Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Türkeş'in mirası ve Türkeş'e borç

Onbir yıldır yetim kalan ülkücüler Türk Milliyetçiliği hareketinin ezeli ve ebedi lideri Alparslan Türkeş’in yokluğunu her geçen gün daha çok arıyorlar. Türk siyasi hayatında ilk defa genelbaşkanının adıyla anılan parti MHP’dir. Anadolu’nun en ücra köşesinde bile “Türkeş’in partisi” olarak bilinen MHP’nin bugünkü konumu ise malum. Yılın belli günlerinde Türkeş’in mezarına çiçek bırakıp, su dökerek çöreklendikleri siyasi mirası çar-çur edenlerin gerçekte Türkeş’in derin izlerinden kurtulmak için ince planlar yaptıkları biliniyor.

“Tarih Türkeş’i haklı çıkardı” sözlerini sadece anma günlerinde sarfetmek zorunda kalanların Türkeş’in partisi MHP’nin adını bile değiştirmeye kalkıştığını Türkeşçiler, Türk Milliyetçileri ve Türk kamuoyu biliyor. Türkeş’in kurduğu ve ideolojik çizgilerini çizdiği partinin fikri çizgisinden kaydırılmasına rağmen “marka” özelliğini halen taşımaktadır. Bu markanın daha uzun süre prim yapacağını bilenler, Türkeş’in geniş halk kitleleri ile kucaklaştırdığı Milliyetçiliği belirli bir kalıbın içine hapsederek kontrolde tutma görevini yerine getiriyorlar. Ancak, yarım asırlık mücadelenin günümüzdeki izdüşümleri bile MHP’nin umut olma özelliğini koruyabiliyor. Duvarlardaki fotoğraflar dışında Türkeş’in izlerinin fazlaca bulunmadığı teşkilat yapısını sorgulamak gibi uzun ince bir yola girmektense, Rahmetli’nin son günlerinde üç milyonu aşan üye sayısının bugün kaç bin ile sınırlandığını hatırlatsak yeterli olur.

Bir süredir sağlık sebepleri yüzünden Ankara dışında dinlenmek zorunda kaldığımdan “Başbuğtepe”deki anma toplantısına katılamadım. Telefon ile katılımcılarla görüşüp basından takip ettiğim kadarıyla Türkeş’in aziz ruhu önünde O’nun “iki büyük eseri”nden bahsedilmiş.
 “Alparslan Türkeş’in iki büyük eseri vardır; birincisi Türk Siyasi hayatın ve milliyetçiliğin gücü olan MHP, ikincisi ise Türk Gençliğine büyük umutlarla emanet ettiği Ülkü Ocakları...
....

Milliyetçiler Türkeş’in sağduyu yolunu izleyerek içte ve dışta hiçbir senaryonun ülkemizde uygulanmasına izin vermeyecektir. Ondan devraldığımız bu kutlu davayı hedefine ulaştırmak gönül, ahlak ve dava borcumuzdur...” sözleriyle ifade edilen cümleleri lütfen yeniden okuyunuz. Miras hukukunda ya tamamen sahiplenme ya da redd-i miras vardır. Yani “babamdan kalan üç dairenin birini alıyorum, diğerini istemem. Borçlarını da kabul etmem” denmez. Bu siyasi miras için de geçerlidir.

Türkeş’in mezarına çiçek bırakıp, su döken konuşmacı sadece parti ve ocak ile sınırlandırırken, O’nun kurduğu Türk Kurultaylarından hiç bahsetmemektedir.

4 Nisan 1997 gününde MHP’nin Yargıtay Cumhuriyet başsavcılığına bildirilen üç milyondan fazla üyeyi niçin sildiğini O’nun siyasi ve manevi mirasçılarına açıklamamakta.

Türkeş’in Türk Gençliğine emanet ettiği Ülkü Ocaklar’ında yetişmiş milyonlarca gencin bugün nerede olduğunun muhasebesini yapmak bile yasaklanmıştır. Türkeş’siz onbir yıldır yetim kalan insanlara niçin şefkat gösterilmemiştir.

Lafa gelince “gönül, ahlak ve dava borcumuzdur” sözlerini bol keseden söyleyenler sözkonusu borcu gönül, ahlak ve dava açısından nasıl, nerede ve kimlere ödemişlerdir?
“Tarih Türkeş’i haklı çıkardı”  derken  “Türkeş olsa nasıl davranırdı” sorusunun cevabını gönül, ahlak ve dava borcu olanlara verebilmiş midir.

Türkeş’e borcu olanlar yılın belli günlerinde O’nun mezarına çiçek bırakıp su dökmekle ödenmeyeceğini anlayana kadar Türkeş’in yetimlerinin boynu bükük kalacağını biliyorlar. Ve ne yazık ki Türkeş’in emanet ettiği gençlikte yeni nesiller ülkücü olarak eğitilmiyor. Yeni nesil gençlik için ülkücülük cazibe merkezi olmaktan çıkmış durumdadır.

O’nu anmaktansa ömrü boyunca anlamaya çalışan sıradan bir öğrencisi olarak bu yazdıklarımı işlerine gelmediği için anlamayanlar, her zamanki gibi muhalefet ettiğimi iddia ederek rahatsız olacaktır. Olsun... Kendi adıma Türkeş’ten aymazları rahatsız etmeyi öğrendiğim için müsterihim...
Cenab-ı Allah’tah Alparslan Türkeş ve Türk Milliyetçiliğine hizmet edenlere ve şehidlerimize rahmet niyaz ediyor, aziz ruhları için el-Fatiha diyorum...

Yazarın Diğer Yazıları