Rumları eski topraklarına kim davet etti?

2005 yılında Rum Fileleftheros gazetesi, Gökçeada’da yaşayan Rum azınlığın, genişlemeden sorumlu AB Komiseri Olli Rehn’e  “Yunan azınlığın haklarında ciddi ihlallerin devam ettiği”  şikâyetinde bulunduğunu yazdı.
Habere göre Rum azınlık, 1960-1970’li yıllarda devlet tarafından uygulamaya konan  “Eritme Programı” nın devam ettiğini, bu programın ise  “Türkleştirme” yi hedeflediğini iddia etti. 

* * *

Ardından Başbakan Tayyip Erdoğan, Bozcaada ve Gökçeada’yı ziyaret etti, önce Selanik’teki Gökçeadalılar Derneği yöneticileriyle sonra da Gökçeada Metropolit’i Yorgi Drogni Krilyos ile görüştü.
Erdoğan, adalardaki Rumların kendisine emanet olduğunu vurgulayıp,  “Onların burada dertleri nelerse, bunlar azınlıktır diyerek, kenara itmem mümkün değildir. Çözmek zorundayım”  dedi!
Çünkü Avrupa Parlamentosu ve Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu üyesi Konstantinos Hacitakis, Ekim 2003’te AB Komisyonu’na iki soru önergesi vermiş ve bunun sonucunda 6 Ekim 2004’teki AB ilerleme raporunda Gökçeada ile Bozcaada’daki azınlık okullarının yeniden açılması, tapu konusunda karşılaştıkları zorlukların giderilmesi ve müsadere edilen mülklerin iadesi talepleri dile getirilmişti! 

* * *

Önceki gece sabaha karşı, TBMM 301’inci madde görüşmelerini tamamlamak üzere iken Çanakkale milletvekili Mustafa Kemal Cengiz, Bozcaada ve Gökçeada’da gezen AB yetkililerini gündeme getirdi.
Gerçekten de Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin İsviçreli üyesi Andreas Gross,  “Bozcaada ve Gökçeada’da yaşayan Rumların neden göç ettiklerini, göç edenlerin ise neden geriye dönemediklerini”  araştırmak üzere, hafta sonundan bu yana bu iki Ada’yı ziyaret ediyordu.
Hürriyet’in haberine göre AKPM’nin ziyaretle ilgili açıklamasında, Gökçeada ve Bozcaada’nın Türkçe adlarının yanısıra, şimdi kullanılmayan Rumca adlarına da yer veriliyordu. Gross, adalarda yaşayan halkla ve yerel yetkililerle biraraya gelecek, ardından da Ankara’ya geçerek, bu konuda İçişleri, Milli Eğitim, Dışişleri ve Adalet Bakanlığından yetkililerle görüşecek.
Gross’un ziyaret sırasında,  “1960’larda izlenen çeşitli politikalar sebebiyle Adalardan ayrılan”  Rumların geri dönmesi önündeki engellerin ne olduğunu araştıracağı ifade edildi. Açıklamada, 1993’ten bu yana, Ada’dan göç edenlerin geri dönmesine izin verildiği, ancak geri dönmek isteyenlerin pek çok sorun yaşadıkları da ifade edildi.
Açıklamada, Andreas Gross’un  “AKPM raportörü”  olarak Gökçeada ve Bozcaada’yı ziyaret etmesini,  “AKPM’deki Türk ve Yunan vekillerin ortak inisiyatifinin sağladığı”  da belirtilerek, şöyle denildi:
 “AKPM’deki Türk ve Yunan delegasyonları tarafından başlatılan ortak inisiyatifle görevlendirilen raportör, soruna adil bir çözüm arayacak. Böylece, bu iki ada, Türk-Yunan işbirliğinin iki tarafın da çıkarına olduğuna ilişkin olumlu bir örnek haline gelecek.” 

* * *

Demek ki  “Ankara’nın şerrinden Brüksel’in şefaatine sığınmak”  isteyenler, bununla yetinmeyip, Gökçeada ve Bozcaada’dan başlamak üzere, Anadolu’dan göçmüş Rumların torunlarına eski topraklarına dönüş imkanı açacak bir uygulamayı da başlatmak istiyor!
Ne demişti Bartholomeos, 7 Mayıs 2000 günü Orta Anadolu’da eski bir kilisede düzenlediği ayinden sonra?  “Türkiye’nin AB’ye üyeliği, Anadolu’da önceden varolmuş Hıristiyan toplumların yaşadığı bölgelerde yeniden Hıristiyanların yaşamasına izin vermelidir. Eğer AB üyeliği bunu müsait kılarsa ve Hıristiyanlar yaşadıkları bölgelere tekrar yerleşirse, o zaman Patrikhane de o bölgelerde bulunan kiliselerin yeniden ayine açılmalarını düşünebilir”  demişti!
İşte Brüksel’in şefaati demek, Anadolu’yu Rumlara, Ermenilere açmak demektir! Haberiniz olsun!

Yazarın Diğer Yazıları