Üniversitelerimiz

Üniversitelerimizde garip bir süreç devam ediyor. Şaşırtıcı değil çünkü Türkiye’de garip bir süreç devam ediyor. Böyle bir gecenin sabahından hayır çıkmaz diyor insan. Bingöl Üniversitesi 13-14 Mayıs 2011’de  “Birinci Uluslar arası Zaza Dili Sempozyumu” adlı bir sempozyum düzenliyor. Sempozyumda sunulan tebliğler daha sonra bir kitap olarak basılıyor. Ancak tebliğlerin bir bölümü değil bir üniversitede ancak Kandil’de sunulabilecek nitelikte. Kitaplaşma sürecinde Bingöl Üniversitesinde hala var olan bilim adamları bu tür tebliğlerin kitaba girmesine karşı çıkıyorlar. Ancak güçlü bir el müdahale ederek bu tebliğleri de kitaba koyuyor. Bunlardan bir tanesi Dr. Zülfü Selcan’ın  “Zaza Dilinin Tarihi Gelişimi” adlı makalesi. Bu makalenin ve kitabın 114-115. sayfalarında bir Zazaistan haritası yer alıyor. Zazaistan, Erzincan, Elazığ, Tunceli’nin tamamını, Şanlıurfa, Malatya, Sivas, Bitlis, Bingöl, Erzurum, Diyarbakır, Muş’un bir kısmını kapsıyor. Devletin parası ile Zazaistan haritasını bastırıyor Bingöl Üniversitesi.
Gelelim bir başka üniversitemize, Hakkari Üniversitesi. Hakkari Üniversitesi, 6-8 Temmuz 2012 tarihleri arasında, Hakkari’de  “Kürt Dili ve Edebiyatı”  günleri düzenlendi. Üç gün sürdü, sunum dili “Kürtçe” ydi. Bu konferans 2010 ve 2011’de de Temmuz aylarında düzenlenmiş.
Temmuz 2012: Hakkâri Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Mem ü Zin ve Siyabend ü Xece gibi Kürt efsane ve hikâyelerinin de aralarında bulunduğu 9 eseri ’The East Whispers’isimli kitap ile İngilizceye çevirdi.
30-31 Mayıs 2012:Hakkari Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen panelin konuları arasında eğitimde çok dillilik, edebiyat ve kültür yaşamında Kürt dili gibi konular yer aldı.
Hakkâri Üniversitesi’nin daveti üzerine bu şehre gelen Sorbonne Üniversitesi Kürmanci Ana Bilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. İbrahim Seydo Aydoğan, iki üniversite arasında imzalanan ’pedagojik anlaşma’ gereği 5 gün boyunca Hakkâri Üniversitesi öğrencileri, Kürt dili edebiyatı ve Kürtçe grameri ile ilgili hızlandırılmış Kürtçe kurs gördüler.
Mart 2012:Hakkari Üniversitesi’nin öğretim görevlisi Yusuf Soyvural, Türkiye’de bir ilke imza atarak Kürtçe matematik ders kitabı hazırladı. Yusuf Soyvural’ın hazırladığı Kürtçe Matematik kitabı, TÜYAP Diyarbakır 3. Kitap Fuarı’nda sergilendi.
5-9 Ekim 2009:Hakkâri Üniversitesi’nin Düzenlediği Kürt Kadın Kongresi 1-5 Ekim tarihleri arasında Hakkâri’de Yapıldı.
Bu sırada Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi de bir anayasa taslağı hazırladı. İnternet sitesinde bulabilirsiniz. Taslakta dünyanın post Westfalya döneme girdiği söyleniyor. Diğer bir ifade ile ulus-devlet sonrası döneme. Oysa hala devletlerin çok büyük bir bölümü Federal Almanya ve ABD dahil ulus-devlet olarak örgütlenmiş durumda. Bir başka iddia, millet anayasalarının yerini halk anayasalarının aldığı iddiası. Hadi bir tane halk anayasası gösterin o zaman derler adama. 
Bu taslağın özelliği içinde Türk Milleti ifadesinin geçmemesi. Egemenlik milletindir deniliyor ancak hangi millet olduğu söylenmemiş. Tabii anayasanın girişinde şöyle bir cümleye rastlıyorsunuz: “Dünya milletler ailesinin şerefli bir üyesi olan Türkiye Cumhuriyetinin kadın ve erkek yurttaşları.” Demek ki bir dünya milletler ailesi var. Bu ailenin üyeleri teker teker milletler. Ancak sıra Türk Milletine gelince Türk Milleti,  “Türk Milleti” olarak katılmıyor da  “kadın ve erkek yurttaşlar” olarak bu aileye katılıyor. İnanılır gibi değil. PKK korkusu, PKK’ya teslimiyet koskoca akademisyenleri ne hale getiriyor. Türk Milletinin çok büyük bir çoğunluğunun % 94’ünün Türk Milleti kavramı ile bir skıntısı yok. Kendisini ve milletini Türk diye tanımlıyor. % 6 civarında PKK’ya ve terör örgütüne değişik nedenler ile teslim olmuş bir gruba  teslim oluyoruz, Türk Milletinin adını anayasadan çıkarıyoruz. Ve buna demokrasi diyoruz. Peki geriye kalan % 94’ün demokratik haklarına ne oluyor?
Ancak kabul edelim taslağın bir yerinde  “Türkiye halkı”  kavramı geçmiş. Hacettepe Üniversitesi taslağı yayınladıktan sonra bir özel üniversitenin “Guguk” Fakültesi öğretim üyeleri geliyor ve Türk Milleti kavramını koymadıkları için Hacettepe Üniversitesine teşekkür ediyorlar. Neredeyiz derseniz işte buradayız. Bu taslağı hazırlayan öğretim üyeleri Neşet Ertaş’ın vefatını duyunca çok üzülmüşlerdir. Üzülmesinler, çünkü Ertaş şöyle diyor: “Türkü söyler dillerimiz, ne güzeldir ellerimiz, bağlamada tellerimiz, türkü söyler, Türkü sever, Türk’üm diyen”

Yazarın Diğer Yazıları