Büyük zorluklar içinde, ölüm kalım mücadelesi veren Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki Türkmenler, bütün dünyayı yardıma çağırıyor.
Hafta sonu İstanbul’da toplanan Türkmenlerin ileri gelen şahsiyetleri, iki gün boyunca “çıkış yolu” nu tartıştılar.
Türkmeneli Stratejik Araştırma ve Düşünce Merkezi’nce düzenlenen Türkmen Çalıştayı’na, Başkan Dr. Cüneyt Mengü’nün elden ele dolaşan yeni kitabı “Türkmen Trajedisinin Perde Arkası” damgasını vuruyor.
Kerkük’lü bir Türkmen ailesinin çocuğu olan ve yıllarını bu “dava” ya adayan Dr. Cüneyt Mengü’den tabii ki, bu kadar “derin” bu kadar “ayrıntılı” en önemlisi bu kadar “gerçekçi” bir eser yaratması isteniyor ve bekleniyor.
Aslında Mengü’nün, Orta Doğu daha doğrusu bir “Türkmen” uzmanı olduğunu hemen hatırlamamız gerekiyor.
“Türkmen Trajedisinin Perde Arkası” nda, son yıllarda yaşanan olayların kritik değerlendirmeleri yapılıyor.
Zaten yazar, “ABD-Türkiye-Irak Üçgeninde Türkmen Meselesi” kitabında da, Türkmenlerin Irak’a yerleştikleri andan itibaren, 2012 yılına kadar tarihi, siyasi ve toplumsal süreçleri irdelenmiş ve Türkmen varlığının inkârına yönelik süregelen çalışmalar dönemsel akışını dile getirmişti.
Bu eserde de, 2012 yılından sonraki süreç içinde Türkmenlerin trajik durumu ve siyasi tarihi dönemlerin akışı içerisinde incelenerek, perde arkasındaki konuların uluslararası ölçekte analizleri yapılarak ve süratle alınması gereken önlemler üzerinde duruluyor.
“Türkmen Trajedisinin Perde Arkası” nda Dr. Cünyet Mengü, samimi bir tespitte de bulunuyor;
“IŞİD’in insanlık dışı ve kaygı verici operasyonlarının sonucu Türkmenlerin şu anda karşı karşıya kaldıkları bu feci durum ile ilgili olarak iki noktaya anlam vermekte zorlanıyorum. İlki; Türkiye Hükümeti’nin bu denli suskunluğu, diğeri ise İrşat ve Müslümanlar arasında yardımlaşma prensibine sıkıca bağlı olan Türkiye’deki İslami tarikat guruplarının bu olaylara seyirci kalmalarıdır.”
Can alıcı bilgiler, yorumlar ve tahminler içeren kitaptan, işte bazı satırlar:
“BOP’un ve Arap Baharı’nın nihai hedefi ise Türkiye dahil bölge ülkelerinin bölünmesidir. Ne hikmetse hem İsrail ve hem de IŞİD yeni Orta Doğu’nun sınırları için Sykes Picot’tan söz etmektedirler.”
“Her ne kadar Ankara’nın kırmızı çizgileri rafa kaldırılmış olsa da Türkmenlerin durumunda fazla bir değişiklik olmamış, Suriye’de başlayan kaos ile ilgili izlediği politikalar Türkiye’yi çıkmaza sokmuştur.”
“Özellikle Türkmenlerin Emirli Direnişi, Türkmen siyasi tarihi için bir gurur kaynağı ve dönüm noktasıdır. Telafer başta olmak üzere diğer Türkmen bölgelerinden göçe zorlanan 400 bin’den fazla kişinin yerlerine dönmeleri için çaba harcanmalıdır.”
Tanımaktan onur ve kıvanç duyduğumuz Dr. Cüneyt Mengü’yü içtenlikle kutlamak icap ediyor.
“Türkmen Trajedisinin Perde Arkası” eserini öncelikle ilgililerin, sonra da bütün Türklerin okuması ve derin derin düşünmeleri öne çıkıyor.
Bu arada kitabın, Arapça ve İngilizce’ye çevrilmesinin de çok yerinde olacağını belirtmek de bize düşüyor.
Türkmen trajedisi artık sadece hoyratlarda değil, kitaplarda da yer alıyor.
