61 rezaletine; "komple istifa" bile yetmez...

Trabzonspor-Akhisarspor maçı saat 16.30'da başladı.

Ben de bu satırları saat 17.15'ten itibaren kahrede ede yazmaya başladım.

İlk yarısı 3-0 biten maçın, ikinci yarısı ne olur? Maç nasıl biter? Hiç ama hiç önemli değil.

Maç bittikten sonra Ersun Yanal istifa etmiş mi? Etmemiş mi? Onu da kaale aldığım yok! Maç kaç kaç biterse bitsin. Hatta isterse Trabzonspor galip bile gelsin! Yazacaklarımda, yani düşüncelerimde tek bir kelime daha değişmez.

 

***

 

Onun için "Sayın Ersun Yanal" diyorum.

"İstifa ediyorum" demen yetmez!

Hiç anlamam! Evelemeye gevelemeye de gerek yok. Ligin en az gol atan takımı karşısında 3-0 geriye düşmüş isen, maçın devre arasında gideceğin yer, ikinci yarıya taktik vermek için soyunma odası değil, basın toplantısı salonudur.

Neden mi?

Kamuoyu adına geçeceksin basının karşısına ve sadece şu iki kelimeyi kullanmak için: "İstifa ediyorum."

Yeter mi? Yetmez!

Ardına da; "Sadece alacaklarımdan feragat etmiyor, şimdiye kadar aldıklarımı da iade ediyorum"u ekleyeceksin.

Sonra kapıdan çıkarken de, bir lâhza geriye dönüp; "Yönetim de benim gibi yapsın" diye de eklersen, hiç değilse böyle bir rezaletin finalinde "devede tüy misali de olsa üzerine düşeni yaptı" damgasını yersin olur biter!

 

***

 

Biter bitmesine de bu rezalet (daha doğrusu rezaletler zinciri) Trabzonspor'un tarihinden silinir mi? İmkânsız! İyi de Trabzonspor için böyle imkânsız rezaletler üst üste gelirken, yaşanırken camia ne yapıyor du? Acı, hem de çok acı ama, "Rezaletlere alışmış" bir Trabzonspor camiası vücuda geliyordu. Sanırım, bu ülke de "helal ile haramın yer değiştirmesi" misali, "rezalet" kelimesinin anlamı da Trabzonspor camiasının sözlüğünde, "çok olumlu davranış" demek olacak şekilde değiştirildi!

 

***

 

"O oynadı, bu sıçradı, öteki kaçtı, şu attı" diye yazıp çizmekten anlamam!

Benim anladığım değil gördüğüm, neredeyse sezonun ilk yarısı tamamlanacak, Trabzonspor defansının göbeğinde oynayacak stoperleri bile belirleyebilmiş değildir.

Birileri gerçekten çözüm için zamanında Akhisarspor defansının göbeğindeki iki evladına bakmayı becerebilseydiler Mustafa ve Caner ile bu işi en az 10 yıl çözerlerdi. Haa çözmediler mi? Çözdüler çözdüler! Hem de gol yedikçe iştahı artan bir Trabzonspor yaratarak çözdüler. Ne diyelim? "Böyle sorun çözücüler düşman başına" desek yeter mi?

 

***

 

Yetmez!

Niye yetmez bilir misiniz? 

Sadece Akhisar maçına bakarak, cenaze hakkında "iyi" ya da "kötü" kararı vermeyin! Trabzonspor cenazesinin sorumluluğu tepeden tırnağa, taraftarından başkanına, futbolcusundan teknik adamına, Beşikdüzü'nden Çaykara'sına, Uzunsokak'tan Kavakmeydanı'na kadar tüm Trabzon'a aittir. Maalesef böyle bir rezilliği bu şehir, bu camia kaldıracak kadar acınacak hale geldi. Ama 72'nci dakika da skoru 6-1'e getirecek pozisyonu yakalayan, ama bana göre Trabzon'daki günlerinin hatırına ağlara atmak yerine Onur'a çarptırarak golü atmayan Henrique kadar bile, acıyı içlerinde hissetmekten ben diyeyim "yoksun", siz söyleyin "acınacak" haldeydiler. O hal ki, Henrique'nin atmadığı altıncı golü zorla da olsa bordo-mavili formayı giyen bir başka Trabzonluya, Kadir'e attırdılar! Soner ise atmadı haaa!

Yazarın Diğer Yazıları