türk Müslümanları, Vakıflar Yasası’na razı olacaklar mı? 

* * *  

* Bir ırk veya cemaati desteklemek üzere vakıf kurulması, Anayasamızın 10. maddesinde zikredilen eşitlik ilkesine ve Medeni Kanunun 101. maddesi hükmüne aykırı olup, hukuken mümkün değildir. Dolayısıyla Cumhuriyetten önceki şer’i hükümlere uygun olarak kurulan cemaat vakıfları, bugünkü laik hukuk sistemine ve Medeni Kanun’a uygun olarak kurulmuş yeni vakıflar gibi işletilemezler; faaliyetlerine Lozan’da ve Atatürk zamanında çıkarılan 2762 s. Vakıflar Kanunu’nda öngörülen statüde devam edebilirler.

*
Vakıflar Yasa Tasarısı, Lozan Antlaşması’nın 39/2, 39, 40, 42 ve özellikle 45. maddesi hükümlerine, Anayasamızın 10. maddesinde zikredilen eşitlik ilkesine, Medeni Kanunun 101. maddesine bütünüyle aykırıdır.

*
Laik hukuk sistemine göre herkesin kanun önünde eşit olduğu, dolayısıyla, gayrimüslim Türk vatandaşlarına, Müslüman Türk vatandaşlarına veya Yunanistan’daki Türk azınlığa verilmeyen hiçbir hakkın verilemeyeceği hususu unutulmamalı, Lozan’a, Anayasaya, Medeni Kanuna, Cumhuriyetimizin temel niteliklerinden biri olan laiklik ilkesine ve millî çıkarlarımıza aykırı olan Vakıflar yasa tasarısı, derhal geri çekilmelidir.
(Bu satırlar yayınlandığında yasa geçmişse veto edilmeli veya CHP ve MHP Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusunda bulunmalıdır.)

Yazarın Diğer Yazıları