Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Özge Üsteğmen...

Kız çocuklarının "rol modeli" çoğunlukla "baba"dır... "Kızı olmayan baba oldum" diyemez. Kızım büyük, oğlum da var lakin öncelik her zaman Aybikehan'dır... Evin reisi olduğu kadar, babasının "başdanışmanı" görevini çocukluk yıllarından beri yürüten "yüksek lisans talebesi"nin doktora çalaşmasında da bu defa "danışman"ı olmaktan onur duyacağım. Tabiri caiz ise "erkek gibi kız" olan Aybikehan, babasının yarım bıraktığı askerliğe meraklıydı. Özel harekat polisi bile olmak istediyse de "bedensel durumu ve sağlık koşulları" yüzünden kabul edilmediği için içinde "ukde" kaldı. Bugün kızımdan bir yaş büyük bir genç kızımızın ibretlik hikâyesini moda deyim ile "ironi" yaparak okuyucularımıza yansıtmaya gayret edeceğim.

Özge... Büyük dede İstiklâl Harbi Gazisi. Memlekette her millî bayramda yerel gazeteler röportaj yapıyor, fener alayı ve törenlerde "baştacı" yapılıyor... Baba "Piyade Komando Astsubay". Özge daha ilk okulda babadan uzak... Çoğu zaman göremiyor, kucağına yatıp, saçlarını okşatamıyor. Kırmızı kurdela, teşekkür ve takdir belgelerini babası ile heyecanla paylaşamıyor. Sonuçda Komando... Dağlarda... Terörle mücadele ediyor... Anne büyük Özge ile küçük delikanlı için lojmanda mücadele ediyor. Hem anne hemde baba rolünde... Kapı çalınınca "şehid oldu" haberi bekleyen fedakâr asker eşlerimizden. 31 yıllık meslek hayatının önemli bölümünü komando birliklerinde dağlarda geçiren babaya biraz soluk alması için Ankara'ya tayin eden kurum, Peygamber Ocağı'nın kabesi sayılan "Harbiye"de görevlendiriyor. Başçavuş Kara Harb Okulu'nun spor tesisleri ve yüzme havuzundan sorumlu... Liseli kızı Özge'de yılların hasreti ile ders boşluklarında babasına uğruyor... Harbiyelilerin eğitimini görüp kendince "gıpta" ediyor... Oysa Özge'nin ÖSYM puanı başta Hacettepe Üniversitesi olmak üzere birçok seçkin okulu tercih etme safasında. "Ben Harbiyeli olacağım" deyince anne karşı çıksa da, Türk Ordusu'nun yükünü omuzlayan Astsubay baba onur ile "evet" deyince Özge Harbiyeli oluyor... Menteş Kampı'nda Cemaat'ten olmadığı anlaşılınca ünlü! "Şok Tim"lerine dahil edilip yeni deyimle "mobing" denilen işkenceye tabi tutuluyor. Adalesi yırtılıp, hastanelik oluyor. Raporlu olduğu için atılmaktan kurtuluyor. Dersleri iyi... Kurmay olabilmenin yolu "Topçu" sınıfına dişi, tırnağı ile seçiyor. Sınıf okulu; kıta hizmetinde sicili ile oynanmaya çalışılsa da Özge duruşu ve çalışmaları ile "başarılı personel" sınıfında. Askerlik mesleğini bilenler "Topçu sınıfı"nda "Batarya Subaylığı"nın önemini bilir. Özge topçuların merkezi olan "Polatlı"ya atanınca heyecanlanır lakin karargâh subayı olarak görevlendirilmesini hazmedemez. Dedeleri ve babası gibi "arazi"de olmayı hedeflemektedir. Baba telkini ile tayin dönemini beklerken Tugay Komutanı Murat Aygün'ün talimatı ile, komutan eşinin de katıldığı toplantılara memur edilir. Sindiremez içine... "Silah takmadığı" ya da "taktığı" yüzünden soruşturma geçirip, uyarı cezası ile karşılaşır. Dilekçe verip "şark görevi" talep eder. Bu esnada "yüksek lisans ve KPSS sınavlarına" hazırlanır. Anne-baba komando görevinde Foça'da iken yalnızdır. 15 Temmuz gecesi çağrılır... Askerlikte bu işler rutindir. Nöbete gider... Hiç bir şeyden haberdar değildir. Tugay Komutanı'nın her fırsatta "çık dışarı" diyerek küçümseyip, aşağıladığı Özge Üsteğmen'den o gece gelen emrin ilgililere iletilmesi için yazılı emrin bulunduğu kağıdı ortadan kesmek için "makas" istenir. Özge'de içeri girip makası verir. Kesilir kağıtlar... Üzerinde ne yazıldığını bilmez bile. Ankara giriş-çıkışlarının terör saldırısından dolayı güvenliğini sağlamak üzere Polatlı'dan yola çıkan birliklerin öyküsünü defalarca yazdım. Yıllarca terörle mücadelede "refleks" gösteren personelin kışladan heyecan ile çıkışı ve yolda "darbeyi öğrenince" geri dönüşünü defalarca bu sütunda yazdım. FETÖ'cülerin defalarca TSK'dan atmak için kumpas kurduğu Özge Üsteğmen, 15 Temmuz'da ifadesi alınıp serbest kalmıştı. Ardından kendi talebi ile Tunceli'ye tayin olup, terörle mücadelede görev yaptı. Lakin her tarafı dökülen Polatlı İddianamesi'nde "makas verdiği" için "potansiyel" denilerek aynı "çuvala" sokulunca "bir kısım personel" adına tutuklandı. Ve bir yıldır hapiste... Çanakkale Cezaevi'nde yatıyor. Kendisine "rol model" yaptığı Ergenekon'un ünlü Teğmeni "Mehmet Ali Çelebi"ye mektup yazıyor. Çelebi'yi Türkiye'ye tanıtanın bu satırların yazarı olduğunu hatırlatmanın bilmem anlamı var mı? Ancak mektuplara el konuyor!.. Sadece Çanakkale'de değil, Sincan'da sınıf arkadaşım Tümgeneral İdris Aksoy'un da mektuplarına izin verilmiyor. Gaziantep Islahiye davası bozuldu. "Genelkurmayı FETÖ ele geçirdi" yalanı ile harekâta geçen genç yüzbaşıların tanklarla harekât geçtiği davada bozuldu. Tahliyelerin yanında, haksız tutuklamalar sürüyor. Polatlı Davası baştan sona facia... Lütfen Özge Üsteğmen'in davasına bakıp bu kızımızı tahliye edin!..

Yazarın Diğer Yazıları