DÜŞ-KUR kuruldu

21 Ocak 2012’de Ankara’da Gazi Üniversitesi İİBF 100. Yıl Salonunda “Bir Millî Kahramanın Ardından” adlı toplantı ile rahmetli Denktaş anıldı. Ankara o gün yoğun bir kar yağışı altında olmasına rağmen 300 kişi toplantı salonunu büyük ölçüde doldurdu. Denkaş’ı anma toplantısı kısa adı DÜŞ-KUR olan Düşünce Kuruluşları ve Yayınları Birliği tarafından düzenlendi. Bu tür toplantılara birçok gitmiş olanlar dahi kendilerine DÜŞ-KUR nedir diye soracaklardır.
Kasım 2011’de Ankara’da 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nde yapılan bir toplantı sonucunda Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, Millî Düşünce Merkezi, TÜRKSAM, Karadeniz Araştırmaları Merkezi, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, 2023 Dergisi, Turan Dergisi başkanları veya temsilcileri, aynı gündemi paylaşan ve görüş üreten kuruluşların işbirliği yapması amacı ile bir araya geldiler. Yapılan kapsamlı ve yapıcı görüşmelerden sonra yukarıda adı anılan kuruluş ve yayın organları kapsamlı bir işbirliği protokolu üzerinde anlaştılar. Birliğin adının Düşünce Kuruluşları ve Yayınları Birliği olmasına karar verildi.
Düşünce Kuruluşları ve Yayınları Birliği üyesi kuruluş ve yayınlar, Türkiye’nin ve Türk Dünyasının karşı karşıya olduğu fırsatlar ve tehditler konusunda birçok noktada fikir birliği içinde olan kuruluş ve yayınlardır. DÜŞ-KUR üyelerinin tamamı zor koşullar içinde fikir üretmek ve savunmak gibi zor bir mücadele vermektedirler.
DÜŞ-KUR üyelerinin tamamı bu zor koşullar altında tavizsiz bir fikri mücadeleyi temsil ederken, bazı küçük kaynaklarını ve imkanlarını birbirleri ile paylaşmak, birlikte fikri üretim gerçekleştirmek, Türkiye ve bölge gündemi üzerinde etki geliştirmek ve ortak fikri faaliyetler düzenlemek amacı ile bir araya gelmişlerdir.
Türkiye’nin içinden geçtiği süreçte işgal edilmesi hedeflenen en önemli alan Türkiye’ye saldıran unsurlar tarafından Türk milletinin beyni olarak hedeflenmiştir. Amaç, Türk milletini mankurtlaştırmak, zihnini boşaltmak ve yeniden yapılandırmak, kendi menfaatini göremez hale getirmektir. Bu amaçla, kavramlar yeniden tanımlanmakta, bağlayıcı ve birleştirici kavramlar yok edilirken, atomize edici kavramlar devreye sokulmakta, Türk milleti kendi menfaatlerini doğru tanımlayamayan bir güruh haline dönüştürülerek, politik intihara sürüklenmeye çalışılmaktadır. Annan Planı ile bu KKTC’de denenmiş ve ne yazık ki toplumun % 65’i devletlerini yok eden bir intihar planına “evet” demeye ikna edilmişlerdir.
Türkiye’ye yönelik saldırının organize edildiği yerler artık sadece yabancı genelkurmay karargâhları, istihbarat servislerinin haritalı odaları veya dışişleri bakanlıklarının Türkiye daireleri değildir. Türkiye’ye yönelik saldırıların planlanması ve uygulanmasında bazı ülkelerin düşünce kuruluşları yukarıda anılan genelkurmay karargâhları, istihbarat servisleri veya dışişleri bakanlıklarından daha önemli bir rol oynamaktadırlar.
Türkiye ve Türk milleti için bu saldırılar ile mücadele etmenin yolu benzer kuruluşlar ile bu saldırılara karşı koymaktır. Sahada boks yapan bir adamın karşısına onu yenmek için futbol oynayarak çıkamazsınız. Düşünce kuruluşları ve yayınları ile genelkurmay başkanlığı (üstelik tek düşünce kuruluşu SAREM’i daha yeni kapattığı göz önünde tutulur ise) MİT veya Dışişleri Bakanlığı veya siyasi partiler mücadele edemez.
DÜŞ-KUR üyeleri, bilimsel araştırma yöntemleri ile günlük parti politikalarından çok uzak, Türkiye ve Türk Dünyasının gelecek 10 yıllarını göz önünde tutarak, millî felsefe ve inancın düşünce merkezleri olarak şimdiye değin sürdürdükleri faaliyetleri bundan sonra dayanışma içinde sürdüreceklerdir. Bu çerçevede DÜŞ-KUR’un ilk faaliyeti rahmetli Denktaş’ın anılması olmuştur.
DÜŞ-KUR’un ikinci faaliyeti 10 Şubat 2012 günü Türk Dünyası ülküsünün yılmaz savaşcısı Prof. Dr. Turan Yazgan’a “Türkiye ve Türk Dünyasına Hizmet Ödülü” takdim edilmesi olacaktır. 

Yazarın Diğer Yazıları