Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

AKP'nin erken seçim planı

Umut pazarlama olan politikanın popülist yöntemlerini çok iyi beceren AKP’nin en son açılım planının da perde arkası aralandı. Kurdukları partinin programını bile okyanus ötesinden alan iktidarın eline tutuşturulan paketin asıl sahipleri de belli oldu. Her ne kadar Cuma namazından çıkan Başbakan Erdoğan  “İspatlamayan alçak, namussuzdur”  gibi devlet adamına yakışmayan sözler sarf etmişse de David Phillips imzalı rapordan daha iyi kanıt olamaz.
“İspatlayın gereğini yaparız”  sözlerini sözde açılım paketleriyle ilgili değil, belediye başkanlığından bu yana defalarca sarf eden Erdoğan’ın gereğini yaptığına bu millet hiç tanık olmadı. Aksine Belediye başkanlığındaki sözleri ve icraatlarının hesabını vermektense  “kaldırmazsak namerdiz”  dediği dokunulmazlık zırhının arkasına saklanmaktadır.
“Bedeli ne olursa olsun yapacağız”  diye esip gürleyen Erdoğan’ın böylesi iddialı sözlerinin arkasında durup durmadığını ne yazık ki hatırlayanların sayısı az. Ama kayıtlar arşivde. Hafızasını birazcık zorlayanlar AKP’nin seçim vaatlerini yerine getirip getirmediğini görür.
 “AB’ye tam üye olacağız”  diye gürleyen, esen Erdoğan’ın AB’yi neredeyse ağzına bile almadığı unutulmamıştır.  “Kıbrıs’ı biz çözeceğiz”  deyip Annan Planına yatan AKP’nin Kıbrıs’ta teslimiyet formülü dışında bir arpa boyu yol almadığı da ortadadır. Bir arpa boyu yol alabilmiş midir? Bir dönem her taşın altında İsrail parmağı arayanların İsrail ile özel anlaşmalara imza attığı da kayıtlardadır. Anayasa Mahkemesi kararı ile  “Laiklik karşıtı odak”  olduğu belirlenen AKP’nin vatandaşların dini duygularını sömürerek başörtü meselesini çözemediği gibi çözümsüzlüğe mahkum ettiği de kanıtlanmıştır.
Ortadoğu’da barışı, Kafkaslarda istikrarı sağlayacağı, van munite gibi içi boş kurgulanmış senaryoların da gerçek dışı olduğu anlaşılmıştır. Ama AKP bu başarısızlıklarını psikolojik hareket ile kamufle etmekte çok da mahirdir.
İktidardaki başarısızlığını  “dindar cumhurbaşkanı istemiyorlar”  bahanesiyle örtüp muhalefetin basiretsizliği ile girdikleri seçimde yeniden iktidar olan AKP erken seçim peşindedir.
“Biz yapmak istiyoruz. Anayasa Mahkemesi ve askerler karşı çıkıyor. Daha fazla oy verin hepsini halledelim”  diyenler şimdi,  “biz demokratik açılımı gerçekleştirecektik ama muhalefet yolumuzu kesiyor, kararı seçmen versin”  propagandası ile Nisan ayında genel seçime hazırlanma peşindeler.
Tayyip Erdoğan partisinin tüzüğüne atıfta bulunarak  “bir dönem sonra yokum”  söylemini boşuna dillendirmemiştir. 2011 seçimini 2010’a çekerek bir defa daha seçilerek süresi 7 yıldan 5’e indirilen Cumhurbaşkanlığı makamına oturarak ömür boyu dokunulmazlık zırhına bürünmeyi planlamaktadır. Tıpkı ANAP gibi AKP’nin de misyonunu tamamlayacağını bilen Erdoğan, muhalefetin boş bıraktığı meydanlara inecek. Batıda neredeyse yüz bin seçmene 1 milletvekili düşerken doğu ve Güney Doğu’da 15 ile 30 bin arasında seçilmektedir. Batıda kaybeden AKP Karadeniz ve Anadolu’da gerilemeyi göze alarak DTP’nin oylarını cebine koyarak iktidar süresini birkaç yıl daha uzatmayı hayal etmektedir. Doğrusu siyasi partilerin içler acısı durumu sebebiyle bunu gerçekleştirme ihtimali de vardır.
Bana göre AKP’ye verilen paketin içinden fazla bir şey çıkmayacak ama Erdoğan ve arkadaşları halka şikayet ederek erken seçimi tercih edip muhalefeti hazırlıksız yakalayacaktır. Görünen köy yakındır.

Not:
CHP lideri deniz Baykal’ın dünkü basın toplantısındaki konuşması beni çok etkiledi. Baykal ile ilgili değerlendirmeyi bu akşam Avrasya TV’de Gereği Düşünüldü adlı programda Aslan Bulut ile yorumlayacağız.

Yazarın Diğer Yazıları