Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Kafkaslara Rusya'nın müdahalesi ve Türkiye!

Rusya, SSCB dağıldıktan sonra önce kendini ekonomik ve sosyal yönden toparlamak, ardından da Kafkasya’ya yeniden güçlü bir biçimde dönmek için fırsat kolluyordu. Bu fırsatı Gürcistan’ın Güney Osetya’ya müdahalesi vermiştir. Rusya artık hem Abhazya, hem de Güney Osetya üzerinden Kafkasya’da eskisinden çok daha güçlü bir şekilde vardır. Bölgede bundan böyle Rusya’yı hesaba katmayan hiçbir siyasi/ekonomik stratejinin geleceğinin olamayacağı söylenebilir.
Soros devrimiyle Gürcistan’daki iktidarın el değiştirmesini sağlayan Amerika ise Gürcü-Rus savaşı sırasında, âdet yerini bulsun türünden mesajlarla konuyu geçiştirmiştir. Gürcistan tarafından “Kadife devrim” sonrası Başkan Bush’un Tiflis ziyareti büyük bir beklenti yaratmıştı. Gürcü lider Saakaşvili ABD’ye sırtını dayayarak Rusya’ya meydan okumanın bedelini acı bir biçimde ödemiştir. Darısı Barzani/Talabani ikilisine...

Gürcistan eski
Gürcistan olmayacaktır!
Rusya, Gürcistan’a çok sert müdahalede bulunarak aslında SSCB’nin dağılması sırasında “Geri çekilmek zorunda kaldığım eski topraklar benim yaşam alanımdır” demiş olmaktadır. Rusya, aynı zamanda Gürcistan’a yaptığı müdahaleyle Çeçen direnişçiler karşısında aciz duruma düşen eski Rusya olmadığını da göstermiştir. AB, ABD ve NATO’nun da Rusya’nın arka bahçesini bundan böyle dilediği gibi tasarruf etme imkânını bulamayacaklarına yönelik güçlü bir mesaj aldıkları anlaşılmaktadır.
Ateşkesin ilan edildiği şu sıralarda Gürcistan’ın büyük bölümü Rus işgali altına girmiştir. Gürcistan, Rusya tarafından ikiye bölünmüş durumdadır. Gürcistan’ın Rus işgalini kaldıracak gücü de yoktur. ABD ve Batılı ülkelerin blöflerinin de bu konuda fazla bir işe yarayacağını söylemek mümkün değildir. Saakaşvili’nin, Güney Osetya’ya yönelik askeri harekete Batı’ya, özellikle de ABD’ye güvenerek karar verdiği bilinmektedir. Batı’nın ve ABD’nin diplomatik girişimlerinin bölgeyi fiilen denetleyen Rusya’nın konumu ve tutumunu meşrulaştırmaktan öteye geçemeyeceği de bellidir. Gürcistan’ın resmen sınırları içinde fiilen dışında olan Abhazya ve Güney Osetya üzerindeki egemenlik hakkını savaş sonrası tam bağımsızlığa yakın bir konuma getireceği şimdiden söylenebilir. Saakaşvili’nin romantik siyaseti Gürcistan’ı Rusya karşısında fiilen diz üstü çöktürmüştür. Saakaşvili’nin yerine daha ılımlı, hatta Rus yanlısı bir Gürcü liderin gelmesi çok güçlü bir ihtimaldir. Bütün bu gelişmeler Türkiye’yi doğrudan etkileyecektir.

Kaybeden Türkiye ve
Azerbaycan olmuştur!
Rusya’nın Gürcistan’a müdahalesi her şeyden önce Ermenistan’a yaramıştır. Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini işgal altında tutan, Dağlık Karabağ’ı oldubittiye getiren Ermenistan’ın eli, Rus müdahalesi sonrasında daha da güçlenmiştir. Azerbaycan’a karşı Ermenistan ile birlikte savaşan Rusya’nın bölgede şimdi çok daha büyük bir askeri gücü vardır. Ermenistan’ın artık kendisinden askeri yönden çok daha güçlü bir konumda olan Azerbaycan’a karşı daha uzlaşmaz ve tahrik edici bir tavır içine gireceği rahatlıkla söylenebilir. Rus müdahalesi, Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını kurtarmak konusunda elini daha da zayıflatmıştır.
Rus müdahalesi sonrası bölgedeki konumu sarsılan bir ülke de Türkiye’dir. Türkiye’nin Gürcistan’la olan çok yönlü ilişkileri öteden beri Rusya’yı rahatsız ediyordu. Rusya’nın Türkiye’den tarım ürünleri ithalatını durdurmasının bir nedeni de buydu. Ruslara göre Türkiye ile Gürcistan arasında yapılan ikili siyasi ve ekonomik anlaşmalar Rusya’nın Gürcistan’a yönelik ekonomik ablukasının kırılması anlamına geliyordu. Bu nedenle Rusya, her fırsatta Türkiye’ye bunu hissettirmeye
çalışmıştı.

Savaş sırasında Rus basınının “Türkiye’nin ABD ile birlikte Gürcistan’ı silahlandırdığı ve saldırganlığa cesaretlendirdiği” türünden haberler yayımlaması rastlantı değildir. Ayrıca Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattındaki patlama, ardından aynı yöredeki terörist ekibin biri subay olan dokuz Mehmetçiği şehit eden saldırıları Gürcistan’daki gelişmelerle çok yakından ilişkilidir.
Türk dünyasıyla Türkiye’nin arası yeniden Rusya barikatıyla bloke edilmiştir. Türkiye’yi Türk dünyasına bağlayan demir, kara, hatta havayolları bundan böyle daha güçlü bir biçimde Rusya’nın ipoteği altındadır. Türkiye tarafından gerçekleştirilen ya da gerçekleştirilmesi düşünülen petrol boru hatları, karayolları ve demiryollarıyla ilgili projeler bundan sonra çok daha zora girmiştir.

Rusya’nın Kafkaslara müdahalesinden Gürcistan’dan sonra en büyük kayba Türkiye uğramıştır. Umarız bu yargı, gelişmeler tarafından doğrulanmaz!

Yazarın Diğer Yazıları