Sabreden Derviş neden gelmiş?

Güzel atasözlerimiz var; “Öküz yere yatınca, bıçak bileyenler çok olur” ve “İpekli don insanlara yürümesini, para konuşmasını öğretir”. 
Ben de bir tane uydurayım: “Sabreden Derviş neden sabrediyor- ve acaba şu sıra neden gelmiş!”  Teşpihte hata olmaz; bu sözler günün  “anlam ve manasını (!)” anlatıyor gibi!
AKP’nin, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılacağı, Erdoğan’ın “takımının”, hatta Gül’ün siyasetten men edilmeleri olasılığı arttıkça ve yaklaştıkça - herkes alternatif hesapları yapmaya, durumdan kendileri için pay çıkarmaya, AKP’nin mirasını paylaşmaya kalktılar’-Bunun eleştirilecek bir tarafı yok: Doğa gibi, siyaset de “boşluk” kabul etmez! 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “AKP’yi ” klonlama “formülü”  tehlikeli bir boşluğun doldurulmasından öte, MHP’ye yarayacak bir seçenek! Tabii ki AKP’liler ve de Saadet Partililer de şimdi “hülle- ’B’PLANI”  hesapları “ yapıyorlar; “Milli (‘Dini’diye okuyun) Görüş hareketini” nasıl ayakta tutacaklarını, nasıl yeniden iktidara taşıyacaklarını düşünüyorlar!

TÜSİAD planı
Ama en göze parmak alternatifi TÜSİAD sahneye koymayı tasarladı.  Bu ” tasarıya “ göre, TÜSİAD, bütün sivil toplam örgütlerini, ” odaları “, sendikaları çatısı altında toplayarak,  yeni bır Anayasa’yı (herhalde TÜSİAD Anayasasını)  hazırlayacak bir ” Konvansiyon “(Kurucu Meclis) önerisini sahneye koyacaktı!. TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın ortaya attığı öneriye göre” “Konvansiyon” TBMM Başkanı’nın önderliğinde oluşturulacak ve partiler, yüksek yargı organlarından temsilciler, akademisyenler ile sivil toplum kuruluşlarından oluşacaktı!
Ama birtakım “siyaset mühendislerinin yanlış hesabı, hemen, direkten döndü: TÜSİAD, geri adım atmak zorunda kaldı - “Konvansiyon” - TÜSİAD modeli iktidar da, şimdilik, rafa kalktı! Şimdi Sayın Yalçındağ ve Sayın Koç arkalarında holdinglerin, ailelerinin gücü ve parası olmasaydı -bırakın böyle bilgiççe konuşmayı- hangi platformda konuşabilirler -haydi konuşsalar bile- onları kim dinlerdi?  Ama “para”  konuşturuyor - ve de dinletiyor işte! ...Ve aslında, bu projeyi hazırlayan Yalçındağ’ın, Koç’un konuşmalarını yazan “siyaset mühendisleri”, akıl hocaları var. Ama dediğim gibi, olmuyor işte; “Akıl tutulmasından” söz ettiler:  Sorarım “hangi akıl” ve kimlerin “aklı” ? 

Derviş faktörü
Bu hesapların baş kozu, her böyle durumda ortaya çıkıveren, sonra ortalıklardan kaybolan, kimin adamı olduğu belli olmayan - “efsane adam” veya “karanlıklar prensi” - veya genç kızı son dakikada kurtaracak “beyaz atlı prens”; Kemal Derviş! Onun bu “önemli toplantıya davet edilmesi, herhalde, tesadüf değildi ve AKP’nin ekonomik icraatını satırlar arasında eleştirmesi de, rastlantı değil! 
Bu proje “ayıyı öldürmeden postuna oturmak” projesi, doğmadan öldü, ama ne kendisine  -TÜSİAD’a- hayrı dokunacak,  ne de ülkeye huzur verecekti: Şimdi “dayansın kabir ehli” - TÜSİAD, kimseye yaranamadı ve en başta AKP’yi, hükümeti çok rahatsız etti- Holdinglerin ilişkilerine gölge düşürdü! Doğan medyasındaki yazarlar ne yazacaklarını şaşırdılar!

Yazarın Diğer Yazıları