''43 Grupo''yu gördünüz mü?

''43 Grupo''yu gördünüz mü?

BBC''de "İspanya''nın Türkiye''ye yardıma gelen ve yangınla mücadele için kurulan hava kuvvetleri birimi: 43 Grupo" başlıklı bir haber yayınlandı.

Habere göre "43 Grupo" adlı birim, İspanya Hava Kuvvetleri tarafından, yangınla mücadele için özel olarak kuruldu!

43 Grupo''dan Türkiye''ye yangınlarla mücadele için iki yangın söndürme uçağı, bir ulaştırma uçağı ve 27 pilot geldi.

Sadece Salı günü bu uçaklar yangın yerlerinde dört kalkış, 14 saat uçuş ve 51 defa su atışı gerçekleştirdi.

Cumhuriyet''in haberine göre grup 1971 yılında kuruldu ve 17 uçak ile 150 görevlisi var.

***

Arife tarif gerekmez! Yine de Türkiye''de yangınla mücadele etme kapasitesine sahip Türk Hava Kurumu''nun ve toplamda 19 uçağının ve pilotlarının devre dışı bırakılmasını, yangın çıktığı zaman, ancak kamuoyu baskısı ile yurt dışından uçak kiralanmasını ve Avrupa Birliği''nden söndürme uçağı talebinde bulunulmasını hatırlatayım. Ayrıca Türk Hava Kuvvetleri bünyesinde söndürme uçağı filosu oluşturulabilecekken böyle bir karar alınmadığını da biliyoruz.

Bu yaşananlar, kısmen "bilinçli taksir"e girse de kısmen de "ihmal suretiyle icra" kapsamındadır.

***

Orman Bakanlığı, doğal sebeplerle, kundaklamayla veya havadan lazerle/mazerle orman yangınları çıkabileceğini veya çıkarılabileceğini bilmektedir. Buna rağmen, ideolojik sebeplerle Türk Hava Kurumu ve yangın söndürme uçakları bir kenara itilmiştir. Organize bir güç olan ve olağanüstü hallerde halkın yardımına koşması gereken Türk Silahlı Kuvvetleri, Emasya protokolü kaldırıldığı, TSK''yı yardıma çağırmak valilerin yetkisine bırakıldığı, valiler de bu yetkiyi kullanmadığı için Mehmetçikler kışlalarda bekletilmiştir!

Bunun anlamı, yangına seyirci kalmak değilse nedir?

Millî Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri''nin 400''den fazla asker, 3 insansız hava aracı, 4 helikopter, 2 çıkarma gemisi, 50''den fazla itfaiye, arazöz ve iş makinasıyla görev yaptığını duyurdu ama bunlar yeterli değildir.

Bu bir vatan savunmasıdır! Akdeniz sahiline bakan bütün tepelerde ormanlar yanarken TSK''nın göreve çağrılmaması, vatan savunmasına engel olmaktır!

***

Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı eski Başkanı Cemal Kozacı, DW''ye yaptığı açıklamada, "Orman İdaresi, ''yazın nem oranı yüzde 10''un altına düşmüşse, sıcaklık 45''lerdeyse tüm orman mücadele personeli tulumlarını, ekipmanlarını alıp alarm durumunda beklemelidir'' der. Bütün bu günlerin önceden bilinmesi ve daha hazırlıklı olunması gerekirdi diye düşünüyorum" dedi.

Kozacı, Bakan Pakdemirli''nin, "Beş tonun altında kapasitesi olan uçak yardımlarını kabul etmedikleri" şeklindeki açıklamasıyla ilgili olarak da "insanların ellerindeki pet şişelerle itfaiye depolarını doldurduğu bir atmosferde bu yaklaşımın yanlış olduğunu" söyledi.

Kozacı, "Silahlı Kuvvetler bugüne kadar her türlü afette çok ciddi görevler almıştır. Depremde, selde, yangında TSK''nın katkısı çok önemlidir. Çünkü TSK''nın insan gücü yanında teknik kapasitesi, teçhizatı da vardır" ifadelerini kullandı.

***

Bütün bu sebeplerle, "bilinçli taksir"den ve "ihmal suretiyle icra" suçundan bahsediyorum.

Bilinçli taksir, taksir ile kast arasında yer alan bir kusurluluk durumudur. Bilinçli taksir halinde kişi, istemediği neticeyi öngörmüştür, ancak; yeteneği, şans ve tecrübesi gibi faktörlere güvenerek neticenin gerçekleşmeyeceği inancıyla iradi hareketini gerçekleştirmiştir.

İhmal suretiyle icra ise kanunen yapmakla yükümlü olduğu görevi, neticeye engel olma imkânı ve gücü varken kasıtlı olarak yapmamak suretiyle işlenen suçlara denir.

Tabii, yangın başlarken, orman alanlarında yapılaşma iznini Orman Bakanı ve Cumhurbaşkanı''nın oluruna bırakan tasarının yasalaşmış olması da bu tabloya eklenmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları