Pentagon'un Asya-2025 Planı

Sanırım Çin’e önleyici bir askeri darbe indirme konusunda ilk askeri çalışma ve think-tank’lar 2000 yılında başladı Washington’dan. Bangkok Üniversitesi Küresel Analiz Merkezi Başkanı Profesör Volden Bel-Lo, Çin’in potansiyel rakip devlet olarak savunma bakanlığı Pentagon’un başlıca endişe kaynağı olduğunu yazmıştı. Bel-Lo, bakanlığın savunma bölümü tarafından hazırlanan gizli bir plandan söz ediyordu yazısında:
 “Asya-2025” adı verilen analitik belge çerçevesinde değerlendirilen senaryolardan birisi de Filipinler’in deniz alanlarının büyük bölümünü kendisine bağlamaya hazırlanan  ve isyanlarla çalkalanan Endonezya’ya müdahale etmek gibi maceracı bir çizgi izleyen Çin’e ABD tarafından askeri darbe indirilmesini öngörmektedir.
Volden Bel-Lo’ya göre, bu operasyon planı 1999 yaz aylarında ABD Deniz Askeri Koleji bünyesinde başlatıldı. Aynı zamanda, 2020-25-30 yıllarını kapsayan Pentagon’un küresel strateji vizyonunun parçasıydı. Bu belgenin içeriği, ABD’nin Çin’in güçlenen askeri rakip olması, dolayısıyla askeri ilgi odaklanmasını Avrasya’nın Batısından doğu ucuna yani Çin’e kaydırmasını öngörüyordu.
Dönem, Başkan Bill Clinton dönemiydi. 2025 belgesi üzerinde çalışan “profesyonel ekip” subaylar, Rand Corporation adına Graham Fuller, Aron Fridberg, Interprise Enstitü’den Nicolas Ebersdabt gibi uzmanlardan oluşuyordu: “Araştırma kapsamında gözden geçirilmiş beş ayrı senaryonun beşinde tehlikeli rakip olarak Çin’in dünya sahnesine çıkışı jeopolitik değişimlerin değişmez anahtar faktörü olarak değerlendiriliyor. Ayrıca Hindistan’ın, Çin karşısında ABD ile stratejik ortaklığı da tartışılıyor. İlk kez Hindistan ve benzeri ülkelerin nükleer silaha sahipliklerinin ABD’ye yönelik tehditlerle karşı “olumlu” olarak not edildiğini gözlüyoruz belgede.
Ayrıca, 11 Eylül saldırısıyla başlayan gelişmelerden daha iki gün önce “Askeri kaynakların stratejik planlama ve geliştirme odağının Avrupa’dan kaydırılması zorunluluğuna” açıkça işaret edilmesi de dikkat çekiyordu.
Bütün bu Pentagon’un Çin’le ilgili senaryolarını değerlendiren analiz 2000 yılında yazılmış. O günlerden bu günlere 11 Eylül saldırısıyla ABD yalnız Çin’e karşı değil İslam dünyası ve Rusya’ya karşı yeni bir küresel egemenlik mücadelesine girişti.
Yine Pentagon belgesinde Çin’le ilgili beş senaryo şöyle sıralanıyordu:
“İstikrarsız bir Çin: Ekonomik çöküş ve ve çöküşün şehirlerle köylerde oluşturacağı istikrarsızlık sonucu, sarsılmış olan devlet ideolojisinin yeniden güçlendirilmesi için maceracı dış politika milliyetçi duyguları karşılamak için araç olabilir.
Güneydoğu Asya’ya yönelik Çin müdahalesinin başarısızlıkla sonuçlanması ve ABD askeri karşılığı sonunda Çin politikaları yeni ivme kazanacak ve 2010’daki devlet darbesi bu ivmeye destek verecektir. Sonuçta Çin, Sibirya, Rusya Uzakdoğu bölgesini ve Kazakistan’ın enerji tesislerini ele geçirmek amacıyla yeni bir işgal dönemine girecek, bu aşama Rusya ile Çin’i nükleer savaşın eşiğine getirecektir.
Ayrıca Pentagon bir başka Çin güçlenme senaryosuna karşılık da alternatif senaryolar geliştiriyor. Çin güçlendikçe Asya’da hegemon duruma gelecek; Orta Asya’da fiili egemenliğini sağlarken, Rusya’nın Sibirya’yla uzakdoğu bölgelerine de yönelik geniş çaplı ekonomik saldırıya geçecektir. Kıta içi stratejik Pekin hegemonyası, ABD ile Japonya’nın deniz güçlerinin zayıflayacağını öngören stratejisiyle destekleniyor Pentagon senaryosunda. Çin’in Güney Çin Denizi ile Güneydoğu Asya’nın sularında alabildiğince ilerleyerek ve zayıf Hindistan’ı kendine bağlarken, Kore’yi etkisiz kılıp Japonya’yı tecrit etmesi, Tayvan üzerinde de facto denetimi gibi gelişmeler bu senaryonun kapsama alanındadır.
Bu konuyu yarın da sürdüreceğim.

ÖZÜR: Dün bu sütunda İrfan Ülkü klişesi altında çıkan yazı, Savaş Süzal’a aittir. Bu yanlışlıktan dolayı okuyucularımız ve yazarlarımızdan özür dileriz.

Yazarın Diğer Yazıları