31 Mart 1918-gerçek soykırım

31 Mart 1918-gerçek soykırım

Faig BAĞIROV

Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Türkiye Cumhuriyeti'ndeki Büyükelçisi, Kordiplomatik Duayeni

***

1918 yılının Mart ayında yaşanan olaylar, Azerbaycan tarihinin en kanlı sayfalarından biriydi. Bakü'de Ermeni-Bolşevik güçlerin işledikleri kanlı olaylar 31 Mart ve 1-2 Nisan tarihlerinde kitlesel bir biçimde artmış ve silahlı Ermeni çeteleri sivilleri acımasızca öldürmüştü. Bu katliam sırasında bir tek Bakü'de 30 bin kişi Türk-Müslüman oldukları için yaşlı, kadın ve çocuk demeden hunharca katledilmiş, Müslüman nüfusun tüm malları ve evleri yağmalanmış, camiler ve okullar yakılmıştı. Ermeni silahlı çeteleri Cuma ve Tezepir camileri ve dünyanın mimari incisi olarak kabul edilen İsmailiye Binası da dahil olmak üzere birçok tarihi binayı dağıtmış, Azerbaycan'ın farklı bölgelerinde yüzlerle köyü tamamen imha etmiştir. Bu katliamlar Bakü'yle beraber Azerbaycan'ın Şamahı, Guba, Karabağ, Nahçivan vilayetleri ile bugün Ermenistan adlanan tarihsel Azerbaycan topraklarının Zengezur kazası ve İrevan vilayetlerinde de gerçekleştirilmiş, yaklaşık 120 bin insanın hayatına son verilmiştir. Azerbaycan'ın Merhum Millî Lideri Haydar Aliyev Ermenilerin kanlı cinayetlerini dünya kamuoyuna duyurmak, gelecek kuşakların ulusal hafızalarını korumak ve soykırım kurbanlarının hatırasını ölümsüzleştirmek amacıyla 26 Mart 1998 tarihli "Azerbaycan'a Karşı Soykırım" konulu kararname ile bu olayların siyasi olarak tanınmasını sağlamıştır.

Azerbaycan'ın kuzeydoğusunda bulunan Guba şehrinde, 2007 yılında stat inşaatı çalışmaları sırasında toplu bir mezarlık bulunmuştur. Toplu mezarlıkta, 1918 yılında Ermeni Taşnaklar tarafından işkence yapılarak katledilen Azerbaycan Türkleri yanısıra Lezgi, Tat, Avar, Yahudi ve diğer etnik gruplara ait kişilerin cesetleri bulunmuştur. Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev'in kararıyla açık hava müzesi olarak yapılmış Guba Soykırım Anıtı Kompleksi'nde halen Ermeni zulmünü tüm çıplaklığıyla göz önüne seren toplu mezarlık ziyaretçilerin tüylerini ürpertiyor.

Tarihsel perspektiften değerlendirildikçe açıkça görülmektedir ki, insanlık tarihine kara bir leke gibi düşmüş Ermenilerin bu cinayetleri son iki yüzyılda "Büyük Ermenistan" hülyası ile Azerbaycanlılara karşı etnik temizleme politikası yürütmeye devam eden Ermenicilik zihniyetinin sonucudur. Geçtiğimiz yüzyılda Ermeniler tarafından 4 kez (1905-1906; 1918-1920; 1948-1953 ve 1988-1989) gerçekleştirilen etnik temizleme ve şiddet uygulamaları bu yaklaşımı doğrulamaktadır. "19. yüzyılın başlarından itibaren Çarlık Rusyası'nın doğrudan teşvik ve desteği ile İran ve Osmanlı Devleti topraklarından bugün Ermenistan olarak adlanan yerler de dâhil olmak üzere tarihsel Azerbaycan topraklarına yerleştirilen Ermeniler kısa süre sonra misafir olarak geldikleri coğrafyanın gerçek sahipleri olan Azerbaycanlılara, Türk-Müslüman ahaliye yönelik şiddet uygulamalarına başlamışlardır. Başka bir ifadeyle, "Büyük Ermenistan" hülyasının taşıyıcısı olan Ermeni aşırıcıların Azerbaycan halkına yönelik kin ve nefretleri bir tarihsel süreklilik şeklinde cereyan etmiş ve hâlâ etmektedir.

Çağdaş Yüzyılın en kanlı facialarından olan Hocalı Soykırımı buna açık bir örnektir. Bundan tam 25 yıl önce 1992 yılının 25 Şubat'ı 26 Şubat'a bağlayan gece Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesinde bulunan Hocalı şehrinde Ermenistan birlikleri tarafından Azerbaycan Türklerine karşı insanlık tarihinin en feci katliamlarından birisi gerçekleştirilmiştir. O kanlı gecede, sırf Azerbaycanlı oldukları için 106 kadın, 83 çocuk, 70 yaşlı olmak üzere toplam 613 kişi öldürülmüş, 1275 kişi esir alınmış (bu esirlerin akıbeti hâlâ bilinmemektedir) ve 150 kişi kaybolmuştur. Ünlü İngiliz araştırmacı yazar Thomas de Waal'ın, Ermenistan'ın şimdiki "Devlet Başkanı" Serj Sarkisyan'la yaptığı röportajda bütün "çağdaş" dünyanın utanması gereken ve Ermenistan açısından medeniyetin bittiğinin ilanı niteliğinde olan şu ifadeler yer almaktadır: "Azerbaycanlılar Ermenilerin sivil halka karşı katliam yapmayacağını düşünmekteydiler. Biz bunu Azerbaycanlılara şaka yapmadığımızı göstermek amacıyla ibret olsun diye  yaptık".

Bu insanlık dışı faaliyetleri gerçekleştiren kişilerin, yeni nesillerin zihinlerini de zehirlemeye devam ettiğini ve kısa bir zaman önce komşu devletlerin topraklarını hedef gösterdiğini unutmayalım. S. Sarkisyan konuşmalarının birinde Ermeni gençlerine hitap ederek 'Karabağ'ı biz aldık Ağrı'yı da size bıraktık' demiştir. Malum olduğu gibi, 20 yılı aşkın bir süredir, Azerbaycan'ın ayrılmaz parçası olan Dağlık Karabağ ve çevresindeki 7 bölge Ermenistan işgali altındadır. Ermenistan'ın askeri saldırısı ve etnik temizleme politikası sonucunda topraklarımızın yüzde 20'si işgal edilmiş, ülkede 1 milyondan fazla insan mülteci durumuna düşmüştür. Dünya birliği ve uluslararası kuruluşların kınamaları, özellikle BM Güvenlik Konseyi'nin 822, 853, 874 ve 884 sayılı kararları, AGİT, Avrupa Parlamentosu, İslam İşbirliği Teşkilatı ve diğer uluslararası kuruluşların kararlarına rağmen Ermenistan Azerbaycan topraklarının işgalini devam ettirmektedir.

Azerbaycan devleti ve halkı topraklarının işgal altında kalmasını hiç bir zaman kabullenmeyecektir. 1918 Mart soykırımının 99'uncu yılında memleket toprakları için şehit mertebesine yücelmiş yiğit ve cesur vatan evlatlarının hatırasını daima aziz tutuyor, onları saygıyla anıyoruz.