Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mevlüt Uluğtekin YILMAZ

Mevlüt Uluğtekin YILMAZ

Al bayrağa adanmış bir ömür...

Adı Müfit Öner...

1934 doğumlu, 82 yaşında bir delikanlı!

Hâlâ çalışıyor, hâlâ üretiyor.

O, Türk'ün üstün yetenekli bilge evlâtlarından birisi! Onun yaptıklarını anlatmak için değil bir köşe, gazetenin tüm sayfalarını değerlendirmek gerekir. Doğrusu, yaşamının hangi yönünü anlatmakta şu an acze düştüğümü de belirtmeliyim.

En doğrusu 19 yaşından başlamak...

Yıl 1953... Devletimiz -o zaman 67 il olan Türkiye'mizdeki- her ilden çağrılan 67 izci gencimizin 29 Ekim'de başkentte, Cumhuriyetimizin 30. yılının kutlama törenine katılmasını ister. Nitekim -Anıtkabir'e konulmak üzere- 67 ilden getirdikleri topraklarla Ankara'ya gelen gençler arasında 19 yaşındaki Müfit Öner de vardır.

Ankara'ya gelen bu gençlerin iki önemli görevi olacaktır: Birincisi; Cumhuriyetimizin -eski Hipodrom'daki- 30. Yıl törenlerine katılacaklar. İkinci görevleri ise, 10 Kasım 1953 günü Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün aziz naşını Etnografya Müzesi'nden yeni yapılan Anıtkabir'e naklindeki kortejde bulunacaklar...

29 Ekim ile 10 Kasım arasında 11 gün vardır. Görevliler bu süreyi değerlendirmek amacıyla 67 gencimizi -devletimizin ilginç kurumlarını tanıtmak için- gezdirirler. Bu gezide Çankaya'da, Müze konumundaki Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nü de ziyaret ederler. Bu gezide ilginç bir olay olur. Olay şudur: Görevliler, gençlere pek çok yeri gezdirdikten sonra, Cumhurbaşkanı Forsu'nun bulunduğu yeri de gösterirler. Fors'a bakan gençler arasındaki Müfit Öner öne çıkar ve Fors'a yaklaşarak dikkatle bakar. Bakar ve görevliye; "Fors'un sol üst köşesinde bulunan amblemdeki 16 Türk devletini temsil eden yıldızların ortasındaki T.C.'yi belirten güneşin niye 20 şualı (ışınlı) olduğunu sorar." Bu soruya görevli 'Kanunu böyle' der. Bunun üzerine ertesi gün Ulus'taki 2. TBMM'ye gider. Görevliler bu atak gence yardımcı olur. 29 Mayıs 1936 tarihli 2994 numaralı Türk Bayrağı Kanunu'nu ve tüzüğünü inceler. Milletvekilleri ile görüşür; bayrak kumaşının değişmesi gerektiğini ve Cumhurbaşkanı Forsu'ndaki 20 ışının mantıksız olduğunu, 8 uzun 8 kısa ışınlı (16 ışınlı) olmasının doğru olacağını ifade ederek, bugünkü şeklinin oluşmasını sağlar. (Değerli okuyucum: Sayın Öner, o yıllarda Cumhurbaşkanlığı forsundaki papatya şekli yerine, kendisi güçlü biçimde güneşi resmeder ve bu önerisini yetkililere sunar. Bir süre kanunlaşması için çalışır ve sonunda Sayın Öner'in teklifi kanunlaşır.)

Müfit Öner, 1965'te Almanya'ya gider. Orada 1980 yılında, "Bayrağımız, Sancağımız, İstiklâl Mücadelemiz ve İstiklâl Marşımız" konulu kitabını yayımlar. Bu eser Almanya'daki Türk toplumunda ve gerekse Türkiye'de büyük ilgi görür. Almanya'daki Türk öğrencilere yılmadan, usanmadan konferanslar verir.

Sayın Öner o yıllarda ABD'nin Almanya'da ürettiği tankların bulunduğu fabrikada çalışmaktadır. Çok etkin ve çok saygın bir konumdadır; çünkü kimsenin çözemediği elektronik problemleri çözebilmektedir. Yabancılar onun dehasına hayrandır. Ama o 'çılgın Türk' Avrupa'da bir şey daha yapar...

Yıl 1986... Fanatik Ermenilerin Almanya'da Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin etkisiyle büyük bir yürüyüş yapma hazırlığında olacaklarını çevresindeki yabancılardan öğrenir. Bu konuda zekice bir atak yapar. Doğruca Alman Hıristiyan Partisi'ne gider; konuyu ve doğacak sonuçlarını anlatır. Ve Ermeni yürüyüşünü durdurur!

Sayın Öner Türkiye'ye geldiğinde ise yılmadan, usanmadan okullarda bayrağımızı, sancağımızı ve İstiklâl Marşı'mızı anlatır. Bu anlatma günümüze kadar sürer. Ülkemizdeki kurumlar, bilgi ve erdem kahramanı bu insanın -hiçbir maddi çıkar gözetmeden yaptığı- bu anlamlı çalışmasını sayısız ödüllerle taçlandırır.

Almanca ve Fransızca bilen Sayın Öner günümüzde Millî Düşünce Merkezi'nde Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapmaktadır.

Değerli büyüğümüze uzun ömürler diliyor; en içten saygılarımı sunuyorum.

Esen kalın efendim.

Yazarın Diğer Yazıları