"Yeni" devletin dini ne ola ki!

Bu karikatürü, kendisinin de Silivri zulümhanesine atılmışlığı bulunan, "FETÖ kumpası mağduru bir gazeteci, Barış Pehlivan paylaştı dün.

"FETÖ üyeliğinden hâlen yargılanan ve hâlen savcılık yapan Murat İnam'ın yürüttüğü soruşturma sonucunda, bu karikatürü bundan 15 yıl önce çizen Musa Kart "FETÖ'ye yardım etmek" suçlamasıyla yeniden cezaevinde. Harfler cümleden utanıyor yazılırken…"

Katılıyorum.

Yıllarca "FETÖ"yü, ne yapmaya çalıştığını, nasıl yapmaya çalıştığını çizen, "kumpaslı yıllar"da mağdur meslektaşlarının demir parmaklıkların ardından attığı çığlıklara çizgileriyle hayat veren ve bütün bunları herkesin sustuğu, göz yumduğu, yol verdiği ve dahi "bir daha, bir daha" diye alkış tuttuğu o vahşi iklimde yapan bir gazetecinin, "FETÖ"den soruşturulan bir savcının soruşturması sonucu, bir kere daha cezaevine girişini "izliyor olmak"tan en az o harfler kadar utanıyorum.

Musa Kart, "bu kadar da olmaz"ların en bariz örneklerinden biri ama tek değil; bu sebeple, dün yaşadığımız utancın ilk olmadığı gibi son da olmadığını biliyoruz da, bilemediğimiz şu:

Vatandaşlarının "adalet"e zerre inancı kalmayan bir "devlet"in yeni dini ne ola ki!

selcan-yaziya-karikatur.jpg

SORU-YORUM

Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Haşim Kılıç,  "ahlak ve medeniyet' diyerek iş başına gelen iktidarın "ne pozitif hukuk ne de ahlak bıraktığını", onca sene yüksek yargının en tepesinde görev yaparken değil de, 15 Temmuz'dan sonra kızı görevden alınıp, oğlu hakkında da ByLock soruşturması kapsamında yakalama kararı çıkarılmasından sonra mı anladı? Yoksa, Anayasa Mahkemesi Başkanı olduğu dönemde de bu kanıda mıydı?

Bataklıkta açan bir gonca gül gibi; TDAV

Kapımızın önünü süpüremediğimiz demek istemiyorum çünkü Türk Milleti'nin "1923 zaferi"yle, Cumhuriyetle birlikte pırıl pırıl olmuştu Türkiye'nin kapısının önü "çocuklar ve onlara sağlanacak hayat, gelecek" bahsinde.

Kirlettiler sonra…

Örümcek bağlamış kafalarıyla, bel seviyesinden yukarı çıkaramadıkları algılarıyla, el kadar çocukların koluna, ayağına, dizine, saç teline "cinsellik" yükleyen fetvalarıyla, ağızlarından akan iğrenç salyalarıyla, "erkek" olamamanın intikamını kadınlardan, kızlardan, çocuklardan, bebeklerden alan, zavallılıktan beslenen canilikleriyle, en rezili yaptıklarını kendilerine "hak" görmeleriyle kirlettiler.

Kendi evimizin önünün kirli olduğu bir ortamda, uzak coğrafyalarının çocuklarına hâlâ "umut" olabiliyor olmak olası değil gibi geliyor ilk anda insana;

Ama "Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar" dünyanın dört bir yanında, gözü Ankara'da olan çocuklar var hâlâ; ve kendi adıma teşekkür etmek istiyorum ben ne zaman yok olduğunu düşünsem, tükendiği zannına kapılsam, var olduğunu gösteren Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı 'na…

Bu yıl Türk Dünyası Çocuk Şöleni'nin 23'ncüsünü yapıyorlar. Yıllarca, şimdi "terör örgütü" olarak anılan yapının, İngilizce eğitim verdiği çocuklarla yaptığı "sözde Türkçe Olimpiyatları"na aktarılan kaynağın, verilen desteğin, gösterilen ilginin belki onda birine bile sahip olamadan ama günün sonunda "devlet, millet düşmanı" olarak da yaftalanmadan, çocuklara dair hiçbir fenalığı faaliyetlerine bulaştırmadan, alınları ak ve dik şekilde ulaştılar bu yıla, tertemiz ve ancak övünçle anılabilecek bir mazi bıraktılar arkalarında.

Yanlarında olmak, sadece Türkiye'nin değil Azerbaycan'ın, Kazakistan'ın, Kırgızistan'ın, Tuva'nın, Kerkük'ün, Kuzey Kıbrıs'ın, Doğu Türkistan'ın, Batı Trakya'nın, Kırım'ın, Türkmenistan'ın, Makedonya'nın, Gagauzya'nın velhasıl Türk Dünyası'nın "yarınları"yla tanışmak, onların umutlarının elinden tutmak isterseniz, belki bu etkinliklerden hiç değilse birine katılmak istersiniz:

Türk Dünyası Çocukları Büyük Şölen Yürüyüşü

29 Nisan 2019, Pazartesi, Saat 9.00-1100

Kadıköy-Söğütlüçeşme-İskele Meydanı Atatürk Anıtı

Türk Dünyası Çocukları Büyük Şölen Gösterisi

30 Nisan 2019, Salı, Saat 9.00-13.00

Bağcılar Olimpik Kompleksi

Türk Dünyası Çocukları Ses Yarışması

2 Mayıs 2019, Perşembe, Saat 19.00-23.00

İBB Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi

 

Yazarın Diğer Yazıları