Komünist N.Hikmet kadar başınıza taş düşsün (!)

Sayın okurlarım, 19 Mayıs Pazartesi günü, yurdumuzun her yöresinde tertiplenen  “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı”  kutlamalarını, sabahın erken saatlerinden itibaren televizyon kanallarımızdan doya doya seyrederek ve günlük gazetelerimizi de gözden geçirerek, sabah kahvesi zevkini çıkartıyordum.
Yeniçağ Gazetemizin “KURTULUŞTAN TESLİMİYETE...” başlıklı, büyük resimli iki tablosu çok manalı idi; birisi, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının 19 Mayıs’da Samsun’daki karargahta başlattıkları şanlı mücadeleyle Türk’ün makus talihini yenip vatanı kurtardıkları “VATAN VE MİLLET AŞKI...” tablosu ile, Ata’nın, Vatanı emanet ettiği insanlardan iki gencin 29 Ekim 2004’de Papa’nın heykeli altındaki, egemenliğimizi AB’ye devrederken “AVRUPA BİRLİĞİ AŞKI...” nı gösteren, tablosu idi. İlki Türklere, ikincisi de Türkiyelilere yakışan tablo.
Sabah gazetesinin belirgin yazar çizerleri de, bayram günümü lekelediler. Birinci sayfadaki Atatürk’ün resminin hemen altına Gorbaçov’u yerleştirmişler ve “Nazım, Türk Che Guevara’sı” başlıklı yazı ile, milli değerlerimizi aşındırma gayretine girmişlerdi. Sovyetler Birliği’nin son Devlet Başkanı Gorbaçov;  “Ben üniversitedeyken Nazım Hikmet çok popülerdi. Türk Che Guevara’sı gibiydi”  diyor ve hayranlığını dile getirerek Komünist Partisi’nin genç bir üyesiyken şiirlerini, okuduğunu söylüyor.
Aslında bu konu, bizim seksen sekiz yaşını dolduran Cumhuriyetimizin bayramının birinci gününde ele alınmamalı idi. Che Guevara, kendi toplumu için silahlı bir militan olarak görevini yapmışken, Nazım Hikmet kendisini af eden toplumunun o yıllardaki baş düşmanı Sovyetler Birliği’ne üçüncü defa kaçarak Sovyet Yazarlar Birliği’nin ilk gün tertiplediği toplantıda; “Ben Sovyetler Birliği’nin çocuğuyum, Türk kardeşlerim çiftçiler ve işçiler yüce Stalin’in bayrağı altında Sovyet ideali için de çarpışacaklardır. Stalin benim için çok mühimdir, gözümün ışığıdır, fikirlerimin kaynağıdır, beni o yarattı. 19 yaşımdan beri yalnızca kalbim ve kafamla değil, geçmişimle de Sovyetler Birliği’ne bağlıyım” diyen ve Büyük Kurtarıcımız M.Kemal Atatürk’e  “Burjuva Kemal”  diyen biridir. Ben, yirmi dört yaşında iken elli yedi yıl önce, aftan istifade ederek hapishaneden çıkan ve Rusya’ya kaçan Nazım Hikmet’le ilgili  “Komünist Nazım Hikmet’in 185 Himayecisine”  adlı, Ankara’yı karıştıran broşürü çıkarmış ve tanesini onbeş kuruşa sattırarak, başkanı olduğum Türk Milliyetçiler Derneği Ankara Şubesinin, kirasını ödemiştim.
1996 yılında, oniki yıl önce, rahmetli Muzaffer Özdağ kardeşimiz Aziz Milletimize ve Millet iradesinin Şuurlu temsilcilerine, aynı konuda açık mektup yazarak herkesi “Göreve Çağrı”  ile uyarmış ve halkımızın bu konuda yanlış yönlendirildiğini, sorumsuz medyanın olumsuz etkilerini ve tedbir makamlarında olanların uyarılmasını, seviyeli bir şekilde yapmıştır.
Beş yıl önce de rahmetli Mehmet Gül kardeşimiz, 530 sayfalık  “Direnen Son Lenin”  adlı araştırma eseri ile, günümüze kadar bizim gözümüzle, komünist Nazım Hikmet’i her yönü ile ortaya koyan en güzel eseri, bizlere sunmuştur.
Türk Milliyetçileri bunları yaparken Solcu Kültür Bakanı Ercan Karakaş, mezarın nakli için didindi, Timuçin Savaş da Rus Kültür Bakanı ile görüşerek naaşının Türkiye’ye getirilmesi için resmi temaslarda bulundu. Kültür Bakanı Fikri Sağlar en beceriklisi çıkmış ve Ankara Hipodromundaki Kültür Parkı’na heykelini dikmiştir. Aynı heykelin eşini de Şişli Belediye Reisi Mustafa Sarıgül’e vermiş, fakat Milliyetçilerin tepkisi karşısında Maçka Palas Oteli önündeki temel çalışmalarını yarıda bırakan Sarıgül de, heykeli İzmir Belediyesine hediye etmiştir. Kültür Bakanı İstemihan Talay altı yıl önce 2002 yılının  “N.Hikmet Sanat Yılı” olarak kullanılması amacı ile UNESCO’ya başvurmuştur. Eski solcu yeni AKP’li son Kültür Bakanı Ertuğrul Günay da Türkiye kaçkınının mezarına çiçek bıraktı ve somut bir girişim başlatacağına kadar konuşmayacağını bildirdiği için de beş aydır dilini yuttu.
Sevgili Okurlarım,  “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” mız kutlu ve mutlu olsun.
Tanrı Türk’ü Korusun. 

Yazarın Diğer Yazıları