Her gün PPK’ya şehitler veriyoruz! Son olarak 9 vatan evladını  kahpece öldürdüler... “Ahval-ı adliye”den oldu, kanıksadık! İstanbul’un ortasında, Güngören’de, 17 insanımızı, doğmamış bebeği öldürdüler, Güneydoğu’da boyuna kaybettiklerimizden ve bundan sonra da kaybedeceklerimizden başka!..
Biz şehitlerimizin arkasından  -savaşlarda işgal altında ve hatta zaferlerde, sevinçten ağlamayı öğrenmiş bir milletiz. İstiklal Marşı çalınınca, yabancı ülkede bayrağımızı görünce de, gözyaşlarımızı güç tutarız ve şimdi de her gün PKK’nın aldığı canlarımızın cenazelerinde hüngür hüngür ağlıyoruz!

Ya onlar?
Merak ediyorum; acaba sözde aydınlar, sözde “liberalleler”, yalakalar, ara sıra, alelusul, “hain pusu” filan gibilerden başlık atanlar, bu olayları, şehitleri kalplerinde hissedip, gözyaşı dökerler mi? “İnsan hakları” diye başımıza dikilen AB Komiserleri’ni bu şehitlerimiz hiç ilgilendirir mi? Güneydoğu’ya PKK’lılarla, tebelleş olurlar da, tek bir şehit cenazesine gelirler mi? Biraz olsun, duygulanırlar mı? Ağlarsa analar-babalar-bacılar ve bizler ağlıyoruz, onlar ağlamaz, olsa olsa timsah gözyaşları dökerler!
Biliyorum; onların ve bizim “sözde aydınların” diyeceklerini; “Bu olayda da Türk Devleti suçlu... Kürtleri ezdiniz... Şimdi kimlik hakları ve özerklik için mücadele ediyorlar, savaşıyorlar.” “Barışçı çözümü” kabul edin, “verin kurtulun!” ...Vereceğimiz şey Güneydoğu topraklarımız ve istedikleri de bu toprakları kurmakta oldukları  “Büyük Kürdistan” a katmak! Eyalet sisteminden ve “federasyondan” başlayarak! 
TSK, bıraksanız, gereğini “sonuna kadar” yapacak, yaptı da, ama iktidarın, AKP’nin, işin gerçek ve gerçekçi boyutlarını ve vahametini idrak ettiği, çok şüpheli! ... Çünkü PKK ile mücadelede Talabani’den ve de Barzani’den medet umuyor, yardım bekliyorlar! Onlarla işbirliği halinde, “Kuzey Irak’ı inşa ediyoruz” diye, asıl “Büyük Kürdistan”ın temellerine harç atıyorlar... Ve de AB’den ve ABD’den icazet istiyorlar!  Son zamanlarda TSK Kuzey Irak’ta kara harekâtını başarıyla sürdürürken neden ABD Savunma Bakanı’nın Ankara’yı “ziyaretinin” hemen ertesi gün, birdenbire bu harekâta son verildi? En azından, şüpheli bir durum!?.
Türk Hava Kuvvetleri’nin, güya, Amerikan istihbarat desteğiyle yapmakta olduğu harekâtı başarılı, ama yeter mi? PKK durduruldu mu, durduluyor mu?

DTP rezaleti
Ve Demokratik Toplum Partisi (DTP) komedisi-rezaleti! Açıkça, PKK’nın TBMM’deki uzantısı - PKK’ya “Terör örgütüdür” diyemeyen, APO’yu lider bilen - cenazelerini bile, PKK/APO gösterilerine dönüştüren bu “parti”- aslında “PKK şiddeti”nin, TBMM’deki “hüllesi.” DTP, görünen o ki, AKP kararı örnek olacak ve kapatılmayacak!
Bu adamlar palazlandıkça Türkiye’nin çıkarları hususunda, ahkâm kesiyorlar.
PKK/DTP, milli çıkarların “vaziyeti idare etmek ve de teslimiyet” olduğuna inanan bir iktidarın aymazlığı, aczi karşısında, nasıl şımarmasın, nasıl azmasın? Nasıl azmasınlar ki Cumhurbaşkanı Gül PKK/DTP’li kadını, Sabahat Tuncel’i Çankaya’ya davet ediyor. Nerdeyse APO da İmralı’dan “genel afla” çıkarılır, Mandela gibi milletvekili yapılır, sonra da a Çankaya’da konuk edilirse hiç şaşmamalı; olaylar bu istikamette seyretmekte! 
PKK teröristi olmaktan mahkûm Tuncel kadınını Çankaya’ya davet eden, başköşeye oturtan Cumhurbaşkanı Gül, şehitlerin analarını, yakınlarını ziyafete davet etmesinden vazgeçtim, Çankaya’da, ayaküstü olsun, kabul etmeyi düşünmez mi?

“Sözde” Türk!
Ve siz iktidarın bu aymazlığından ve “Ergenekon davasının, iddialarının, zehirli havasından cüret alan DTP Genel Başkanı ve Milletvekili”,  Ahmet (sözde) Türk’ün, malûm Taraf’taki, “mâlûme” Neşe Düzel’e söylediklerine bakın: “Baykal’ın, Ergenekon’u sahiplenmesi kuşkulandırıyor beni. Ergenekon, bugünkü CHP’yle böyle büyüdü. “...” Ergenekon’un kaynağı Kürt sorunudur. Çete, Kürt coğrafyasında beslendi. Bölgede yaptıkları işler bu adamları bir araya getirdi. Bölgedeki cinayetler ortaya çıkarsa, Ergenekon’dan kurtuluş olmaz.
Yani, demek istiyor ki, Baykal da “Ergenekoncu”, PKK ve Kürt başkaldırısı da “Ergenekon işi”!
Daha önce yazmıştım: Mitolojide “Tanrılar” yıkmak istediklerini önce gülünç hale düşürürler ve sonra da çıldırtırlarmış! Cinnet bulaşıcıdır!
H  H  H
“Batan gün kana benziyor/Yaralı cana benziyor/Esmerim vay vay/Ah ediyor bir gül için/Şu bülbül bana benziyor/Vay benim garip gönlüm...
Gece kapladı her yeri/Keder sardı dereleri/Esmerim vay vay/Sevda değil düşman açtı/Sinemdeki yareleri/Vay benim garip gönlüm...” Şehitlerimize ithaf olunur!