2020 bütçesi de yine popülizm kurbanı

2020 bütçe tasarısı Meclis'e sunuldu. 31 Ocak 2019 tarihine kadar yasalaşması gerekiyor.

Bütçe tasarısında 2020 Merkezi Yönetim Bütçe giderleri 1 trilyon 95,5 milyar lira, bütçe gelirleri 956.6 milyar lira ve bütçe açığı da 138.9 milyar lira olarak yer aldı. 

956.6 milyar lira olarak öngörülen bütçe gelirleri içinde vergi gelirlerinin payı yüzde 82 oranındadır.

Bütçe açığının bütçe içindeki payı da yüzde 12.7 oranındadır.

Bütçe açığı, eğer kamu yatırımları nedeniyle veriliyorsa, kamu harcamaları etkin kullanılmışsa, önemli bir istikrar sorunu yaratmaz. Ne var ki, bu günkü iktidar bütçe ile yatırım yapmıyor (yatırımların bütçe içindeki payı yüzde 5.2'dir). Bütçe kaynakları içinde popülist harcamalarının payı yüksektir. Yani harcamalarda etkinlik düşüktür. Öte yandan GSYH üç çeyrektir küçüldü. Bu sene ikinci çeyrekte de yüzde 1, yüzde 2 arasında küçülmesi bekleniyor. Ekonomide bu şekildeki durgunluk dönemlerinde bütçe açıkları talep artışı ve  canlanma yaratır. Bu nedenle konjonktüre göre bütçe politikası, açık vermeyi de hedefleyebilir. Bizde ise yatırım ortamı olmadığı, güven sorunu olduğu ve piyasa düzeni çalışmadığı için bütçe açıkları canlanma yaratmıyor.

Bu nedenlerle 2020 bütçe açığı bütçeye ağır yük demektir. 

Bütçe içinde personel harcamaları, mal ve hizmet alımları ve yatırımlar doğrudan katma değer yaratan harcamalardır. Bu ödeneklerin bütçe içindeki payı yüzde 42.3'tür.

Yalnızca toplam yatırımların payı yüzde 5.2'dir. Bugün büyümenin ve işsizliğin dibe vurmasının bir nedeni de kamu yatırımlarının düşük olmasıdır. Gerçekte bu yatırımların payının en az yüzde 20 olması gerekirdi. Kamu altyapı yatırımları, özel yatırımlarını da teşvik eder. Yatırım hacmini artırır.

Bu gün yapıldığı gibi, bütçeden yatırım yapmak yerine yerine gelecek bütçeleri borçlandırarak, kamu özel işbirliği ile yapılan altyapı yatırımları aynı kapıya çıkmaz. Zira  bu yolla yapılan Dünya'nın en pahalı yolları yatırım ve üretim maliyetlerini artırır ve yatırımları caydırır.

Dahası, kamu yatırımları ile cari harcamalar arasında optimal bir denge olmalıdır. Aksi halde, söz gelimi öğretmen olur, okul olmaz veya okul yatırımı olur öğretmen olmaz. Kaynak israfı oluşur.

2020 Merkezi yönetim bütçe ödeneklerinin dağılımı

Toplam harcama                       %    100.0       

Personel ( sigorta dahil )        %      30.2

Mal ve hizmet alımı                     %    6.9

Faiz                                            %      12.7

Cari transferler                            %   41.2   

Yatırım harcamaları                     %   5.2

Sermaye transferleri                    %  41.2

Borç verme                                  %   2.5

Yedek ödenek                               %  8.0

Transfer harcamaları; devlet eliyle satın alma gücünün özel kesim veya sosyal tabakalar arasında el değiştirmesine neden olur. Bu yolla vergi verenlerden bütçeden yardım alanlara kaynak aktarılmış olur. GSYH'yı dolaylı yoldan etkiler. Faiz giderleri ile transferlerin bütçe içindeki payı yüzde 55'2 dir. Yani 2020 bütçesi iş bütçesi değil bir transfer bütçesidir.

Elbette, her ülkede sosyal amaçlı transferler vardır ve gereklidir de… Zira sosyal transferler gelir dağılımının aşırı bozulmasını ve sosyal sorunları önler. Ne var ki biz de iş popülizm harcamalarına dönüşmüştür. Sosyal güvenlik açıklarının kapanması, tarıma yapılan destekler dışında sosyal harcamaların 69.5 milyar lira olduğu açıklandı. Bu sosyal harcamalar içinde ücretsiz sağlık için 13.4 milyar  lira ve 65 yaş üstü ve engelliler için de 11.6 milyar lira ayrıldı. Bunların yapılması gerekir. Ancak geriye kalan 44.5 milyar lira tamamıyla seçim ve oy odaklı popülist harcamalardır.

Devlet her sene popülizm için ayırdığı bu para ile doğrudan yatırım yapsaydı veya bölgesel yatırımlarda sermaye koyarak öncülük etmiş olsaydı, bu gün 6 milyon 970 bin olan fiili işsiz sayımız olmazdı.

2020 bütçesinin yüzde 12.7'si faiz ödemelerine gidecektir. Faizin transfer yönü reel faize bağlı olarak değişir. Eğer devlete borç verenler reel faiz alıyorsa devletten borç verenlere  reel gelir transferi yapılmış olur. Tersine eksi reel faiz varsa, borç verenlerden devlete gelir transfer edilmiş olur. Devlet borçlarında eksi reel faiz gizli vergi etkisi yapar.

Sonuç olarak; Bütçe düz bir muhasebe değildir. Yalnızca açıklarla ve borçlarla değerlendirmek yetmez. Daha önemlisi bütçe hükümet elinde büyüme ve kalkınma için önemli bir politika aracıdır. Bunun içinde bütçede mali disiplin demek, açık veya fazla vermek değil bütçe kaynaklarını en verimli ve en etkin kullanmaktır. 

 

Yazarın Diğer Yazıları