ABD gibi olalım (mı)?

Rum lideri Hristofyas, güneyde ABD Elçiliği’nde verilen resepsiyonda coşmuş ve “Kıbrıs’ta da ABD gibi olalım” demiş - yani bir güçlü merkezi idarenin başında güçlü bir cumhurbaşkanı ve iki eyalet! Diğer şekliyle ülkeyi cumhurbaşkanı idare edecek, eyaletteki belediye reisleri veya valiler de eyalet işlerine bakacak. Günü geldiğinde “eyalette hastalık/huzursuzluk/isyan/kanunsuzluk var” diye cumhurbaşkanı devletin güçlerini eyalete gönderebilecek! Dış ilişkilerde merkezi idarenin sözü var, vilayetlerin yok vs.
Basın haberlerine göre Papadopulos bu sözleri işitince bozulmuş. Ne dersiniz sorusuna da “İlginç” demekle yetinmiş. ABD’de vilâyetlerin durumları yetkileri nelerdir, bilmiyoruz. Araştırılmasında yarar vardır, çünkü Hristofyas ileride “İşlerliği kalmadı” diye bozup çöpe atamayacağı bir formülü gündeme getirecek kişi değildir. Ancak “ABD gibi olalım” mertebesine “yükselmişse” (ve gerçekten bu bir ’tek halk - iki toplum’formülünden yüksekçe bir çizgiyse) buna eklenecek “hak ve yetkilerle” bunu  “Avrupa Birliği” mertebesine çıkaralım. “ABD gibi olurum” diyen Hristofyas’a “ABD gibi oluyorsun da AB gibi niye olamıyorsun?” sorusunu soralım. “45 yıldır devletsiz bıraktığınız eski ortağınız, 20 yıl bekledikten sonra kendi devletini kurmuştur. Bu devlet 25 yaşındadır. Bunu kabul etmeyip ABD usulü vilâyet yapmakla ne kazanacaksınız?” sorusuna aklın ve insafın kabul edebileceği bir cevap bekleyelim. Göreceğiz ki, Hristofyas yeniden yalana sapmazsa, vereceği cevap “ABD’de devletin başında güçlü bir cumhurbaşkanı vardır. Dış ilişkiler, savunma, ekonomi her şey onun elindedir; vilâyetler de yerel işlerle meşguldürler” diyecek ve “Vilâyetler egemen olamaz” diye de ekleyecektir. Siz “Düşünelim” derken arkanızdan çağıracak ve “Garanti, maranti yok; tek bir Türk askeri kalmayacak; Türkiye ile şu veya bu şekilde bağlantı da olmayacak; Türkiye’den kimse gelip yerleşemeyecek” gibi “küçük ve önemsiz” eklemeler de yapacak. Siz kapıdan çıkarken arkanızdan seslenecek “Tabii ekonomiden sorumlu merkezdir, bütçenizi kontrol da bizim işimiz” diye hatırlatacak ve “ABD’de serbest dolaşım, serbest yerleşim var, bunu da unutmayınız” diye hatırlatacak. 
Fakat yine de Hristofyas’ın “ABD gibi olalım” çağrısı Sayın Talat’a “Tek egemenlik, tek vatandaşlık” mutabakatını askıya alarak bu konunun detaylarını görüşme talebinde bulunmak fırsatını vermektedir. Ben olsam bunu sonuna kadar kullanırım ve Hristofyas  cumhurbaşkanlığını 1960’da olduğu gibi Türklerin seçecekleri bir yardımcı ile takviye ederek veto haklarıyla güçlendirmeye razı olursa görüşmeleri bu seviyeden başlatırım. Bundan sonra görüşülecek konular Garanti sistemi ve karşılıklı tazminatlarla iki taraf arasında yapılacak bir saldırmazlık anlaşması olur. Hristofyas “Sizin istediğiniz ABD formülü değildir, AB formülüdür; devletinizin devam etmesini, iki devlet arasında ortaklık istiyorsunuz” diye feryat ederse. “Bak ne güzel anladın, değerli yoldaşım” der kapıyı vurup çıkarsınız. ABD formülüymüş! AB formülü niye olmasın? Kalıcı bir anlaşma iki devlet arasında samimi bir ortaklıktır. Çek-Slovak usulü! 

Yazarın Diğer Yazıları