İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener''in Abdülhamid''e benzettiği Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu eleştiriye nasırına basılmış gibi cevap verdi. Neden acaba?

Akşener, siyasete girmeden önce Kocaeli Üniversitesi''nde İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı idi. Her ne kadar inkılap tarihinde yoğunlaşmışsa da esas olarak İstanbul Üniversitesi Tarih bölümü mezunu olarak genel Türk tarihine de hâkimdir. İnkılap tarihi hocalığı ise Osmanlı''nın son dönemine de vakıf olmayı gerektirir. Yani Akşener, tarihi bilerek konuşuyor.

Akşener bu donanımla Gezi olaylarında Tayyip Erdoğan''ın konumunu anlatırken "Abdülhamid Han Osmanlı padişahı. O günün şartlarında oluşan demokrasi rüzgârlarının yansıması var. O tavır karşısında bir davranış biçimi var. Hürriyet ve İtilaf da var İttihat ve Terakki Cemiyeti de var. Bu bir istibdat sistemine karşı, istibdat rejimine karşı tekleşmeye tek adamlığa doğru giden bir sisteme karşı başkaldırıdır. Buranın öznesi eğer Abdülhamid ise bugünün öznesi Recep Tayyip Erdoğan''dır. Onu söylemeye çalışıyorum." dedi.

***

Abdülhamid dönemindeki istibdat ile günümüzdeki tek adam rejimi arasında benzerlik kurmanın Erdoğan''ı öfkelendirmesi hatta bu yaklaşımı "dil uzatmak" olarak görmesinin sebebi nedir peki?

Üstelik Erdoğan, "33 yıl ''hasta dev'' diye takdim edilen Osmanlı''yı bir karış toprak kaybetmeden yöneten Sultan Abdülhamid''e hakaret, haddini aşmaktır ve bu haddini aşanlara bu millet inanıyorum ki 2023 seçimlerinde haddini bildirecektir. Meral Hanım sen kim, Sultan Abdülhamid''e saygısızlık kim?" diye gerçek dışı veriler kullanıyor.

Erdoğan''ın zihninde, döneminde 1.6 milyon kilometre kare toprak kaybedilmiş bir padişahı dokunulmaz kılan nedir acaba?

Bu durum, küçük yaştan itibaren Kadir Mısıroğlu''nun siyasi söylemlerinin etkisinde kalmanın sonucudur. Oysa Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan kişinin, bu tür etkilenmeleri aşması gerekirdi.

***

Bu arada, 2. Abdülhamid''in torunu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu da devreye girerek "Evlad-ı Osmanlı olarak diyorum ki biz geriye dönersek siz deliye dönersiniz" dedi.

Yani hâlâ böyle bir ihtimalin hayaliyle yaşıyor...

Anlaşılan o ki onu bu hayallere sürükleyen var...

Meselâ, AKP iktidarının onayıyla, Osmanlı hanedanı mensupları, 2. Abdülhamid''in vefatının 100''üncü yıldönümü anısına, Yıldız Sarayı''nda toplanmıştı.

Etkinlik için Fransa''dan İstanbul''a gelen isimlerden 2. Abdülhamid''in 4. kuşak torunlarından Jamil Adra, organizasyonun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan''ın isteği ve sayesinde gerçekleştiğini belirterek, "Kendisine içtenlikle teşekkür ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız, karşılıklı bir güven ortamı içerisinde 15 yıldan uzun zamandır daima Osmanlı ailesinin Türkiye ile yakınlaşması için çalıştı. Bunu asla unutmayacağız" demişti. 4. kuşak torunlarından Nurhan Osmanoğlu da Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın Osmanlı tarihine ve Sultan 2. Abdülhamid''e gösterdiği yakın ilgiden memnun olduklarını dile getirmişti.

Böyle bir toplantının elbette siyasi mesajları vardı...

Bu siyasi mesajın ne olduğunu, AKP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun çok net bir şekilde açıklamış ve "100 sene önce Abdülhamid Han''ın yaptıklarını bugün de Recep Tayyip Erdoğan yapıyor." demişti.

Yani benzerliği kuran, Meral Akşener''den önce AKP''li Ahmet Sorgun''du!

Abdülhamid döneminde Rus ordusu Yeşilköy''e kadar gelmişti ve İngilizler Osmanlı''ya destek vermek için Kıbrıs''ı istiyordu. Abdülhamid, İstanbul''u kurtarmak için Kıbrıs''ı İngiltere''nin Yahudi Başbakanı Disraeli''ye kiralamak zorunda kalmıştı. Böylece Kıbrıs, Filistin''e Yahudi yerleşimleri için atlama taşı olmuştu!

***

"One minute" tiyatrosu, uluslararası bir başarıymış gibi kullanılarak hatta savaş kazanılmış gibi yansıtıldığı zaman da Erdoğan, İstanbul''da "3. Abdülhamid geliyor" pankartlarıyla karşılanmıştı. Bu sebeple, 2. Abdülhamid''e yönelik eleştiriler, Erdoğan''ı rahatsız ediyor olsa gerek.