Yoksa HDP'yi mi kapatacaklar?

HDP'nin eski eş başlarından Selahattin Demirtaş, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'de tutuklu olarak yargılandığı ana davada tahliye kararı vermesinin ardından hapisten çıkması beklenirken Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği'nce yeniden tutuklandı.  "Yeniden" tutuklanınca kafalar karıştı. Bir "yeniden" tutuklanan eş baş da Figen Yüksekdağ idi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, kafa karışıklığını gidermek için "19. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki suçlamalarla tutuklamayı yapan 1. Sulh Ceza Hakimliği'nin tutukluluğu gerekçelendirdiği yasa maddelerinin birbirinden farklı" olduğunu açıklama ihtiyacı duydu.

Ardından R. T. Erdoğan daha "açıklayıcı" sözler etti:

"Sokağa insanları çağırıp ondan sonra Diyarbakır'da 53 evladımızı öldürenleri bu millet unutmuyor ve unutmayacaktır da. Sonuna kadar bu işin takipçisiyiz, takipçisi olacağız. Bunları bırakamayız. Eğer biz bırakırsak ebedî âlemde şehitlerimiz bize bunun hesabını sorar."

R. E. Erdoğan, "Bunları bırakamayız." diyor. Sanki mahkeme başkanı o ve kararı o vermiş.

Rejim değişikliğinden sonra karar merciinin asıl neresi olduğu bilindiği için, R. T. Erdoğan'ın sözlerini hiç yadırgamadım. 

HDP'nin şimdiki eş başı Sezai Temelli, fırsatı kaçırmıyor: "Cumhurbaşkanı'nın dünkü konuşmalarıyla yeniden yargıya talimat veriyor, subliminal mesaj diyebiliriz."

 Ben başka bir şeye dikkat çekmek istiyorum: HDP kapatılacak mı yoksa?

Terör örgütüyle iç içe bir partinin var olmaması gerektiğini ta 2014'te "HDP kapatılmalıdır!" başlığı altında yazmış, zamanında İspanya'nın Bask bölgesine gidip incelediğim ETA-Batasuna ilişkisi ve sonra Batasuna'nın kapatılması meselesine, AİHM'nin terör örgütüyle iç içe olan bir partinin kapatılmasını oybirliğiyle kabulüne ara ara temas etmiştim.

Yakalanan veya teslim olan eski PKK'lıları ekranlara çıkarıyorlar, HDP+PKK bağını "itiraf" ettiriyorlar.

R.T. Erdoğan, ABD'ye gitmeden önce Atatürk Havalimanı'nda yaptığı konuşmada HDP'lilere vuruyor:

"Bu terör örgütlerinin önünde, arkasında olanlara, onlara siyasi destek olanlara da sesleniyorum. Bu ülkede katil aranıyorsa bunların adresini aramaya gerek yok. Bunlar, parlamentoya kadar sızmışlar."

1999'da İmralı'da A. Öcalan'ı yargılayan mahkeme başkanı M. Turgut Okyay'ın HDP'nin kapatılması için Yargıtay Başsavcılığı'na bir dilekçe verdiğini biliyoruz.

Annelerin HDP Diyarbakır İl Binası önünde PKK'nın dağa çıkardığı çocuklarının getirilmesi için nöbet tutmaları da gözleri HDP'ye çevirdi. Artık hiçbir surette "Bu bir siyasî partidir, kapatılmamalı!" denemeyecek, noktaya gelinmesi bekleniyor.

Entel sol/Marxist kesim, PKK'yı açık savunmak suç teşkil ettiği için HDP üzerinden Kandil'e selâm gönderiyorlar. Bunların etki alanları muhakkak daraltılmalıdır.

(Ancak... AYM'nin Ali Kemalleri, bunu da ortadan kaldırdılar. PKK'ya şartsız destek veren, askerimi katil gösteren 1128 "PKK Bildirisi" imzacılarını akladılar.  Bu "aklama" emsal gösterildiğinde, hâkimlerin eli kolu bağlanacak. Bu mesele nasıl halledilecek?)

HDP'nin iki ilçe belediye başkanı mahkûm oldu. Üç il başkanı daha önce görevden alınmıştı. Onların da suç dosyaları yakında açıklanır.

HDP PKK'dır; kapatılmalıdır!

 

Yazarın Diğer Yazıları