Darbe hazırlığını 'Enişte'ye değil Savunma Bakanı'na haber vermişler!.

Geçtiğimiz Cuma günü, Tv5'te değerli gazeteci arkadaşım Mustafa Yılmaz'ın hazırladığı  Aykırı Gündem programında  Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu'nu Sözcü gazetesi yazarı Zeynep Gürcanlı ile birlikte soru yağmuruna tuttuk. Karamollaoğlu, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığım programda tarihi çok önemli açıklamalar yaptı. Video kaydını bulup mutlaka izlemenizi  öneririm.

Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu, bin düşünüp bir konuşan siyasetçi tipidir. Gazetecilerin, o istemedikçe ağzından laf alması kolay bir iş değildir. 15 Temmuz hain darbe girişimini konuşurken, Temel Karamollaoğlu, bu kalkışmadan iktidarın habersiz olduğuna ilişkin açıklamalarını tekzip eden çok tarihi bilgiler verdi. "15 Temmuz'dan 6 ay, belki daha da fazla süre önce, tarihini tam olarak hatırlayamıyorum" diyerek söze başladı ve R. Erdoğan ile AKP iktidarını hain darbe girişimi hazırlıkları konusunda haberdar ettiklerini açıkladı. Kendilerine gelen o zaman muvazzaf bazı askerlerin anlattıklarını çok ciddiye aldıklarını ve arkadaşları vasıtasıyla kabine üyelerini ve R. Erdoğan'ını bilgilendirdiklerini anlattı. Çok üstüne gittik ama detay vermedi.

Hak vereceksiniz ki; bu bomba açıklamanın peşini bırakmadım. Konunun odağındaki ismi buldum: Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı eski Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ı... O dönemde görüşmeleri yürüten ismi... Lütfi Yalman, Konya'da olduğu için  bir telefon görüşmesi gerçekleştirebildim. Açıklamalarını okuyunca çok hayrete düşer misiniz? Kararı size bırakıyorum.!.. Lütfi Yalman'ın YENİÇAĞ'a açıklamalarını noktasına, virgülüne dokunmadan yayınlıyorum:

 

-- (Programda konuşulanları özetledikten sonra-aht-) Sayın Karamollaoğlu, hain darbe girişimi ile ilgili olarak Aykırı Gündem de bu bilgileri verdi Bu olayı bir de bize anlatır mısınız?

"6 ay öncesinden değil 2013 Aralık'ta Tayyip Bey 17 Aralık'ta Konya'ya geleceğinde ben -o zaman il başkanıydı- şimdi Genel Başkan yardımcısı (AKP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun-aht-) olan arkadaşımız Milletvekili ben ona dedim ki, 'acil bir görüşmemiz lazım 15-20 dakika' diye. Fakat o gün meşhur 17 Aralık operasyonları olunca görüşme imkânı olmadı. Biz 2014'ün başında bir rahatsızlığın olduğunu ciddi manada bir takım sıkıntıların olduğunu rapor eden bir şey gönderdik. Nasıl çalışıldığı internet siteleri ile ilgili veya kendilerine bağlı her subaya 500 dolar her ay verdiklerini falan rapor eden bir şey gönderdik kendilerine."

--Kendilerine dediğiniz Başbakan iken Tayyip Erdoğan'a mı?

"Tabi. Başbakan iken gönderdik raporu. Konu ile ilgili detaylı bir rapor gönderdik kendisine. Bu raporu danışmanları kanalıyla gönderdik. Tahmin ediyorum şimdiki sözcü İbrahim Kalın Bey'in de eline ulaştı. Ondan sonrasını bilmiyoruz tabi. Bilahare Tayyip Bey Cumhurbaşkanı olduktan sonra 2014'ün sonlarına doğru Sayın Bakan ile tekrar görüştük subay arkadaşımızla beraber. "

--Sayın Bakan... Faruk Çelik Bey mi?..

"Faruk Çelik Bey tamam. İsmini yazmayın da rahatsız oluyor çünkü bundan. Dolayısıyla kendisine bir isim listesi de verdik o zaman."

--Neydi isim listesi Lütfi Bey?

"Generallerin isim listesini verdik. Böyle bir çalışma yapılıyor diye. Böyle bir hazırlığın içerisindeler, dikkat edilmesi gerekir. Yarın devletin milletin zarar göreceği bir gelişmeden dolayı kendisini bilgilendiriyoruz ulaştırın bunu dedik Sayın Cumhurbaşkanına. Zannedersem 1 ay kadar sonra falan aradı Faruk Bey, "Abi hem rapor, hem isimler Sayın Cumhurbaşkanına ulaştı" gibi bir ifade kullandı. Fakat şey hızlandı... 2015'in ortalarında tekrar Faruk Bey'i, İsmet Bey'i Milli Savunma Bakanı, 3 tane subay arkadaş ile birlikte oturduk çok detaylıca şimdi konulara çok fazla girmiyorum telefonda ama belki 30 civarında ismi de ifade ederek çalışma bir hazırlık yapıldığını kendilerine söyledik. İsmet Yılmaz Bey çok gevşek davrandı. '17/25 Aralık'tan önceydi, 17-25 Aralık'tan sonra düzelmiştir bunlar' falan diye bir ifade birkaç sefer kullanınca ben, '17-25 bir yolsuzluk operasyonu. Ben bu yolsuzlukların olduğunu biliyorum ve inanıyorum. Operasyonu yapan bunlar benden kat kat fazla inanıyorlar dolayısıyla yanlış düşünüyorsunuz bakın bir sıkıntı olacak, yazık olacak' filan diye söyledik kendisine. Yanımdaki albay arkadaşlardan bir tanesi, 'Sayın bakanım vallahi tankı üzerimize sürecekler' cümle bu. Bu ifadeyi kullandı Milli Savunma Bakanı'na."

--Bu ifadeyi kullandıktan sonra İsmet Beyin tepkisi ne oldu?

"Çok inandırıcı bulmadılar gibi geldi bana. Üzerinde durmadılar öyle gördüm. Bir hassasiyet olsa bu Akın Öztürk'ün ismi dahi geçti o zaman konuştuk bunları."

--Akın Öztürk'ten başka kimlerin ismi geçti?

"30 civarında isim. Şimdi hangisini söyleyeyim. Tutuklanan isimler var bunların içerisinde. Hemen hemen hepsi tutuklandı veya ihraç edildiler. Var birkaç tane daha kalan. Onu tekrar kendilerine ifade ettik yakın bir zamanda. Tabi burada işin enteresan tarafı şu, 'sayın bakanım tankı üzerimize sürecekler' diyen Albay FETÖ'cülükten gözaltına alındı. Ve adam diyor ki şimdi savcıya, "Gidin Konya Milletvekiline sorun, Tarım Bakanı'na sorun, o zaman Milli Savunma Bakanı olan İsmet Yılmaz Bey'e sorun. Böyle, böyle biz girişimde bulunduk" filan diyor.

--Kim bu albay Lütfi Bey?

"İsim uygun olmaz. "

--Ama tutuklu zaten...

"Hayır, askerlerden hiçbirinin ismi çıkmadı daha çıkmaz da. Diğer bir arkadaş dedi ki, 'Biz hayatımızı riske atarak buraya geldik. Bundan haberdar olsalar bizi bir hafta içinde kaybederler' dedi. Aynen bu cümleyi kullandı bir diğer subay. 'Haberiniz olsun böyle örgütlüler' falan dedi. Onun için bu isimleri hiç bahsetmedik. Hiç kimseye vermedim şu ana kadar. Sadece bende. Diğer o bakan arkadaşlar da bu isimleri bilmez. Netice itibariyle tabi bunları anlatınca savcı beyin söylediği cümle enteresan. Diyor ki, 'Hay Allah razı olsun iyi ki böyle bir girişimde bulunmuşsunuz yoksa eğer girişimde bulunmasaydınız ben baktım delil belge hiçbir şey yok ama sizi içeri atardım. Çünkü seni atmasam beni atıyorlar.' Bu cümle önemli. Türkiye'de bu tip bir yapının üzerine giderken sırf bu endişeden dolayı çok mağdurların da olduğunun bilinmesi lazım."

--Tutukladığı albaya söylüyor değil mi savcı?

"Tabi tabi. Böyle bir yapı var kim ne derse desin. "

--Bir de Temel Bey'in söylediği 6 ay önceki süreç ne?

"6 ay önceki bu son şey ettiğimiz onu kastederek yani 6 aydan daha fazla da... Çünkü bu görüşmeler zaman zaman telefonla şununla bununla devam etti. O zaman genel başkanımızın bilgisi dahilinde tekrar görüşmüştüm arkadaşlarla bilahare böyle bir şey oldu. Hatta ben 15 Temmuz'dan sonra aradım ne oldu falan diye. 'Abi siz vazifenizi yaptınız sizin bir şeyiniz yok.'  Ben de, 'siz vazifenizi yapmadınız' dedim kapattım telefonu. "

--Bunu kime söylediniz?

"Bu isimlere çok girmeyelim şimdi. Çok öncesinden ta 2004'ten itibaren bu yapılanma ile kadrolaşma ile ilgili çok değişik girişimlerde bulunduk. 'Yanlış yapıyorsunuz' dedik. Bunu konuşuruz İnşallah. "

Yazarın Diğer Yazıları