Bir yanda;

"Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun teklifimiz; spor kulüpleri, spor federasyonları başta olmak üzere, tüm yöneticileri ve başkanları, hukukçular, spor hukukçuları, tüm bakanlıklar, UEFA ve FIFA''nın da bilgileri doğrultusunda hazırlanmış bir düzenlemedir" diyen Spor Yasa Tasarısı teklifinin ilk imza sahibi AK Parti Milletvekili, eski futbolcu Alpay Özalan…

Diğer yanda;

"Yasanın bu haliyle çıkması, yasa çıktıktan sonra da onun doğuracağı sıkıntılar, yaşamış olduğumuz sıkıntıların fazlası" uyarısını yaparak, yasa tasarısının komisyonda görüşülmesi aşamasında gerekli olan görüşlerin, gerekli yerlerden alınmadığını söyleyen Kulüpler Birliği Başkanı Ahmet Ağaoğlu…

Dahası; spor camiasında ilk kanunu hazırlayanlardan tutun da, konusunda uzman akademisyen ve yazarlardan da gerektiği ölçüde görüş alınmadan Meclis gündemine getirildiği izlenimi olan spor kamuoyu…

Ve de bunlardan da ötesi, yaptığı denetimlerin çoğu, Anayasaya, yasalara ve kitaba uymayan, ancak başka hedef ve hesaplara uydurulan devlet bürokrasisinin ben diyeyim "yanlış kantarına", siz söyleyin "yanlış hesabına" emanet edilecek spor kulüpleri…

Hem de fakiri ve zengini ile kamu denilen tümden dernek statüsünden çıkarılıp, ''Anonim Şirket'' statüsü ile tamamen paralı pullu olanların hissiyatına ve hissesine tahsis edilerek herkesin elinden alınıp, tamamen azınlığın eline teslim edilecek futbol kulüpleri…

İşin en garip yanı da nedir bilir misiniz?

Özellikle futbol kulüplerinde olup bitenlere seyirci kalan değil, yalan yanlış yönetenlere bu hale gelinceye kadar hiç müdahil olmayan, hatta adeta "daha beter yapın" dercesine teşvik edip, bankaların kasalarını ödenemeyecek kredileri kulüplere açıp, borç batağına dalmalarına sebep olanların adeta kendilerini kurtarıcı ilan ederek böyle bir yasanın ipine sarılmalarıdır.

Bu "Yanlış tartı ile doğru mal satmaya çalışmaya" benzeyen bir zihniyetin tezahüründen başka bir şey değildir.

Kaldı ki tasarının öncüsü Alpay Özalan, "Bu UEFA ve FIFA''nın bilgileri doğrultusunda hazırlanmış tasarıdır" diyor ama Ahmet Ağaoğlu da adeta "Uygulayanı göster bakayım" dercesine "UEFA''ya üye 55 ülke içerisinde bu ve buna benzer spor yasası ile futbolun yönetildiği ikinci bir ülke yok" diye açık açık gerçeği ortaya koyuyor.

Bu durumda "Kime inanacağız?" sorusuna cevap aramak en doğru yöntem olacaktır sanırım.

O da bana göre Ahmet Ağaoğlu, "55 ülkede örneği yok" diyerek ortaya koyduğu gerçektir.

Ezcümle, "TBMM''de görüşülmesi sırasında olması gereken yerlerden alınacak görüşlerle bu tasarı doğru hale getirilebilir" diyeceğim ama, parmakların kaldır-indir şekliyle kanunların yapıldığını çok iyi bildiğimiz için pek umutlu olamıyorum.