Bayramımızı çoşkuyla kutladık!...

Dün, bayramdı neşe doluydu insan!...

Ne bayramı?.. Basın bayramı... Biz, basın çalışanlarının en mutlu günü...

Sabah büroya adımımı attım. Aman Allah'ım ne çok sevenimiz varmış... Ayaklarım yerden kesildi. Arayan arayanaydı...

Sayın Cumhurbaşkanı taa ırak illerden aradı;

--Ahmet bey, sizin ve arkadaşlarınızın bayramını tebrik ederim.. Allah tekrarına erdirsin.

--Vallahi yalarım, yutarım beyefendi. Allah sizi başımızdan eksik etmesin. Sayenizde bugünlere ulaştık.

--Nasılsınız ne var ne yok?.. Ben yokken memlekette işler nasıl?

-- Vallahi her şey bıraktığınız gibi. Ortalık güllük gülüstanlık. Her ne kadar sizinle oralarda olmasam da kalbim ve aklım sizinle. Bu son gezinizin dünya çapındaki önemi ve etkisi konusunda  bir yazı hazırlamaya  niyetliydim siz aradınız. Hani kalp kalbe karşıdır derler ya!..

-- Tevafuk...

--Aynen efendim zati alinizin sayesinde..

--Sen çok zorlanma istersen. Her zamanki gibi yapalım öyleyse. Kalın, sana bir metin göndersin. Kopyala-yapıştır yaz.

--Emredersiniz efendim.

-- Fotoğrafta göndersin.

--Çok yerinde olur efendim.

--Başlığı da atsın.

--Bayram ederim efendim.

--Gözlerinden öperim.

--Yalarım yutarım efendim.

Sonra sayın Başbakan  aradı;

--Ahmet bey kardeşim. Kutlu olsun...

--Olsun efendim olsun..

--Bir sıkıntınız var mı?

--Aa! Olur mu efendim. Mutlu bahtiyar çalışıyoruz işte. Basın bayramımızın doya doya tadını çıkarıyoruz. Az önce sayın Cumhurbaşkanı aradı, ona da aynısını söyledim. Sizin de bu bayram da payınız az değil.

-- Bazı kendini bilmezler sağda solda dedikodu ediyorlarmış. Yok, hapiste gazeteciler var mış... Yok efendim şu kadar gazeteci işsiz kalmış. Bak doğruyu söylemezsen çok kırılırım. Var mı böyle bir şey?

--Efendim kim demişse halt etmiş. Dış güçlerin oyunu.

--Öyle değil mi?..

--Aynen öyle efendim.

--Sizin gazetedeki o şişe camı gibi gözlükleri olan adam vardı, ne oldu?.. Son zamanlar biraz kendini sağa sola vuruyordu...

--Kendiliğinden hatalarının farkına vardı. Kahretti. Mesleği bıraktı. Şimdi işkembecide bulaşıkçılık yapıyor. Geçen de gittik. Çorbasını içtik. "Ben  gerçek işimi buldum" dedi.

-- Hayırlısı böyleymiş!..

--Allah sizi başımızdan eksik etmesin efendim.  Sağladığınız ortam, getirdiğiniz demokrasi sayenizde özgür özgür kalem kıvırttırıyoruz. Ay pardon!.. Oynatıyoruz efendim...

-- Senin geleceğini çok parlak görüyorum Ahmetciğim...

--Sayenizde efendim. Siz nasıl tensip buyurursanız efendim. Yalarım yutarım efendim.

--Hele biraz daha dişini sık. Yakında havuz başında bir yer boşalacak. Seni oraya düşünüyoruz. Seni ifade ve düşünce özgürlüğü manyağı yapacağız...

--Yalarım yutarım efendim.

--Danışmanım sana birazdan bir haber metni gönderecek.

--Muhteşem bir haber efendim.

--Oğlum daha haberi görmedin.

--Olsun efendim. Siz gönderiyorsanız mutlaka atlatma ve bomba haberdir.

--O  muhalefetin kurusuna parmak salladım.

--Efendim siz gönderin. Ben gözünü oyayım!..

--Başlık etli olsun. O beni yandan şişman gösteren fotoğrafları da kullanmayın. Cepheden verin..

--Yalarım yutarım efendim.

Sonra ilgili Bakan bey de aradı;

-- Mutlu Bayramlar Ahmetciğim...

--Ah efendim ah, nasıl da mutlu oldum aradınız... Sayenizde bayramın bayram olduğunu anladık. Geride kaldı o eski kötü bayramlar.

--Sayın beyefendi ve sayın Başbakan çizginden çok memnunlar. Aman bozma... Orada senin kefilin benim biliyorsun.

--Bir şüpheniz varsa dolma kalemimi kalbime saplayayım.

--Yok yok da. Hani şu muhalefetin kurusuna biraz da sertleşsen diyorum.

--Çekmece de belge yok mu?...

-- Olmaz mı. Arkadaşlar hazırladılar. Sana göndersinler.

-- Varan-1... Varan-2 çakar geçerim.

--Seni TiVi'ye de çıkartalım.

--Sağlığınıza duacıyım.

--Arkadaşların bir sıkıntısı var mı?..

--Biz de nankörlük olmaz efendim. Özgürce, mutlu, ferah ve bolluk içinde çalışıyor, yaşıyoruz.

--Hadi gözlerinden öperim. Nice mutlu basın bayramlarına..

--Hep birlikte efendim. Yalarım yutarım efendim.

Coşkuyla kutladığımız bir bayramda gazete büromuzda hep beraber okuduk;

 

Sanki her tarafta var bir düğün.

Çünkü, en şerefli en mutlu gün.

Bugün 24 Temmuz,

Hep neşeyle doluyor insan.

 

Bugün, Reis'ten bir armağan,

Yoksa, tutsak olurduk sen inan.

Bugün 24 Temmuz,

Hep neşeyle doluyor insan.

Yaa..Aynen öyle!..

Yazarın Diğer Yazıları