Halk darbe ile meşgul edilirken vatan satılıyor!

Tapu Kadastro eski Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya,  “TBMM’de kabul edilen yasayla yabancı şirketler ile cemaatlere mülk satışının önündeki bütün engeller kaldırıldı ve alıcı çıkarsa tüm Türkiye satılabilir hale getirildi”  dedi.
Biz 2001 yılında “Türkiye toprakları yağmalanmak isteniyor!” diye yazdığımız zaman, boş gözlerle yüzümüze bakanlar, Özkaya’nın bu sözleri karşısında bile gerçeği anlamış değiller!
2001 yılında Türkiye, piyasadan ve borsadan döviz çekilerek krize sürüklendikten sonra, 14.5 milyar dolar borç uğruna rehin alınmıştı. Bir taraftan kamuoyu meşgul edilirken, değer taraftan Türkiye’nin maden ve verimli tarım arazilerinin yabancı şirketlere teslim edilmesi ile sonuçlanan yasa hazırlıklarının dışında, iç ve dış borçtan tamamen kurtulmak gibi köklü bir çözüm amacı öne sürülerek hazine arazilerinin de yabancı devletlere doğrudan satışı plânlanıyordu.
O zaman durumu şöyle görüyorduk: 
“Buğday üreticisine düşük taban fiyatı verilmesi, şeker pancarı ve tütün üretimi alanlarının sınırlandırılması ile Endüstri Bölgeleri Yasa Tasarısı birlikte düşünülürse, 780 bin kilometrekarelik Türkiye topraklarının yüzde 51’den fazlasının tapulu olarak yabancı sermayenin eline geçmesi mümkün. Üretici, şimdiden tarlasını satmayı düşünüyor çünkü.
58 bin kilometre kare toprak ise 1996’da verilmişti!
Yabancı sermaye olarak, şimdiden, ABD merkezli Ermeni, Yahudi ve Rum sermayesi harekete geçmiş durumda. İstanbul’da yabancı sermayeli birçok şirket, arazi alımına başladı bile. Boğazlar parsel parsel gidiyor! Zaten birçok yasa tasarısını IMF ve Dünya Bankası vasıtasıyla, bu sermaye şirketleri hazırlayıp gönderiyor. Ekonomik krizin ardındaki planın, Türkiye topraklarının tapusunu teslim almak olduğu net bir şekilde ortaya çıkıyor.”

***

Bugün de Türk kamuoyu, hem ekonomik kriz hem de kapatma davası,  Ergenekon soruşturması ve darbe tartışmaları ile meşgul ediliyor. Yabancılara toprak satışına karşı çıkabilecek önder kişiler tutuklanırken geride kalanlara da korku salındı. Artık basında Amerikancılık gibi aşağılık bir tutum alenen savunulabiliyor.
Özkaya, “Yabancı şirket veya şirketleşmiş cemaat vakıfları diledikleri kadar toprak satın alabilirler. Yasada ve Anayasa Mahkemesi’nin kararında bunu önleyecek hiçbir hüküm yok. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Mecliste soru önergelerine verdiği yanıtta, ‘yabancı ülke yasalarına göre kurulmuş şirketlere mülk satışı yapılmamaktadır’ dedi. Oysa yasada yasaklayıcı hiçbir hüküm olmadığı gibi özelleştirmelerle Türkiye’nin bankalarının yarısı yabancı bankalara satıldı. Türkiye’nin limanları, Telekom’u, Tekel’i, Erdemir’i, Seydişehir gibi halkın malı olan fabrikaları yabancı şirketlere satılmıştır. Bunların mülkü, arazisi yok mu?”  diye soruyor.

***

Prof. Dr. Zekeriya Beyaz ise arkadaşlarımıza, “AKP hükümeti, borçların faizlerini ödeyip ayakta kalabilmek için toprakları satmaya başladı. Harita Kadastro Mühendisleri Odası Başkanı, ‘Türkiye’de faaliyet gösteren 17 bin yabancı şirketin 3 bin tanesi sadece toprak alımıyla meşgul oluyor’ diye açıklama yaptı. Avrupa ülkelerinde bankalar,  kampanya açarak Türkiye’den toprak alana istediği kadar kredi veriyor” dedi. 
Beyaz, Anayasa Mahkemesi’nin yeni satış yasasını da iptal edeceğini söylüyor ama, satılanları geri almak artık çok zor!

Yazarın Diğer Yazıları