Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Diplomatik nezaket

Mehmetçiğin uzun bir aradan sonra sınır ötesi operasyonu haberlerini okurken midem bulandı. Riyakârlığın gökdelen misali yükselişinin ardında yine ihanet kokuları geliyor. Her fırsatta Türk ordusunu ve personelini yıpratmayı görev haline dönüştüren malum basın şimdi generallere övgü yağdırıyor. 25 yıldır terörle mücadelede binlerce şehit vermiş olan Türk ordusu sanki yeni operasyon yapıyormuş gibi yansıtılıyor haberlerde. Askerin kahramanlığını yeni keşfedenler de var. Ama ille de işin diplomatik bağlantıları ve koordinasyonun mükemmelliğinden bahsederek AKP hükümetine temenna çakmak şart.

Her zamanki gibi kötümser olduğumu iddia edenlere bugünkü (dün) gazetelerin harekât ile ilgili haber ve yorumlarını yeniden okumalarını salık vereceğim.

“Gece yarısı Bush’u telefonla aradım”  diye buyurmuş Sayın Başbakan. Duyan gören de “Vay be Tayyip Bey kankası Bush’u gece yarısı yatağından kaldıracak kadar samimi” diyecek öyle mi? Erdoğan, Türkiye ile Amerika arasındaki saat farkını gazetecilere hatırlatacak değil ya. Açıp gece yarısı telefonu  “Biz Irak’a giriyoruz haberin olsun. Sana Bağdat hurması alacağım. Yengenin bir isteği var mı?”  diyecek hali yok ya!

Diplomatik nezaket şart üstadım şart. Bunca yoğun diplomasi arasında elbette Maliki de aranacak.  “Müsaitseniz annem ile babam size oturmaya gelecek” muhabbeti değil bu. Ne de olsa ev sahibine haber vermeden çat kapı girilmez. Talabani de aranmalı yani. Üstelik  “Biz size geliyoruz ama siz de haftaya bize gelin. Mısır patlatıp çay içelim”  davetinde bulunmak iyi komşuluk ilişkilerinin göstergesi olmalı.

Vıcık vıcık yağ damlamaları arasında sayfaları yeniden çeviriyorum.  “Harekâta büyük destek”  başlıklı haberlerin arasında dış basının yorumları da var. Askerin sınır ötesine girişini Türkiye bile Reuter Ajansı’ndan duymadı mı? BBC “Operasyon ABD ve AB’yi endişelendiriyor”  demiş. AFP  “NATO ülkeleri arasında ABD’nin ardından en büyük orduya sahip olan Türkiye Irak’taki istikrarı bozabilir”  diye buyuruyor. Amerikalı ve İngiliz yetkililerin Türk ordusunun bir an önce çekilmesi gerektiğine ilişkin haberleri ise satır aralarına gömülmüş.

Dost ve müttefiklerimiz böyle buyuruyor da bizim yerli işbirlikçiler çanak tutmaz m ? Durumdan vazife çıkaran pek ünlü yorumcular çöreklendikleri köşelerinde  “Harekât gerekli olmakla beraber sorunun çözümüne katkı sağlamayacaktır. Irak’ın kuzeyindeki Kürtleri daha fazla tahrik etmemek için bir an önce ordu geri çekilmeli”  diyerek üstlendikleri görevi yerine getirmenin dayanılmaz hafifliğini yaşıyorlar. Öte yandan ABD’nin terör örgütünü bitirmeye kararlı olduğunu bu iyi niyete karşılık derhal demokratik çözüm için katkı sağlanması gerektiğini yazıp çizenlere sakın öfkelenmeyin. Aynı tayfanın türban krizi diye bas bas bağırması da gaz alma operasyonunun bir parçası değil miydi? Ordunun Irak’a girişiyle değişen gündemden faydalanan Cumhurbaşkanı Gül’ün onaylama zamanlamasına da şapka çıkarılır hani... Tekel’in İngiliz şirketine aynı zamanda satışı da fena fikir değil. Azınlık Vakıfları Yasası tereyağından kıl çekilir gibi geçirildi. Pazar tatilinde yine kafalarınızı karıştırdım değil mi? Üstelik bunu çok sık yapıyorum. Kendi can sıkıntım yetmezmiş gibi sizlerin de canını sıktığımın farkındayım. Ama elimde değil. Kafam çok bozuk, hem de fena bozuk.

Türk ordusu kış şartlarında büyük bir operasyon düzenlemiş. Bunu yeni duyanlara göre önemli bir zafermiş. Bütün dünya buna şaşırmış da operasyondan iki gün önce ünlü bir internet sitesindeki bir haberi o sırada okumayanlar yeni keşfetmişler. 5-6 yıldır girilemeyen söz konusu arazide yıllar boyu asker piknik yapmaya gitmedi ya... Her şey Erdoğan’ın sayesinde oluyormuş. Ne diyelim öyle düşünenlerin başından Allah O’nu eksik etmesin!
Velhasıl kelam... Diplomatik nezakete devam, AKP’ye selam!

Yazarın Diğer Yazıları