Sezer haklıymış...

Vetolu İbrahim Şahin, TRT Genel Müdürlüğü koltuğuna oturunca doğum yeri olan Amasya’nın her şeyi haber olmaya başladı...

TRT Genel Müdürlüğü koltuğuna İbrahim Şahin’in oturmasıyla birlikte TRT bültenlerinde Amasya konulu haberlerde artış görülürken, idari kadrolara atananlar arasında Amasyalıların çoğalması da dikkat çekti. Göçmen kuşların Amasya’da mola vermesinin bile haberleştirildiği TRT’de, Amasyalı olan Şahin’in doğum yeri Akyazı köyünün belgeseli de hazırlanarak ekrana taşındı.
10. Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer tarafından veto edilen Şahin’in, TRT’deki yakın çalışma kadrolarına hemşerilerini getirmesi göze çarptı. İçişleri Bakanlığı’nda kontrolör olarak görev yapan Amasyalı Selami Karanfil, TRT Alım İkmal Dairesi Başkanlığı’na atandı. TRT Personel Dairesi Başkan Yardımcısı Cengiz Parlakyiğit görevinden alınarak yerine Amasya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde şube müdürü olarak çalışan Metin Yıldırım getirildi.
Amasyalı TCDD Genel Müdür Yardımcısı Şükrü Kutlu’nun akrabası olan Ankara PTT Müdürlüğü’nde görevli Hakan Kutlu ise Şahin’in özel kalem müdürlüğüne atandı.

Belgeselli köy
Şahin’in, aralarında Selami Karanfil’in de bulunduğu hemşerileriyle çekilmiş fotoğrafları da Akyazı köyünün internet sitesinde yayınlandı. www.akyazikoyu.com adresinde, sık sık TRT’nin Akyazı köyü ile ilgili belgesel çekimi bilgileri ile Metin Yıldırım’ın TRT’ye geçişi gibi duyurular da yer aldı. Belgesel, TRT ekibi tarafından kısa sürede tamamlandıktan sonra 9-10 Şubat’ta “Türkiye’deki Dünya” programında gösterildi.
Amasya Belediye Başkanı ile röportajlara da yer yerilen TRT yayınlarında Amasya ile ilgili olarak, ilginç başlıklar taşıyan çok sayıda haber ekranlara getirildi.

Göçmen kuşların verdiği mola bile haber oldu 
Amasya’yla ilgili son dönemde TRT’de yayımlanan haberlerden bazıları şöyle:
* 5 Mart: Amasya’nın simgelerinden Kralkaya mezarları için ışıklandırma sistemi kurulacak.

* 3 Mart: “Amasya Tarihi” adlı eserin, ilk 5 cildi sadeleştirilerek bastırıldı. Amasya Belediye Başkanı ile röportaj.

* 29 Şubat: Amasya’da gece yapılan deprem tatbikatı gerçeği aratmadı.

* 29 Şubat: Amasya’da kadın çiftçiler yarıştı.

* 27-29 Şubat: Amasya Belediyesi, şehir merkezindeki binasını yıkarak yerine meydan yapma kararı aldı. Amasya Belediye Başkanı ile röportaj.

* 27 Şubat: Amasya Tamimi’nin yazıldığı Saraydüzü Kışlası yeniden inşa edildi. Amasya Valisi ile röportaj.

* 13 Şubat: Amasya Belediyesi herkese açık İngilizce seferberliği başlattı. Amasya Belediye Başkanı ile röportaj.

* 13 Şubat: Amasya’da bilim şenliği düzenlendi.

* 8-9-11 Şubat: “Marka Kent Projesi” kapsamında Amasya Valisi ile röportaj.

* 1-2 Şubat: Altın Elma Türk Sanat Müziği Beste Yarışması için çalışmalar başladı.

* 29 Ocak: TRT-2’de Hayat Akarken programında Amasya’ya yer verildi.

* 24-25-27 Ocak: Göçmen kuşlar Amasya’da mola verdi.

* 24-25 Ocak: Amasya semaveri can çekişiyor.

* 22-23 Ocak: Yapılan bir araştırmaya göre, yılda 6 kişi sadece bir kitap okuyor. Amasya’da ise bir kişi yılda 6 kitap okuyor. Amasya Valisi ve Belediye Başkanı ile röportaj.

* 13-14 Aralık 2007: Türkiye turizm hedeflerini büyüttü. Amasya Turizm Müdürü ile röportaj.

* 9-10 Aralık 2007: Amasya Altın Elma Ödülü verildi.     Amasya Vakfı Başkan Yardımcısı ile röportaj.                      
* Milliyet    


+++++


Bir model aklınıza gelirse...
JAPON modeli diyorlar, Venedik modeli diyorlar, Brüksel modeli de olur diyorlar. Ne bunlar?.. AKP’yi kapanmaktan kurtaracak, başka ülkelerdeki anayasa modelleri. Çünkü arkadaşlar işleri berbat ettiler, partileri kapatılacak, şimdi bundan kurtulmak için acele “model” lazım.
*
Bu model arayışı ilk değil. Türbanı üniversitelere sokmak için daha ne kadar zaman önce kızların başı için model arıyordu sofular:
Çene altı modeli...
Çengelli iğne modeli...
Üstten bağlama modeli...
Yanda toplama modeli...
*
Türban modelinin başlama yeri dahi bir başka model meselesiydi; modeli nasıl olsundu Türkiye’nin?
İran modeli...
Ilımlı İslam modeli...
Dubai modeli...
İşte o zaman birisi “Malezya modeli” dedi ve bizim medya nasıl koşmuştu Malezya’ya. Nasıl unutursunuz?
*
Şimdi başları dertte.
Tüm bu olanlar model aramanın günahıdır. Dünyanın gıpta ettiği, hiç yoktan bir vatan, bir ulus, bir devlet yaratan Mustafa Kemal’in laik Cumhuriyet modelini tekmeleyip, karanlık niyetlerle model aramanın vebalidir bu.
Neyi uymadı size laik cumhuriyet modelinin?.. Çağdaş Türk kadını modeli niye battı size?.. Uygar yaşam modeli niçin rahatsız etti sizi?.. Neden?.. 
*
Partiyi kurtarmak için Japon modeli de var. Brüksel modeli de iyi gelir diyorlar.
Ama değiştirilemez anayasa maddeleri ile yobazlığa izin vermeyen “laik cumhuriyet modeli” olmuyor.
Başka model lazım... Başka...
* Bekir Coşkun / Hürriyet


+++++


Haydi Kâbil’e

Tayyip Erdoğan’ın Bush’la 5 Kasım görüşmesinin ertesinde, bu sütun dahil, basın pek çok ağızdan:
 “Sınır ötesi operasyon karşılığında ABD’ye ne verildi” diye sormuş, Başbakan Erdoğan şöyle öfkelenmişti: “Bu değerlendirmeler hiç şık değil, çok çirkin, çok alçakça. Türkiye Başbakanı böyle bir işbirliğine gidecek kadar şerefsiz değildir...”
Türkiye’nin Afganistan’a asker göndermesi kesinleşirse Başbakan’a bu sözleri önümüzdeki günlerde sık sık anımsatılacak... Acaba kendileri ne cevap verecek?..
* Melih Aşık / Milliyet



+++++


RTE, XIV’üncü Louis mi?..

Geçenlerde (14.03.2008) bu köşede “Sonra Oturup Ağlamasınlar” başlığı altında bir yazı yayımlandı...
Ne diyorduk?..
“Gün geçtikçe gelişip yoğunlaşan iletişim teknolojisi bizde neye hizmet ediyor ?.. İslamcılığın (İslamın değil) beş şartına...  Bir azgınlık.. bir azgınlık ki demeyin gitsin...
Neden bu azgınlık?..
İslamcılar -ılımlısı ve köktencisi- artık ülkeyi, belediyeleri, devleti, her şeyi ele geçirdiklerine inanıyorlar...
AKP iktidarı belli hedefe doğru doludizgin yürüyor, yandaşları da içmeden sarhoş olmuşlar...
Ülke altüst...
Herkes birbirine soruyor:
- Ne olacak?..
Bu gidişle bir şeyler olacak...
Ama ben (...) şimdiden haber vereyim...  Bir şeyler olduğunda sonuç düşündükleri gibi çıkmazsa, oturup mazlum rolünde ağlamasınlar ... ”
*
Birkaç gün sonra Yargıtay Başsavcısı AKP’yi kapatma davası açınca dinci ya da liboş gazetelerde yorumlar - haberler yayımlandı...
Dediler ki:
- İlhan Selçuk davadan haberliydi...
Geri zekâlılığın üst göstergesiydi bu tür yazılar...
Çünkü zaten iki ay önce Yargıtay Başsavcısı dava uyarısını yapmış, haber bütün gazetelerde yayımlanmıştı...
Peki, şimdi ne olacak?..
*
Başsavcı görevini yaptı, davayı açtı...  Davalı iktidar partisi ve iktidara bağlı medya kendinden geçmiş ve çıldırmış gibi...  AKP iktidarı hukuku, anayasayı, yasaları, Başsavcı’yı, yargıyı tepeleme savaşımının borularını durmadan üflüyor...
Ve herkes yine birbirine soruyor:
- Ne olacak?..
*
Ya anayasal hukuk işleyecek...
Ya da AKP iktidarının çılgınca gidişatıyla her şey birbirine girecek...
RTE yoksa hastalandı mı?..
14’üncü Louis edasıyla diyor ki:
 “- Devlet benim...”
Başbakanın dengesizliği ortalığı allak bullak ediyor, sapla saman birbirine karışıyor, siyasetin karnı neredeyse burnuna değecek, hamilelik sancıları bir şeylere gebeliği pompalıyor...
Evet, bu gidişle bir şeyler olacak...
RTE 14’üncü Louis gibi ’devlet benim’dedikçe Türkiye’nin dengeye girmesi, ortalığın sakinleşmesi ve normalleşmesi olanaksız...
Ya RTE anayasaya ve yargıya ’sokaktaki adam’gibi saygı gösterecek...  Ya da 14’üncü Louis olmadığını RTE’ye anımsatacak ve öğretecek bir hesaplaşmaya hazırlıklı olalım...
Aklın bir başka yolu yok...
* İlhan Selçuk/ Cumhuriyet



+++++



 “Ak Partililere benim de bir tavsiyem var : Şu günlerde Cumhuriyet gazetesini dikkatle izlemeliler. Hürriyet veya Milliyet, hatta Vatan önemli değil bu süreçte, onlar ” Vur kaç “ ekibi; karargâh (Ergenekon’un karargâhını kast ettiğimi sanmayın, Ak Parti’yi ne pahasına olursa olsun durdurma çabasının karargâhı), Cumhuriyet gazetesi... Şu satırları haftanın ilk günü Cumhuriyet’in ’başyazı’sütununda okudum: ” Yüksek mahkemenin vereceği kararın ne olacağı elbette bilinemez; ancak Türkiye’nin lâik Cumhuriyet olarak İslâm dünyasındaki olumsuz gelişmeler karşısında ayakta kalabilmesini elbette yalnız hukukla ve davalarla sağlamak mümkün değildir. 
Bilinenlerin tekrarı olan yazı sanki bu cümleyi kayıtlara geçirmek için kaleme alınmış gibiydi. “Yalnız hukukla ve davalarla sağlamak mümkün değildir” cümleciği ufukta başka sürprizlerin bizi beklediğini akla getiriyor. 
* Taha KIVANÇ  (Fehmi KORU) Yenişafak



+++++


GÜNÜN SÖZÜ
Parayı alan düdüğe üfler Cumhurbaşkanına Kayserili bir tornacının oğlu olduğu için, başbakana da Rize göçmenli bir Kasımpaşa çocuğu olduğu için kızıyorlar...
* Engin Ardıç/ Sabah

Yazarın Diğer Yazıları