Editör: Bengü Zorlu
Paul Alexander, 6 yaşında çocuk felci hastalığına yakalandığında hayatı zorlu bir döneme girdi.
Editör: Bengü Zorlu
Paul Alexander, 6 yaşında çocuk felci hastalığına yakalandığında hayatı zorlu bir döneme girdi.
Hareket becerilerini ve hatta kendi başına nefes alabilme yetisini kaybetti.
21 yaşında, fiziksel olarak derslere katılmadan Dallas’ta bir liseden mezun olan ilk kişi oldu.
Aldığı tedavi ve nefes eğitimleri sonucunda artık kısa süre de olsa demir kapsülün dışına çıkabiliyordu.
Ama sonrasında tekrar içine girmek zorundaydı. Yoksa nefes alamıyordu. Bu sayede Texas Üniversitesi’ndeki hukuk fakültesine girdi ve üniversite döneminde artık daha sosyaldi.
Kültürel etkinliklere gidebiliyordu. (Tekerlekli sndalye ve birinin yardımı ile)
Hatta aşık bile olmuştu. Claire de Paul’u çok seviyordu. Claire’in aşkı koşulsuz bir sevgiydi.
O, Paul için her şeyi yapmaya hazırdı. Çok geçmeden Paul ile Claire nişanlandı fakat Claire’in ailesi buna karşı çıktı. Paul, Claire’in hayatını kötü etkilememek adına aradan çekildi ve nişanı attı.
Onlarca yıl Paul, Dallas ve Fort Worth’ta bir avukat olarak çalıştı. Müşterilerini mahmemede üç parçalı bir takım elbise ve felçli bedenini dik tutan bir tekerlekli sandalye ile temsil etti.
Paul’u farklı kılan şey, sarsılmaz pozitifliği ve çevresindekileri neşelendirebilme yetisidir. Hayal edilemez zorluklara katlanmasına rağmen, diğer insanlara ilham vermeye devam ediyor.
Zor bir gün geçirdiğinizde, Paul’un olağanüstü hikayesini düşünün. Ne yaşadığınıza bakılmaksızın, pozitifliği seçmek dünyada büyük farklar yaratabilir.
Ne diyordu Mevlana; “Sanma ki dert sadece sende var. Sendeki derdi nimet sayanlar da var.”