Bir mitolojik masal vardır; “Ejderha -canavar- beyazlı genç kıza saldırırken onu genç bir şövalye kurtarır!” ... İtalyan Sanatçısı Pippa Bacca, gelin kıyafetinde Avrupa’yı oto stop yaparak geçtikten sonra Türkiye’de onu otomobiline alan Murat Karataş adlı bir “canavar”ın tecavüzüne uğradı ve öldürüldü... Onu kurtaracak şövalye ortalıkta yoktu!
“Canavar” diyorum, çünkü aynı şenaati işleyenlere “sapık, akli dengesi bozuk” vb.. demek az! ... “Kazaen yapmış” ... “Şeytana uymuş” ve “hem Pippa da neden o kıyafetle oto stop yapıp onu tahrik etmiş” demek de yanlış. Bu şen’i olaydan dolayı milletçe aşağılık kompleksi yapmak da çok yanlış! Çünkü aynı “canavarlar” başka ülkelerde de var ve tecavüz edecek fırsatı ve şikârları beklerler! Nitekim Pippa’nın kardeşi de efendilik yapıyor,  milletimizi suçlamıyor.
Sosyologlar ve psikologlar bu olayı, bilimsel olarak teşrih ve teşhis edeceklerdir. Ülkemizde, toplumuzda “cinsel açlık” kadar,  “cinsel eğitimsizlik” olduğu doğru ama gazete ve televizyonlarda da özendirici tahrik unsurları bulunduğu da doğru!

Türklüğe hakaret
Fakat gene de “son tahlilde” Pippa Bacca olayı milletimize, toplumumuza TCK’nın boyutlarını da aşan  “Türklüğe hakaretin”  dik âlâsı! ... Nasıl 301. madde kaldırılır veya sulandırılırsa, “hakaret” pervasızca yapılırsa, bu canavar gerektiği gibi cezalandırılmazsa, “caydırıcılık” kalmaz!
Bu canavarı avukatı, bilmem nasıl savunacak? Dedim ya psikolojik vak’a, aklı dengesi bozuk gibi klasik savunmaların veya Pippa’nın böyle serbestçe oto stop yaparak onu tahrik ettiği iddiası cezada hafifletici unsurlar olarak mı kabul edilecek? Hiç şaşmam. Çünkü geçmişte, benzer olaylarda aynı şeyler oldu, “canavarlar” birkaç sene sonra tedavi bile edilmeden, gene aynı şenaati icra etmek üzere salıverildiler!
Fakat idam cezasını kaldırtan liberaller buna karşı çıkacaklardır; onlar, mağdurlardan yana değil, ilke olarak canilerin ve teröristlerin “haklarından” yanadırlar! 
İdam cezası AB dayatmasıyla kaldırıldıktan sonra hem terör suçları konusunda hem de böyle vakıalarda “caydırıcılık” kalmadı! ABD’de, çoğu eyaletlerde idam cezası var. Cezaları, “hiçbir şüpheye mahal kalmamacasına sabit olan” suçluları cayır cayır yakıyorlar. En “insanisi” damarlarına zehir şırınga ediyorlar. İdam cezası veren bir Amerikan yargıcının dediği gibi, “Kamu vicdanı tatmin edilmeli”. Bu vesileyle sorayım; APO, ABD ve AB baskısıyla idam edilmedi,  “Kamu vicdanı” tatmin oldu mu? Ve terör suçlarında “caydırıcılık” nerede kaldı?

Acı bir anım...
Pippa cinayeti bana hayatımın en acı olaylarından birini hatırlattı... 1963’de iki Alman turist karı koca, böyle tecavüzden sonra öldürülmüşlerdi. Cenazeleri Berlin’e gönderildi. Ben o sırada Bonn’da Basın Müşaviriyim. Bakanlık Berlin’e gidip Türkiye adına cenaze merasimine katılmamı emretti ve Bakanlıktan gelen bir heyetle, Berlin’e kiliseye gittik. Oradaki cemaatle ve öldürülenlerin yakınlarıyla karşılaşmak ve onlara başsağlığı dilemek hayatımın en acı, “insani ve resmi” görevlerinden biri idi! Merak ediyorum o, 1963’deki menfur olayın  “canavarına” ne oldu. Hâlâ yaşıyor mu? Muhtemelen, birkaç yıl yatmış sonra da  “hafifletici sebepler göz önünde tutularak” serbest kalmış, aramıza karışmıştır! Eğer bırakırsak, Murat Karataş’a olacak da budur!  
İlhan Selçuk
Sevgili İlhan Selçuk ölüm kalım savaşı veriyor. Açık kalp ameliyatı başarılı geçti ama hâlâ yoğun bakımda... Özellikle bizim yaşlarımızda, her cerrahi müdahalede riskler var. Asıl  “başarı” Selçuk’un ayağa kalkıp, kalemi eline alıp mücadelesine bıraktığı yerden başlaması olacak. Nefesimi tutup bekliyorum.

Eğer maazallah bir aksilik olursa, bu  “cinayetin” tetikçileri,  “Eceli varmış”  veya  “Bunu da Ergenekon” yaptı derlerse hiç şaşmayın! Allah Doğu Perinçek’i, Veli Küçük Paşa’yı, Kemal Kerinçsiz’i ve diğerlerini bu  “ecelden”  korusun! 

***

Can dostum Şiar Cavit Yalçın, İlhan Selçuk’a gönderdi... Bilmem, Selçuk’un eline geçer mi?
Ben kayıtlara geçsin diye yayınlıyorum: “Atatürk’ü sevenler ölseler de yok olmazlar, sevmeyenler, ölmeseler de hep hasta kalırlar... Daha uzun yıllar başımızda kalman dileğiyle... Altemur da hissiyatıma katılıyor!”