MİT istihbaratın tek patronu olacak

Tüm dikkatlerin ve gözlerin Uludere’de yaşanan olayın üstünde olduğu bir günde (dün) MİT’in 85’inci kuruluş yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde Genel Yayın Yönetmeniz Hayri Köklü ile birlikte kurumun davetine icabet ettik.
İzlenimlerimize geçmeden önce MİT’in basınla buluşmasının haber boyutuna gireceğim.
Uludere olayında yaşanan istihbarat kavgası ile ilgili açıklama beklerken MİT Müsteşarı Hakan Fidan daha konuşmasının başında kapıyı kapattı. Fidan, “Uludere ile ilgili açıklamayı yazılı olarak çıkarken vereceğiz” dedi. Hakan Fidan, bürokratlarının hazırladığı konuşma metnini de bir tarafa bıraktı ve sinevizyonla birlikte göreve geldiği günden bugüne yapılan reformları ve hayallerini anlattı.
Teşkilat şeması ile birlikte söze başladı Hakan Fidan. Kendisine direkt bağlı olan İstihbarat Koordinasyon Kurulu Genel Sekreterliğini anlattı genişçe. MİT Müsteşarının anlattıklarına göre; yeni kurulan birim istihbarat kurumları arasındaki kavgayı, kargaşayı önlemek ve kimin ne yapacağına daha pratik karar vermek için yapılandırılmış. İstihbarat çalışmalarında yetki karmaşası ve kopukluk Fidan’ın konuşması ve soru-cevap bölümünde sık sık vurgu yaptığı yer oldu. Fidan her defasında döndü, yeni kurulan İstihbarat Koordinasyon Kurulu Genel Sekreterliğinin önemine atıfta bulundu. Kurul ilk toplantısını Ocak ayı içinde yapacak.
Kısa adı GES olan Genelkurmay Elektronik Sistemler merkezinin MİT’e devredilip bağlanmasından da dolayı çok memnun MİT Müsteşarı ve “istihbarat kaynaklarının birleştirilmemesinde kaynak ve emek kaybı oluyor. Düblikasyonlar artıyor. GES ile MİT’e bağlı ETİ’yi (elektronik teknik istihbarat) birleştirdik. Birleştirince milli kapasitemizi görelim dedik.. Bu asker sivil işbirliğinde atılmış tarihi bir adımdır” dedi. Fidan bu cümlelerinin ardından yine döndü yeni kurulan Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu’nun önemine vurgu yaptı.
Yanlış anlaşılma olmasın diye net sorduk, “bütün istihbaratın tek elde toplanmasını mı istiyorsunuz?” diye .Hakan Fidan sustu ifadelerle cevap vermedi ama yaptığı konuşmaların satır araları hep “istihbaratın tek patronu MİT’in olacağı” yönündeydi. Uludere olayını kapıda dağıtılan yazılı açıklamaya bırakan Fidan satır aralarından tartışmalara da göndermeler yaptı. Şimdi biraz daha ayrıntıya girelim:
Hakan Fidan’ın konuşması öncesinde kısa bir film izledik. Kullanılan şu sloganlar çok çarpıcıydı:
“Bir ülkenin kaderi şansa bırakılamaz..İstihbarat geleceği doğru öngörmektir... Siyasilerin doğru karar vermesi için objektif akıl süzgecinden geçirilmiş istihbarat.”
Bu filmin ardından Hakan Fidan’ın konuşmasından önemli cümleler:
“Teşkilatımız istihbaratları alıp kendisi kullanacak değil. Sonuçta icracı bir kuruluşla paylaşmak durumdayız” ..
“Ben bazen bana gelen bilgileri kaynakları ve metotları izole etmek durumunda kalıyorum.Bu mesleğimin kutsalı. Bazen olaylara üst düzeyden bakmak lazım.”
“İstihbarat servisinin dış politikada kullanımında önemi giderek artıyor. Bu sadece bilgi toplayıp analiz eden servis eden değil. Bilgiyi kullanılan ve daha elverişli hale getirme durumundayız. Buna Libya ve Suriye olayları ile örnek verebilirim. İstihbarat kurumlarının arabuluculuk faaliyetlerinde de önemi artıyor. Siyasetçiler, diplomaside bazı diyologları servislerle hallediyorlar.”
“İstihbarata yapacağınız 1 liralık yatırım, savunmaya yapacağınız 5 liralık yatırımı tasarruf ettirir.”
“Bizim görevimiz siyasilerin duymak istediğini değil, olanı çıplak vermek.”
“Bizim görüntü istihbaratımız yok. Bu konuda Türkiye’nin yeteneği sınırlı ve geliştiriliyor. İHA’lardan alınan görüntülerin bizimle alakası yok. Bize gelmiyor. Asker operasyon kararını kendi veriyor.”
“Personel alımında (12 Eylül’de soruşturulanlar gibi) modası geçmiş yöntemlere girmiyoruz.”
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın basın buluşmasında cevaplamadığı sorular da çok önemliydi. Bunlardan biri “MOSSAD ile kurumsal ilişkiniz var mı?” İkincisi Kaşif Kozinoğlu’nun ölümüyle ilgili araştırma inceleme yapıyor musunuz? Fidan, “bu sorulara cevap vermem” demekle yetindi.
MİT’te kadro operasyonları ile ilgili soru gelmeyince de Fidan esprili bir şekilde “buraya gelince kafama göre arkadaşlar buldum” dedi ama kokteylde aramıza giren bürokratların çoğu yeniydi.


Uludere açıklaması
İletişimde algılama sıkıntısından bahseden MİT Müsteşarı Hakan Fidan, konuşamamaktan da yer yer yakındı. Uludere ile ilgili bize kapıda verilen açıklamaya gelince..
Gerçekten toplantı sırasında büyük beklentim vardı. Sorularımıza cevap bulacağımızı tahmin ediyordum. Baktık ki;1 buçuk sayfalık yazılı açıklamanın ağırlığı TARAF gazetesi yazarı Mehmet Baransu’ya cevap niteliğinde. İstihbarat yanlışlığı gizemine açıklık getirileceğine Başbakan’ın kavgasına MİT de ortak oldu bir nevi.
Baransu’ya verilen cevapları geçiyorum. Açıklamadan iki satır:
“28.12.2011 tarihinde hayatını kaybeden 35 vatandaşımız ile ilgili olabilecek grup, yer, tarih, sayı ve geçiş güzergahlarına ilişkin Teşkilatımızca herhangi bir istihbarat paylaşımı gerçekleştirilmemiştir.”
MİT’in gazeteciye verdiği cevaptan bir bölüm ise daha da manidar:
“Anılan gazeteci asılsız iddialarına devam ettirebilmek için daha önce kurguladığı mizansende değişikliğe giderek, kelime oyunları yapmak suretiyle, 35 vatandaşın hayatını kaybettiği operasyonla ilgisi olmayan ve bölgedeki örgütsel hareketliliğe dair kendisine sızdırılan, bir kısmı güncelliğini yitirmiş raporları, olayla ilişkilendirme gayretine girmiştir.”
Yani; MİT girişte yaptığı teknolojik sunumun ardından kurumda sızdırma olduğunu resmen kabul etmiş oldu.
Şimdi insanın aklına sorular geliyor:
“Anlatılan reform çalışmaları boşa mı çıktı?”
“MİT’in 35 kişinin ölümüyle sonuçlanan bölgedeki hareketlilikten hiç mi haberi yoktu?”
“Haberi vardı da vermedi mi?”
“Ellerine gelen istihbaratı tanımlayamadı mı?”
MİT’in 85’inci kuruluş yıldönümü münasebetiyle yapılan organizasyon çok iyiydi ama istihbaratçılığın şanından olsa mı gerek, biz istediğimiz sorulara yanıt alamadık. Onlar sadece istedikleri soruları cevaplayarak hedeflerini anlattılar.

Yazarın Diğer Yazıları