Dünün Sevr'cileri, bugünün AB'cileri

“Ankara’nın şerrinden Brüksel’in şefaatine sığınanların” borusunun öttüğü bir Türkiye’de yaşıyoruz.
Halkın mümin ve takva sahibi diye bağrına bastığı kişiler Haçlılarla işbirliği içersinde ve yine milletin Atatürkçü diye itibar gösterdiği kesimler, “Çağdaş uygarlık düzeyinin adresi” diye dünkü Sevr’cileri göstermekte, yani biri doğuya diğeri batıya doğru giderek aynı yere varıyor ve fakat milletin önünde sanki rakiplermiş gibi birbirlerine elense çekiyorlar.
Bunlar ya ne yaptıklarının farkında değiller ya da bizimle dalga geçiyorlar.
İşte bu sebeple birilerinin “AB ipi”,  ötekilerin ise “çağdaş uygarlık düzeyi” diye sarıldığı eller hakkındaki bilgilerimizi bir tazeleyelim istedik.
Birinci Cihan Harbi için “Osmanlı’nın pay edilmesi için yapılmıştır” diyebiliriz.
Bugün AB’nin lokomotifi durumunda olan Almanya ile o gün aynı safta oluşumuz bizi yanlış bir yargıya götürmemelidir. Bu birlikteliğin özünde Osmanlı mülkünün paylaşımında Almanya’nın İtalya, Fransa, İngiltere ve Yunanistan’la çıkar çatışmasının bulunması yatmaktadır. Örneğin, Osmanlı İngilizler lehine Filistin’den çekildiğinde o gün İngilizlerle savaşmakta olan Osmanlı müttefiki Almanya’da, “Filistin’i Müslümanlardan kurtardık!” diye sabahlara kadar şarap içilmiş ve kiliselerde şükür çanları çalınmıştır.
Harbin neticesi “Sevr” olmuştur.
Sevr’in birinci bölümü ise sınırların belirlenmesine ayrılmıştır.
Bu paylaşımda Boğazlar’da, “Boğazlar Komisyonu” adı altında adeta türü kendine özgü bir devlet kurulmuştur. Trakya’nın önemli bir kısmı, On İki Adalar dışındaki bütün Osmanlı adaları ve İzmir Yunanistan’a bırakılmış; Erzurum, Trabzon, Van ve Bitlis ve bu eyaletlerin kapsadıkları tüm alanlar Ermenistan’ın olmuştur. Suriye Fransa’nın mandasına verilmiş; Hatay, Antep, Maraş, Urfa ve Mardin Fransızların olmuştur. Ayrıca Hatay Sancağı, Fas, Tunus Fransız korumasına terk edilmiş, Hicaz bölgesinde sınırları daha sonra belirlenecek bir devlet kurulması ve bu devletin hamiliği Fransa’ya bırakılmıştır. Mısır üzerindeki bütün haklar ve Süveyş Kanalı ile Sudan üzerindeki Osmanlı hakları ise İngiliz’in olmuştur. Daha sonra kurulması düşünülen Irak, Filistin ve Lübnan manda devletlerinin hamiliği de İngiltere’ye devredilmiştir. Meselâ İngilizlerin Irak’taki fiili mandası 1932’ye, siyasi ve ekonomik nüfuzu ise 1958’e kadar sürmüştür. Bugün İngiltere aynı bölgeye Amerika ve İsrail’le birlikte geri dönmüştür.
Bu paylaşımda İtalya’ya düşen On İki Adalar, Libya üzerindeki Osmanlı hakları ve Ege’nin bir bölümüyle Güney kıyılarımızdaki topraklardır. Zaten Sevr sırasında bu bölgeler İtalyanlar tarafından fiilen işgal edilmiş durumdadır. İşte AB’ciler bugün kendi başkentleri Ankara’nın şerrinden bu ülkelerin şefaatine sığınmakta ve yine bugün birileri “çağdaş uygarlık düzeyi” diye bu ülkeleri bu yüce milletin önüne “örnek” diye koymaktadırlar.
Tabii dahası var...
Çünkü Sevr yalnızca Osmanlı topraklarının değil, aynı zamanda Osmanlı varlıkları ve Osmanlı bünyesindeki halkların da müstevliler tarafından paylaşımıdır. Herkes kendince “azınlık” gördüğü bir kesimin hamisi kesilmiştir. Bir yandan yere serdikleri Osmanlı’nın etinden et koparırken diğer yandan da daha kaliteli ve daha fazla pay için birbirleriyle hırlaşmışlardır. Ama yine de birbirlerine davranışları Osmanlı’ya davranışları gibi vicdansızca olmamıştır.
Örnek mi?
Örnek de verelim...
Bu savaşta Osmanlı ile birlikte yenilen Almanya değil midir.
Öyledir.
Öyledir ama galip devletler savaş sonrası Almanya ile bir anlaşma imzalar. O anlaşmaya göre Almanya’daki İngiliz ve Fransız yurttaşları Alman kanunları ve Alman mahkemelerine bağlıdır, ama Türkiye’deki İngiliz, Fransız ve diğer yabancı ülke vatandaşları Osmanlı kanunlarına değil kendi ülkelerinin yasalarına bağlıdırlar ve bir suç işlediklerinde kendi ülkelerinin konsolosluk mahkemelerinde yargılanacaklardır.
İşte Sevr budur...
Bugün AB’yi bu Sevr’ciler kurmuştur.
Atatürk, Milli Mücadele ve Lozan’ın bütün kazanımları “AB’ye uyum” yahut “çağdaş uygarlık düzeyi” diye; demokrasi, insan hakları ve Atatürkçülük adına her iki kesimin ittifakıyla bir bir elden çıkarılmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları