Kaç harfli şu "onlar"!

Kendim ettim kendim buldum. Okurlarımız uyarmıştı, "Adamların aklına karpuz kabuğu düşürmeyin, bakın yarın '3 harfliler sandık kurullarını esir almış' derlerse suçlusu siz olursunuz" diye de, dinlemedim.

Ama, siz söyleyin Allah aşkına, bu denli absürt, fantastik bir yorumu dahi ciddiye alabileceklerini, buna bile dört elle sarılacak kadar biçare düştüklerini nereden bileyim;

İktidar partisinin "olağanüstü usulsüzlük/kanunsuzluk" iddiaları "faili meçhul" kalınca, dalgasına atmıştım ben dünkü yazımdaki "3 harfliler" ihtimalini ortaya!

Meğer ciddi ciddi buna bel bağlayanlar varmış aralarında!

İçlerinden bir tanesi aynen şöyle yazdı dün mesela:

"Onlar"ın kuvveti insanın kanını donduracak kadardı…

Nereden çıktıklarını ve nereden geldiklerini göremiyorduk. Tam darbeyi yediğimiz anda "onlar"ın geldiğini anlayabiliyorduk. "Onlar" gelinceye kadar birileri bizi başka şeylerle meşgul etmeyi çok iyi biliyordu. Hem başka şeylerle meşgul ediyorlar hem de tesadüfen de olsa "onlar"ı fark edenlerin etrafında derin bir sessizlik oluşturuyorlar.

Kurumlar "onlar"ın elinde olduğu için devlet mekanizmasını çalışmaz hâle getirmeyi başarıyorlar."

Yahu iyi de kim "onlar"?

"Onlarrrrrr" diye, korku filmi repliği tonunda fısıldadıkları bir umacı yaratıp da adını bir türlü koyamadıkları, anamadıklarına göre bir şeyden korkuyor olmalılar; neden?

Adlarını anarlarsa "musallat" mı olurlar?

"Çarpılmaktan" mı korkuyorlar?

Hayır yani, neye çarpıldıklarından bu kadar emin gözüktükleri halde bir türlü ifşaya cesaret edemediklerine göre "3 harfliler"den başka bir şey gelmiyor insanın aklına haliyle;

Bari bu kadarını söyleyin, sizin şu "onlarrrrrr" kaç harften oluşuyorlar!

Anayasaya karşı suç işliyorlar

Çok tuhaf iki "korku senaryosu(!)" yayıldı dün.

İlki, bir zamanların "en büyük" gazetelerinden biriyken, AK Parti'nin medya merkez üssüne dönüştürülen propaganda bültenindeki kalemşorlardan birine aitti:

"Öyle anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi içinde fren-denge mekanizması kurmayı kendisine vazife bilen şimdilik eşkali belirsiz aktörler vardır."

Köpeksiz köyde değneksiz gezmek, boş meydanda dilediğince at oynatmak, dikensiz gül bahçesinde keyif sürmek varken ne gerek var şimdi denetime değil mi?

Ben de olsam, bana da ürkütücü gelirdi!

***

İkincisi, "CHP'nin asıl hedefi İstanbul'u yönetmek değil de tek adam rejimini devirip, demokrasiyi getirmek istediğini" ilan ediyor ve "olur mu olur" diyerek, "buna müsaade etmemek gerektiğini" salık veriyordu.

Vay be bak sen şu CHP'ye; ne derin, ne sinsi, ne hain planları varmış da haberimiz yokmuş!

Ben kendi adıma, her şeyden önce, bu kirli tezgahı deşifre etmek, CHP'nin maskesini düşürmek uğruna mevcut düzenin "tek adam rejimi" olduğunu nihayet itiraf edenlere teşekkür ederim!

Hem, yalan da değil; başımıza ne geldiyse nihayetinde "ileri demokrasi"den geldi!

***

Neyse uzatmayayım da, ironiden anlamayan sazan familyası mensuplarını başımıza toplanmasın yine!

***

 Şaka bir yana, bu iki durumu da püskürtülmesi gereken birer "tehdit" varsayarak paylaşan bu arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını hiç okumamış olmalılar.

Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, devletin şeklini "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laîk ve sosyal bir hukuk Devleti" olarak tanımlamakla kalmaz…

Ayrıca…

Anayasa'nın "amentü"sü sayılabilecek başlangıç bölümünde de "Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı" vurgusu yapar.

Bununla da yetinmez, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunduğunu" bildirir.

Anayasal durum, düzen, koşul bu iken, bir siyasi partiyi "demokrasiyi getireceği için" hedef göstermek ve bunu gerçekleştirmesini engelleme çağrısında bulunmak Anayasa'ya karşı işlenmiş bir suç değil midir?

SORU-YORUM

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını, devir teslim törenini haberleştirmeyecek, görmezden gelecek kadar önemsiz buluyorsanız ne diye 17-18 gündür o makamı kaptırmamak için uydurulmadık senaryo, atılmadık iftira, başvurulmadık kara propaganda bırakmadınız?

 

Yazarın Diğer Yazıları