ABD'nin IŞİD bahanesi elinden alınmalı!

Millî Savunma Bakanı Nurettin Canikli, ABD Savunma Bakanı James Mattis'in, "YPG'yi PKK'ya karşı savaştırabileceklerini" söylediğini açıkladı. Canikli, "Biz de bunun mümkün olmadığını söyledik. Çünkü bu örgüt, kendisi zaten aynı yerden yönetiliyor." dedi.

ABD, bugüne kadar Türkiye'yi yönetenleri hep bu türde oyunlarla oyaladı. Aslında böyle bir teklif Türkiye'yi aptal yerine koymak demektir. Yakın zamana kadar Türkiye böyle oyunları yutmuş görünüyordu. Bıçak kemiğe dayanınca, artık gerçekleri açık açık muhatabın yüzüne söylemek şart oldu.

Fakat hâlâ IŞİD'le mücadele konusunda Türkiye, gerçeği ilân etmiyor!

***

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, "Türkiye'ye karşı, DEAŞ üzerinden yeni bir algı operasyonu yapılmak istenebilir. 'Türkiye Afrin bölgesine girdi, PYD/YPG terör örgütlerine karşı mücadeleyi başlattı, öte yandan DEAŞ yeniden palazlandı, semirdi, bak işte onlar yok, DEAŞ yeniden piyasaya çıktı' demek için, önümüzdeki günlerde yeni bazı senaryolar ortaya çıkabilir. Şimdiden söylüyoruz, bu tür şark kurnazlıklarıyla Türkiye'nin bu haklı mücadelesini haksız hale hiç kimse getiremez." diyor.

ABD'nin Suriye'de operasyon başlatabilmek için bir bahaneye ihtiyacı vardı. Bunu da IŞİD'i örgütleyerek, savaşçı temin ederek yaptılar. Hâlâ "IŞİD'le mücadeleye zarar veriyorsunuz, Öncelik IŞİD'le mücadeleye verilmeli" diye konuşabiliyorlar. Bu tür oyunların, artık dünya kamuoyuna açıklanması gerekir.

Türkiye, IŞİD gerçeğini sergilemek suretiyle, ABD'nin elinden bu bahaneyi almalıdır!

***

Emekli tuğgeneral Nejat Eslen, "KCK sözleşmesine göre, PYD, PKK'nın Suriye koludur ve hepsi Abdullah Öcalan'a bağlıdır. Avrupa'da PKK'lılar Afrin harekâtını protesto eder veya Türklere saldırırken PYD sembollerini kullanıyor. ABD, Suriye konusunda çok zayıf durumda. Ellerinde hiçbir dayanak kalmadığı için böyle saçma teklifler öne sürüyorlar. Türkiye'nin ABD'yi 'Ya terör örgütü ya da Türkiye' tercihine zorlaması gerekir. Çünkü ABD'nin yeni stratejisinde Rusya ve Çin tehdit olarak gösteriliyor. İran ve Kuzey Kore de bu kapsamda değerlendiriliyor. Bu kadar büyük bir güç karşısında ABD'nin müttefik kuvvetlere ihtiyacı vardır. En çok da Türkiye'nin desteğine muhtaçtır." diyor.

***

Gerçi Türkiye, Dışişleri Bakanı düzeyinde ABD'yi "Ya terör örgütü ya Türkiye" tercihine zorlamaya çalıştı hatta Bekir Bozdağ, "Şu çok net, bir defa PYD/YPG ve bölgede bir terör koridoru oluşturulması, terör devleti yapılandırılması ve buna gidecek bütün süreçler konusunda Türkiye kapalıdır." dedi ama koridoru kurduran zaten ABD'dir.

Türkiye daha kararlı bir görüntü vermeli, çünkü bu koridor, Türkiye'yi hedef alıyor, bazılarının iddia ettiği gibi İran'ı değil! "ABD, İran'ın Akdeniz'e ulaşmasını önlemeye çalışıyor" diyenler var ama bu doğru değil. Öyleyse, PKK/PYD ile neden İran savaşmıyor da Türkiye savaşıyor?

//////////

İKİNCİ YAZI

Başbuğ'a teşekkür

etmeleri gerekirdi!

++++++++++++++++

İlker Başbuğ, "Asker çatışırken, şehit olurken siyasidir falan gibi söylemlerin tartışılma zamanı değil. Böyle konuların gündeme getirilmesini doğru bulmuyorum." derken aslında "AKP, Afrin'i iç siyasette kullanıyor" şeklindeki yaklaşımları eleştiriyor ve eleştiriler doğru bile olsa savaş başladıktan sonra bunları konuşmamak gerektiğini anlatmaya çalışıyordu.

Konunun iç siyasete alet edilmemesini ise başta CHP olmak üzere muhalifler savunuyordu. Bu bakımdan Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli'nin Başbuğ'a kızmak yerine teşekkür etmeleri gerekirdi. (Ben de konuyla ilgili kendi yorumumu böylece düzeltmiş olayım.) Fakat, konunun iç siyasete alet edilmemesi de gerekir değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları