Barzani'yi yiyecekler mi ne?

"kürdistan" Büyük Ortadoğu Projesi'nin(BOP) nihai hedeflerinden biri mi? Evet..

Peki, BOP'un mimarı ABD, nihai hedef "kürdistan" için yapılacak referanduma niye "Zamansız" ve "Provokatif" diyor..

Dikkat buyrun, "Yapılmamalı" değil, "Zamansız ve Provokatif.."  Barzani efendi ağababasına danışmadan böyle bir karar alabilir mi? Elbette hayır.. O halde sorun ne?

Ya da içeriden bakalım.. Bu BOP'un eşbaşkanı olduğunu bizzat ilan eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu referanduma niye karşı?

Oysa hem o BOP'un nihai hedefi, hem de 15 yıllık iktidarları boyunca bu Barzani'yi güçlendirecek tüm adımları attılar..

Aylardır konuşuluyor ama ABD tavır koyana kadar kimseden gık çıkmadı.. Ne zaman ki ABD olumsuz tavır aldı, iktidarımız bülbül oldu.. Türkmeneli için buna da şükür..

Bakın size bir hatıramı aktarayım..

atv Ankara Temsilcisi olduğum dönemde, MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un bir yemek davetine katıldım.. Bir sonraki MİT Müsteşarı Emre Taner de vardı..

Sohbet konularından biri Irak'ın kuzeyi ve Barzani'ydi.. Emre Bey o bölgede uzun yıllar görev yapmıştı ve Barzani ailesini yakından tanıyordu..

Bir ara "Şöyle düşünülebilir mi?" diye başladı söze:

-Irak'ın kuzeyinde bir "kürdistan" kurulsa ve Türkiye abilik yapsa ne olur?

Önce içimden sonra da sesli olarak şunu dediğimi hatırlıyorum;

-Türkiye 100 yıllık bir belayla karşı karşıya kalır.. Çünkü Irak'taki böyle bir devletçik, Türkiye'deki bölücü harekete "Biz de yapabiliriz" dedirtir..

Uzun sohbette Emre Taner'in ne demek istediğini dört yıl sonra kavradım.. Bize "Açılım Süreci"ni anlatıyordu.. O yemekte olan diğer MİT Müsteşar Yardımcı Cevat Öneş'in "Açılım Süreci"nde ekran ekran gezip nasıl olumlu konuştuğunu hatırlayın lütfen..

Anahtar cümle aynıydı, "Türkiye kendi Kürt'üyle barışmalı.." Sanırsın Türkiye Kürt kökenli vatandaşlarıyla mücadele içinde..

Meğer 'açılımı' anlatıyormuş...

Bunu niye anlattım? 2004 yılından itibaren Ankara'da Irak'ın kuzeyine ve Türkiye'deki terör meselesine riskli bir bakış vardı.. İşte bugün o riskle yüz yüzeyiz..

Türkiye'den başka nefes imkanı olmayan Irak'ın kuzeyini besleyen, doyuran, hatta petrolünün satışına aracılık eden kimdi?

Irak'ta Barzani kafası "hamilikle", Türkiye'de apo kafası "açılım"la büyüdü..

Şimdi bir isme dikkat derim; Kerkük'ün azledilen Valisi Necmettin Kerim.. Amerika'nın has adamı.. Washington ve Paris'teki Kürt lobisinin duayeni.. PKK hayranı biri..

İddialı bulmayın, bambaşka veriler de bana diyor ki, "ABD Barzani'den huylandı.. Yıllarca tedrisatından geçirdiği Necmettin Kerim'e dikkat.."

Bu adam "Kerkük Kürdistan'ın Kudüs'üdür" diyecek kadar kirli bir ağız..

O bayrağı çekeni, bu referandumda takmazlar...

Dönelim bizimkilere.. Ankara ve İstanbul'da kürdistan paçavrası göndere çekilince Başbakan Binali Yıldırım ne dedi;

-kürdistan özerktir, bayrağı tanınır..

İstanbul'da bayrak çekildiğinde, Barzani kime gidiyordu? Cumhurbaşkanı Erdoğan'a..

Peki aynı paçavra Kerkük Kalesi'ne çekildiğinde gelen eleştirilere bu Necmettin Kerim ne dedi?

-kürdistan bayrağı Türkiye'de, İstanbul ve Ankara'da göndere çekiliyorsa Kerkük'te neden çekilmesin?

E biz de oturduk, bayrakta anlaşabilenlerin, o bayrağın ülkesine dair referandum kararında ayrışmasını seyrediyoruz he mi?

Bu iktidarın Milletvekilleri, Başbakanı, Cumhurbaşkanı "kürdistan" diyebiliyor abiler.. Referanduma kafa tutsa ne, tutmasa ne..

Barzani'yle de "Ağız birliğiyle" başladı muhabbet. Türkülerle, sazlarla devam etti.. Bence Necmettin Kerim'den istek türkünüzü hazırlayın.. Kesin mutfakta biri var yine..

***

İsmiyle müsemma..

***

Hemen her yerde konuşuluyor, kurulmakta olan parti.. Bu gerçeği karşı olan da, destekleyen de biliyor..

Partinin kuruluşu kadar adı da ayrı bir sohbet konusu.. Henüz adı konmadı.. Ama toplumun birçok kesiminde "Şu olsa, bu olmasa" gibi sohbetler var..

Bu hareketi doğru bulan olur, bulmayan olur.. Orasına karışmam.. Hadi saklamayın, hepimiz tanık oluyoruz bu gerçeğe; her yerde bu konuşuluyor..

Meral Akşener bu sürecin lokomotifi-markası.. Şimdilik sürecin lideri, siyasetin doğası gereği, parti kurulduğunda da lideri..

Bu cahile göre, partinin ismi konusunda Meral Akşener ilginç bir sürece göz yumuyor.. Nedir o? İsmi çaktırmadan millete bırakıyor..

Oysa imkanı var, marka çalışması yaptırıp, adını koyar.. Bence bu sürecin önünü açarak, aidiyeti besleyecek bir yol izliyor, millete bir nevi "Adını sen koy" diyor..

Fikrim o ki, sürecin sonunda milletin en çok telaffuz ettiği kelime adı olacaktır..

Bakın partililere sormaktan değil, Millete bırakmaktan söz ediyorum.. İkisi farklı.. Bu, Türk siyaseti için yeni bir tavır.. Sadece bizim için değil, 15 yıldır "eski"yi "yeni" diye pazarlayabilen iktidar için de..

İsim önemli mi? Önemli.. "Yeni" bir iddia koyuyorsanız ortaya, farklı olmak zorundasınız..

Farklıysanız, farkınızı  fark ettirmeniz gerekiyor.. İsim özü temsil edecek..

Ne der büyüklerimiz, "İsmiyle müsemma.."

***

İTİRAZIM VAR...

***

-Her alanda "YENİ-K" Türkiye'yi, "YENİ" Türkiye diye pazarlayanlara...

Yazarın Diğer Yazıları