Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit <br>YUSUF

Hüseyin Macit
YUSUF

Kıbrıs'ta yeni döneme doğru...

Crans Montana'da Kıbrıs Konferansı'nın, diğer bir deyişle müzakere sürecinin çökmesinin ardından başlayan tarafların birbirlerini suçlayan açıklamaları ve ileriye dönük arayışları sürmektedir. BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide'nin müzakerelerin başarısızlığını Anastasiadis'e yüklemeye meyilli imaları sonrasında başta Anastasiadis olmak üzere Rum tarafındaki çeşitli faşist/aşırı milliyetçi odaklarca hedef gösterilmesi, ayrıca Eide'nin "Başından beri benim inancım 'çağdaş egemen bir devlette' Garanti Antlaşması ve müdahale hakkına yer olmadığı ve bunların hemen kaldırılması gerektiği" yönündeki açıklamalarıyla, "yetki sınırlarını aşma" ve "görevinin gerektirdiği tarafsızlığı tamamen yitirmekle"  KKTC Dışişleri Bakanlığı tarafından tenkit edilmesi ertesinde görevini bırakacağı ve 3 Ağustos'ta(yarın) adaya veda edeceği bildirildi. KKTC makamlarının geçtiğimiz haftaki önemli açıklama ve açılımları Güney Kıbrıs'ta infiale yol açmıştır. Anlayacağınız son gelişmeler olası 'federal bir çözümün' ne kadar hayal olduğunu, Rum tarafının çözümsüzlüğünün ve Türk düşmanlığının ilerlemiş boyutlarını daha iyi görmemizi sağlamaktadır.

***

KKTC Cumhurbaşkanlığı'nda geçtiğimiz hafta yapılan hükümet ve diğer yetkili makamların yer aldığı önemli toplantı sonrasında, Kıbrıs'ta azınlık olan Maronitlerin KKTC'deki köylerine dönüşlerinin sağlanması için siyasi karar alınmıştır.

Diğer taraftan bir kısım medyada yer aldığı üzere KKTC yönetiminin uzun yıllardır kapalı bulunan Maraş bölgesini "tek taraflı" olarak "yerleşime açmak" amacıyla çalışma başlattığı da iddia edilmektedir. Cumhurbaşkanlığı'ndaki toplantıda alınan karar sonrasında Taşınmaz Mal Tazmin Komisyonu'nun (TMK) da yeniden işletilmesi ve diğer bazı önemli hareketlerin de planlandığı belirtilmektedir.

Rum Yönetimi'nin, BM'nin, Maraş'ın herhangi bir parçasının, yasal sakinleri dışında kişilerle sözde kolonize edilmesi girişimini kabul edilmez sayan 550 sayılı kararı üzerinde çalışarak Maraş'ın idaresinin BM'ye devredilmesinin istenmesi için girişimlere başladığı gelen haberler arasındadır.

Rum Yönetimi'nde önemli üst düzey bir makamın Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin Maraş'la ilgili adım atmalarını, çözüm istemedikleri için örnek göstermesi ve  sürekli yeni oldu bittiler yaratılırken Kıbrıs müzakereleri nasıl devam edebilir diye soru sorması ise inanın saçmalığın, pişkinliğin daniskasıdır.

Rum medyası Türk tarafının sözde "işgali genişletme hareketlerinde bulunduğu" yorumu yapacak kadar çıldırmıştır.

Rum Dışişleri Bakanı Kasulidis Maraş'la ilgili açıklamasında: "Türkler Maraş'la ilgili harekette bulunmak istiyorlarsa gelip bizimle görüşmeleri gerekir. Maraş BM'nin idaresine verilsin ve yasal sakinleri, güven yaratıcı önlem olarak geri dönsün. Buna karşılık vermeye hazırız" diye resmen, palavralarına bir yenisini eklemiştir.

Maraş kökenli Rumların sosyal medya üzerinde yaptıkları paylaşımlarla "böyle bir durumda geri dönecek olanlar ile dönmeyi reddedenler" olarak ikiye bölünmeleri ise dikkat çekmektedir.

***

Rum Yönetimi, KKTC'nin seviyesini yükselteceği ve tanınmasının önünü açacağı ihtimali ile alınan kararları şiddetle kınadı ve hukuki yönde karşı çalışmalar başlatıldığını açıkladı. Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, Maronitlerin KKTC'deki köylerine dönmesi ve kapalı bölge Maraş'ın açılması konularında, Rum hükümeti olarak "gerekli olduğunu, açıklanacak eylem hazırlıklarının olduğunu" bildirdi.

Rum tarafının tüm bu abes iddialarına ek olarak Güney Kıbrıs'ta yayımlanan Simerini gazetesi hesabına "IMR/Lefkoşa Üniversitesi" tarafından 25-26 Temmuz'da 18 yaş ve üzeri 500 kadın ve erkek arasında yapılan doğal gaz ile ilgili anketten; Rumların yüzde 82'sinin, edinilecek gelirden Kıbrıslı Türklere pay verilmemesi gerektiğine inandığını ortaya koymuştur. Alın size Rumların Türkleri yok sayan, Kıbrıs'ın tek sahibi kendileri olduğuna dair hukuk tanımazlığa bir yeni örnek daha. Rum'la yeni bir devlet kurmak isteyenler artık akıllarını başlarına almalıdırlar.

Hem yıllardır masa başında Rum'un keyfini, hem de çöken sürecin ertesinde, elimiz kolumuz bağlı bekleyeceğiz! Rum'un tüm tepkileri saçmalıktır, mesnetsizdir ve ada gerçeklerinden uzaktır. KKTC'nin bir an önce tanınması ve tanıtılması için doğrudan atılımlara gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra hemen başlanmalıdır. Kıbrıs'ta yeni bir döneme geçildiğini Rum-Yunan ikilisi artık istese de istemese de kabul etmek zorundadır. Bu maskaralıkları 50 yıl daha bekleyecek halimiz yoktur.

Yazarın Diğer Yazıları