Bu da MERGENEKON

Medya-siyaset-sermaye üçgeninde Türkiye’yi yönetenlerin karmaşık ilişkileri zihin bulandırıyor. Ne hikmetse her taşın altından bir MOSSAD bağlantısı çıkıyor

Çongar’ın kocası CIA ajanı mı?
’Ümraniye soruşturması’nın  “yedinci ve sekizinci dalgalarla devam edeceğini”  öne süren Yasemin Çongar hedefin üniversite, asker ve yargı olduğunu yazdı.
Çongar’ın yazısından sonra geniş bir değerlendirme yapan Cumhuriyet Gazetesi  “iddianamenin elinde olduğu izlenimi doğuyor”  dedi.
Taraf’a sızdırılan belgeleri sorgularken Çongar faktörü es geçilemez. Peki Çongar bu iddianameyi ele geçirebilir mi?Gazeteci olarak olmasa bile Yahudi kökenli bir Pentagon görevlisinin eşi olarak bugünkü Türkiye fotoğrafına istediği yerden dahil olabilir Çongar!
Milliyet’te Melih Aşık da “kendisinden ’ABD’nin Türkiye temsilcisi’olarak da söz edilen Yasemin Çongar” a sızdırılan bilgileri kurcalamış:
Yazı:  “Ergenekon operasyonunda, en başından itibaren görev almış bir istihbaratçıyla konuşuyorduk” diye başlıyor... Bir başka paragrafın başlangıcı şöyle: “Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılarla operasyonları gerçekleştiren polisleri dinleyince şunu açıkça görüyorsunuz...” Bir başka paragraf başı:  “Soruşturmayı yürütenlerden birinin aktardığına göre...”
Anlaşılıyor ki Yasemin Çongar’ın bir ayrıcalığı var... Ve yayın yasağına, soruşturmanın gizliliği ilkesine vs. rağmen ona sürekli bilgi aktarılıyor. Dünkü yazıda çarpıcı bir bölüm de şu:“Ergenekon operasyonunu yürütenlerle konuşunca, muhtemel yedinci dalganın yargıya, üniversitelere, hatta Emniyet’e uzanabileceğini anlıyorsunuz. Dahası, emekli ve muvazzaf subayları da kapsayacak bir sekizinci dalganın da mümkün olduğunu seziyorsunuz...”
Çongar’a, anlaşılan, yalnız iddianamede olanlar değil, olacaklar da sızdırılıyor... Belki o... Belki sadece korku imparatorluğunda korkuların artırılması amaçlanıyor. Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin bu durumu haber kirliliği olarak adlandırıyor. Peki ne adına göze alınıyor bu kirlilik?

 

Çongar   KİMDİR?
1966 doğumlu Yasemin Çongar liseyi ABD’de bitirdi. Gazeteciliğe 1984’te ANKA Haber Ajansı’nda başladı. 1993 öncesi Cumhuriyet gazetesi, BBC televizyonu, Yeni Yüzyıl ve Milliyet gazetelerinde çalıştı. Uzun yıllar Milliyet’in Washington muhabiri ve köşe yazarı oldu. 1995’ten 2008 yılına dek Washington’da gazetecilik yapan Çongar, Agos gazetesine de söyleşiler yaptı. CNN Türk’ün Washington temsilciliğini de yapan Çongar’ın ABD’deki Georgetown Üniversitesi’nden Amerikan Etüdleri alanında master derecesi bulunuyor.
Pentagon’da çalışan ve Yahudi olduğu öne sürülen ABD’li bir diplomat (CIA görevlisi) ile evlenen Çongar daha sonra eşini bırakıp Türkiye’ye geldi.          
*  Cumhuriyet

 

Taraf’ın tek hedefi TSK
Kurulduğu günden bu yana sürekli olarak spekülasyonlarla gündeme gelen Taraf’ın yedi çalışanı gazeteyle yollarını ayırdı.
İstifa eden bir gazeteci, Taraf’tan ayrılma gerekçesini şu sözlerle dile getirdi:  “Kimse huzurlu değil. Bize böyle bir gazete yapılacağı söylenmemişti.”
Bir diğer istifacı gazeteci ise “Abdullah Gül yanlısı gazete yapılıyor. Belgesiz bilgisiz bir şekilde TSK karşıtı haberler yer alıyor. Bunu anlatmaya çalıştık. Ama kimse dinlemedi. Gazetede herkes iş arıyor ” dedi.
Bu arada Ahmet Altan’ın açıklayamadığı para kaynağı çok cömertleşmiş. İstifalar karşısında şoka uğrayan Ahmet Altan’ın bir toplantı yaptığı ve  “Bir iki ay içinde çok para kazanacağız. Babı-ali’nin en çok para veren gazetesi olacağız. Yeni bir ortak geliyor” dediği ifade edildi.

 

2 milyon $‘lık Soros fonu
 TESEV Başkanı Can Paker 12 Mayıs 2008 tarihli Vatan’da yayımlanan röportajda “Soros’tan 50 farklı projede kullanmak üzere 1 milyon 800 bin dolarlık fon aldığını ve bu projelerle tabuları ele aldığını” nı itiraf etti. TESEV’in faaliyetleri tabuları konusunda bazı ipuçları veriyor. Buna göre Soros’un yakın arkadaşının ele aldığı tabular; “ordu”, “Atatürk”, “ulus-devlet”...



Yoksa “Sivil darbe”yi bu ekip mi planlandı?

18 Şubat 2005’te Bebek’teki İtalyan lokantasında ki yemekte Sönmez Köksal, Hasan Cemal, Eric Edelmann, Cem Duna, Can Paker, Mark Parris... buluşmuştu. Bu yemek farklı bir deyişle bir MİT Müsteşarları, CIA ajanları, eski Maocular, tescilli Sorosçular buluşmasıydı. Öyle ya, Sönmez Köksal eski MİT Müsteşarı, Cem Duna eski TRT Genel Müdürü, Can Paker 2 milyon dolarlık Soros fonunu kapan TESEV Başkanı, Cengiz Çandar eski Maocu, bugünlerde Türkiye tezlerini herkesin yakınen öğrendiği Mark Parris ABD Büyükelçisi rolündeki CIA ajanı, Hasan Cemal Sıhhıye Orduevi’ne bomba atılmasını planlayan eski terörist değil miydi? Parris görev yaptığı ülkelerde ‘sivil darbe’ planlamakla ünlü. Bu fotoğraf karesine giren isimler, üç yıl önce hangi sebeple biraraya geldi ve bu buluşmada neler konuşuldu hala açıklanmadı. Açıklanmadan da Türkiye girdiği derin karanlıktan çıkamayacak gibi gözüküyor. Psikolojik savaş ve etki ajanlığında deneyim sahibi bu ekibin ortak bir misyonu mu vardı? Suni gündem oluşturma, iktidar değiştirme, ekonomik pranga güçleri olanlarla sıkı ilişkisi bulunan bu kadro yoksa o gece “sivil darbe” planı mı yapmıştı?


Mergenekon’un kasası
Ünlü borsa spekülatörü George Soros da Yahudi kökenli. Dünya borsalarının dengesini belirliyor. Ukrayna’daki Turuncu Devrim ve Gürcistan’daki Kadife Devrim’le anılıyor. Merkezi ABD’de olan Açık Toplum Enstitüsü’nün kurucususu. Türkiye’ye yılda ortalama 2 milyon dolarlık fon aktarıyor. Türkiye’deki danışma kurulu başkanı Can Paker. TESEV’de bu fonlardan Türkiye’de en fazla yararlanan kurum. Soros fonlarıyla faaliyet gösteren diğer kurumlar şöyle: Helsinki Yurttaşlar Derneği, Türk Demokrasi Vakfı, Tarih Vakfı, ARI Derneği, Liberal Düşünce Topluluğu, TOSAV, BiaNET, AÇEV, Umut Vakfı ve  Bilgi Üniversitesi...  Türkiye’de en güvendiği isimler ise Murat Belge, Can Paker, Osman Kavala, Nadire Mater, Şahin Alpay, Nebahat Akkoç, Neşe Düzel, Eser Karakaş, Atilla Yayla...
Bu kurumlar ve isimlerin bazı faaliyetleri; Ermeni Konferansı, Kürt Konferansı, Nevruz Bildirisi , Kürt Aydınları Bildirisi...


Yahudiler ödüllendirdi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Ocak 2004’teki Amerika ziyareti sırasında New York’ta “Amerikan Musevi Komitesi” tarafından  “Davut Boynuzu”  verilmişti. Erdoğan Amerikan Yahudi Konseyi’nden Cesaret Ödülü’nü alan ilk ve tek Müslüman devlet adamı. Erdoğan, Yahudilere üstün hizmette bulunanlara verilen bu ödülü hak edecek ne yaptı, hep merak edildi! Erdoğan’ın “Cesaret ödülü” aldıktan sonraki ’teşekkür’konuşması şöyleydi:  “Musevi düşmanlığı utanç verici bir akıl hastalığının tezahürüdür, bir sapkınlıktır, sapıklıktır...”


Darbe uzmanı Kissinger
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2006’da Amerika’ya yaptığı ziyarette Yahudi lobisinin etkin isimleri eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ve eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Holbrook ile biraraya gelmişti. Görüşmeleri Başbakan Erdoğan’ın siyasi danışmanı Cüneyd Zapsu’nun ayarladığı belirtilmişti.
CIA belgelerinde Dışişleri eski Bakanı Henry Kissinger’ın 12 Eylül darbesini gerçekleştiren Kenan Evren’le gizli işbirliği yaptığı iddia edilmişti. Raw Story adlı internet sitesinde Yahudi politikacının, Türkiye’ye el altından silah sattığını da ileri sürülmüştü. Eski bir CIA yetkilisi, Kissinger’ın Sosyal Demokrat olan Ecevit konusunda kuşkuları olduğunu kaydetmişti.


Ergenekon’u bu adamIn İfadesİ baŞlattI
Binbir surat Tuncay
 “Ergenekon Operasyonu”  Tuncay Güney’in 2 Mart 2001’de İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde verdiği ifade ve teslim ettiği bazı belgelere dayandırılıyor. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz de soruşturmayı  Güney’in ifadelerine göre yürütüyor. Güney’in oldukça kafa karıştırıcı bir geçmişi var:
Çorum’da okurken “ağabeyler” tarafından fark edilerek kişiliği yeniden yaratılıyor. Eşcinsel oluyor. İstanbul’da çeşitli tarikatlarda etkili görevler alıyor. Kanada’da hahamlık yapıyor. Akşam Gazetesi’nin haberine göre, Mısır’ın başkenti Kahire’de devam eden bir casusluk davasında gıyabında yargılanan ve 15 yıl hapse mahkum olan Tuncay Bubay isimli MOSSAD ajanı aslında Tuncay Güney. Güney’in diğer kimliği de Daniel Levi. 2001’de Güney’in evinde yapılan aramada çok sayıda sahte kimlik bulunmuştu. El Attar isimli ajanın 2001’de İstanbul’a gelmesi ve sonra ortadan kaybolması, her iksinin de eşcinsel olması, Kanada’da yaşamaları ve sahte isimdeki benzerlik ilgiç detaylar.


Bu ne samimiyet
Fransa’da yapılan Akdeniz Birliği toplantısında İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile aralarındaki yakınlık dikkat çeken Erdoğan İsrail ile Suriye arasındaki krizde de arabuluculuğa soyunmuştu.


MİNİ YORUM
Birkaç satır “sivil darbe” iddianamesi:
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi ideolojisine bayrak açanları tanıyalım: TSK karşıtı Taraf’ın yazarı Yasemin Çongar’ın kocası... Erdoğan ve Gül’ün Amerika gezilerinde gizli görüşme yapmadan edemediği Henry Kissinger... Erdoğan’ı evinde ağırlayıp, Türkiye’nin en pahalı köşelerine yerleşen derin solun kalemşörleri ve CIA görevlileriyle gizli görüşen Can Paker’in TESEV’ini besleyen Soros... ABD’nin Türkiye kahini Mark Parris... Türkiye’yi bugüne getiren dönüştürme projesinde önemli vazifeler üstlenen bu isimlerin ortak noktası Yahudi kökenli ve istihbaratçı olmaları!
* Selcan TAŞÇI

Yazarın Diğer Yazıları