Selek-siyon

1998 yılında, İstanbul’da Mısır Çarşısı’nda bir patlama olmuş, 7 kişi hayatını kaybetmişti.127 kişi de yaralanmıştı. Şüpheli olarak, cerbezeli liberal avukat Alp Selek’in kızı Pınar ve bir arkadaşı yakalanmışlar, sanık olarak davaları on dört yıldır devam ediyor. Davaya bakan, şimdi de herhalde tesadüfen Ergenekon davalarına bakan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, “delil yetersizliğinden” beraat kararı veriyor. Yargıtay da bu kararları bozuyor.
Aynı Mahkeme, önceki günkü celsesinde Yargıtay’ın ‘bombacı’ tespitine rağmen Pınar Selek hakkında verdiği beraat kararında direndi; “delil yetersizliğinden” beraat kararı verdi.
Olayın ve davanın ayrıntılarını çok yazdım; gerekirse yine de yazarım. Ancak, sözde “sosyolog” ve kendi iddialarına göre “boncukçu” , “incik-boncuk” yapmakla iştigal eden ve fakat çantasında, iş yerinde bomba parçaları bulunan “kızımız” Pınar’ın, -daha sonra- duruşmaları devam ederken, bölücü PKK organı gazetede yazarlık ve yönetmenlik yaptığına ve avukat pederinin maharet ve marifetlerine de kocaman bir “mim” işareti koyun. Ve “adaletin kestiği parmak acımaz” deyip, geç kalan adaletin tecellisini bekleyedurun!
Bu, güya “tüp patlamasında” ölen 7 kişiyi geride bıraktıklarını; yaralanan, sakatlanan 127 kişinin, sonra ne olduklarını kim hatırlar?.. Pınar için gözyaşı dökenler, mürekkep dökenler, nefes tüketenler hatırlarlar mı?..
Davanın önceki günkü celsesinde “her zamanki liberallerimiz” bulunmuş. Adlarını, gelecekte referans olması için yazmakta fayda var: Yaşar Kemal, Adalet Ağaoğlu, Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, İstanbul BDP Milletvekili Akın Birdal, eski Türk Tabipler Birliği Başkanı Gencay Gürsoy, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ile Avrupa Birliği-Türkiye Karma Parlamenter Komisyonu Eş Başkanı Helene Flautre, Alman Yazar Günter Wallraf ve Almanya Pen Uluslararası Yazarlar Birliği Başkanı Christa Schuenke ve Avrupalı parlamenterler ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinden çok sayıda kişi!.. Bu uzun süren aşırı ilgi bu kişilerin, aynı sularda buluşmaları, acaba nedendir? Bence, PKK’ye “Kürt davasına” yakınlığından öte, mücahitliği malum, “Pınar Selek” bir simge-Jandark olduğu için!


Hasan Cemal’in gözdesi
Pınar, “imalât hatası” Hasan Cemal’in “gözdelerinden”. Kafasını, güzel boncukçuya takmış, yine dayanamamış. Bu seferki duruşmadan önce, Hrant Dink davasında yargının-Yargıtay’ın, başka kararlarının “derelerinden bin bir gözyaşı”  dökerek: “Birçok olumsuzluğa rağmen bu ülkede de yargıçlar var diyebileceğiz çünkü” diye yazdı. Hani, görülmekte olan bir davayı etkilemek suçtu!.. Hasan, Pınar konusunda “görülmekte olan davada” Mahkeme Heyetine çok manevi baskı yaptı.. Ve şimdi, işte o karar: “Delil yetersizliğinden beraat”!
Dava devam edecek... Bu sefer de, Yargıtay bu “şovlardan” duygusal baskılardan etkilenmez de bozma kararında ısrar ederse, işte, o zaman ben de, “Bu ülkede hâlâ yargıçlar var” diyebileceğim!


Seçmece
Yazımın başlığı, “Selek-siyon” ... Sevgili Mustafa Balbay yazılarında benzer cinaslar yapar. Ben de onu anarak “selek-siyon”  dedim. Pınar Selek konusunda, “her zamankilerin seleksiyonları” - “seçmecilikleri”, çifte standartları var... Mesela, bizim Hasan, on yıldır, terör suçundan hapiste yatan Emrullah Cin’in kızı, küçük Berdil için gözyaşları döker de, iki yıldan fazla Silivri’de, daha hüküm giymeden “mahkûm” yatan meslektaşı Mustafa Balbay’ın, on aylıkken geride bıraktığı, babasından mahrum kalan küçük Deniz’in acısı hakkında acaba neden bir tek satır bile yazmamıştır?..
Bu adamlar, -bu liboş ve liboş enteller, “seçme” -seçmececidirler- “seleksiyoncudurlar”; çünkü adalet, hukuk ve insanlık anlayışları da böyledir... Pınar için, Berdil için başka; Balbaylar, Denizler için başkadır...


İstifa
Süheyl Batum konusunda bir not: CHP dışından ve içinden uğradığı saldırılar karşısında Batum, CHP’den istifa eder mi? Bu, CHP için kayıp olur! Aslında, “başkalarının istifa etmeleri” “siyasî seleksiyon”a uğramaları gerekir. Ama doğanın aksine, siyasette de “iyiler” doğal ” ıstıfaya” - seleksiyona tâbi oluyor; en lâyık olmayanlar kalıyor!

Yazarın Diğer Yazıları