800 milyon TL'lik usulsüzlüğün sorumlusu kim?

Gün geçmiyor ki bir iş bilmezlik ve usulsüzlük sonucunda milyonlarca liralık kayıp yaşanmasın. Türkiye böyle bir bürokratik kara deliği artık daha nasıl kaldırabilir bilemiyorum.

Anlatayım…

Adapazarı ve Arifiye arasında işletilmekte bulunan bir demiryolu hattı var.

Bunun için Karasu'da mevcut bulunan liman ve sanayi tesisleri arasında 73 kilometre uzunluğunda çift hatlı bir altyapı inşaatı yaptırılması amacıyla 2010'da ihale gerçekleştiriliyor. Bir yıl sonra da 320 milyon TL bedel üzerinden Seza İnşaat ile sözleşme imzalanıyor.

Bugüne kadar neler yaşanmış neler…

İhale esnasında yapılması istenilen işler kalemlere bölünmüş. Sözleşmede bunlar yer alıyor.

Sayıştay söz konusu sözleşmeyi denetlemek için görmek istiyor. Ama kabul edilmiyor. Ve ardından 800 milyon TL'lik bir usulsüzlük çıkıyor.

İşe ait sözleşmenin ekleri arasında yüklenicinin teklifini oluştururken kullanmış olduğu birim fiyat analiz ve rayiçlerine yer verilmiş ancak denetim sürecinde, yüklenicinin teklif dosyası İdareden istenilmiş olmasına rağmen, İdare söz konusu belgeleri Sayıştay'a iletmemiş.

Bununla birlikte, ihale hakkında düzenlenen teftiş kurulu raporunda, söz konusu analiz ve rayiçlerin ihale teklif dosyasında olmamasına rağmen, sözleşme imza edilirken apar topar sözleşmeye ek yapıldığı tespit edilmiş.

Bu büyük bir suç.

İhale ettiğiniz zaman iş ve sözleşme başka, ihaleyi verdikten sonra başka…

Yapım işi ihalesinde, Seza İnşaat teklifine aşırı düşük teklif sorgulaması da yapılmamış olduğu halde, yüklenici firma teklifine esas birim fiyat analizleri ve rayiçleri, mevzuat ve ihale dokümanı hükümlerine aykırı olarak sözleşme eki haline getirilmiş.

İhale aşamasında yaşanan söz konusu mevzuata aykırı işlem, işin başında yapımına karar verilen iki yeni iş kaleminin yeni birim fiyatlarının belirlenmesinde bahse konu analiz ve rayiçlerin kullanılmasına imkan sağlamış.

Yani bütün rakamlar, maliyetler, ödemeler değiştirilmiş.

Bahse konu analiz ve rayiçlerin noterde imza edilen sözleşme ekinde yer alması, söz konusu yeni birim fiyat tespit işlemlerinin ilgili mevzuatında belirlenen usule uygunluğu hakkında İdare ile yüklenici arasında yıllarca sürecek hukuki ihtilafların yaşanmasına ve söz konusu davaların İdare aleyhine sonuçlanmasına sebep olmuş.

Ne güzel değil mi?

Kılıf da hazırlanmış!

Belirlenen yeni birim fiyatlar üzerinden işin tamamlanmasının mümkün olmadığı anlaşılmış olmasına rağmen, sözleşmenin kanuna göre tasfiye edilmesi gerekirken işe devam kararı verilmiş.

Sayıştay da tespitinde demiş ki; söz konusu sözleşmede yapılan kalem oynatmalarının ardından yüzde 20 veya yüzde 40 iş artışı verilmesi durumunda bile tamamlanamayarak tasfiye edilmesi gerekeceği açık bir biçimde ortaya çıkmaktadır.

Kısaca maddeler halinde anlatmak gerekirse…

- İdare ile yüklenici arasında sözleşme hükümlerine aykırı biçimde "İşe Devam Tutanağı" imzalandığı ve söz konusu tutanak nedeniyle yükleniciye haksız süre uzatımı verilerek sözleşme bedelinden fazla tutarda iş yaptırılmış.

- Kesin hakediş rakamlarına göre, ödemesi gerçekleştirilen toplam sözleşme bedelinin yüzde 95'i gibi çok büyük bir kısmının sözleşmenin imzalanmasından sonra taraflar arasında varılan mutabakat neticesinde belirlenen ihale görmemiş yeni birim fiyatlar üzerinden sadece iki yeni iş kalemi için ödenmiş.

- İş için tam 1183 gün (3 yıl 2 ay) ek süre verilmiş.

- Ortaya çıkan hukuki ihtilaflar neticesinde işe devam edilebilmesi adına yüklenici ile imzalanan İşe Devam Tutanağına göre ise de aynı iş kalemleri için yükleniciye yine sırasıyla 135,68 TL/metre ve 160,74 TL/metre fiyatları üzerinden ödemeler yapılmış.

Netice itibarıyla, bugüne kadar bu iş kapsamında fiyat farkları dahil ödemesi gerçekleştirilen toplam 825 milyon TL'nin, 800 milyon TL'lik kısmı yalnızca bu iki iş kalemindeki imalatlara ilişkin olmuş.

25 milyon TL ise projenin geri kalanına harcanacak yani! Yok, öyle bir şey tabi…

Çünkü mevcut 73 kilometrelik işte gelinen son durum itibarıyla sadece 20 kilometreden az bir alanda zemin ıslah çalışmaları tamamlanabilmiş. İşin de fiziki gerçekleşme oranının ancak yüzde 23 mertebesine gelebildiği anlaşılmış.

Düşünebiliyor musunuz işin yüzde 100'ü için 825 milyon TL verecekken yüzde 23'ü için 800 milyon TL'yi iki kalemde harcıyorsunuz.

Burada iyi niyet aranabilir mi?

Peki, bu firma bize yabancı mı?

Değil…

Yazılarımı takip edenler bilirler. Hatta kitabım ŞAKİ'de de bu firmadan bahsetmiştim. Bu firmanın sahibinin eşi Yasemin Açıkçok başarılı bir insan.

Birçok Sivil toplum kuruluşunda yer alıyor. Siyasi çalışmalarında da bulunuyor. Ama ne tesadüftür ki bu ihaleden kısa süre sonra AKP Elazığ Milletvekili aday adayı oldu. 2014-2016 tarihleri arasında da Elazığ'da 250 milyon dolarlık yatırım ile çimento fabrikası kurdu!

Ye kürküm ye…

 

Yazarın Diğer Yazıları