Abaküs ısmarlayalım!

Neredeyse aynı şeyleri MHP'deki "olağanüstü kurultay için imza" sürecinde de yazmıştım; CHP için de tekrar yazayım.

***

Bir: Kişiselleştirmeyin!

Kemal Bey ile Muharrem Bey arasındaki mesele "kişiselleştirilmeye" hayli müsait olabilir ama parti yöneticileri, delegeleri, belediye başkanları, il-ilçe yöneticileri olarak bunu bir "savaş"a dönüştürmeyin.

Birbirinizi, Muharrem İnce'nin hırsları ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun hırslarıyla yaftalamayın; onlardan taraf olmadan, sahiden de "daha başarılı bir CHP olsun" niyetiyle de imza atılabileceğini, itiraz edilebileceğini, yüksek sesli bir sorgulamaya girişilebileceğini göz ardı etmeyin.

En mühimi; yüz yüze bakamayacak hale gelmeyin. Zorunlu bir bölünmenin taşlarını döşemeyin!

***

İki: Saygılı olun!

Birbirinize duyamaz hale geldiyseniz, partinize, tüzüğüne saygı duymayı becerin...

Parti tüzüğü, delegeye, partiyi kurultaya çağırma hakkı veriyorsa...

Delege partiyi kurultaya çağırıyorsa...

Neye direniyorsunuz; ortada bir "sorun" olduğunu kabullenin...

Yok efendim, 630 imza toplanamamış da, 614 noter onaylı imza varmış, onların da 4'ü mükerrermiş de... Böyle olunca imza sayısı 610'a inmiş de... Onlardan da 5'inin artık delege olmadığı tespit edilmiş böylece sayı 605'e düşmüş de;

Ayıp!

605 imza olunca partide her şey güllük gülistanlık sonucu mu çıkıyor? 605 delegenin iradesi irade değil mi? 605 delege tarafından "istenmiyor" olmak "sorun" değil mi?

Kurultayda değilse nerede, nasıl çözeceksiniz bu sorunu?

Üçün beşin hesabını yapmayın...

***

Hayır yapacaksanız;

Abaküs ısmarlayalım, doğru düzgün yapın!

***

"Türkiye'nin cesur kızı"

Ahed Tamimi "operasyonel" bir figür müdür tartışmasından ve Ahed Tamimi'nin "ahenkle dalgalanan saçları"yla bozmuş gruptan bağımsız olarak...

Dün, ennnnn yandaş, aileden yandaş gazetenin birinci sayfasındaki "Filistin'in cesur kızı" haberini görünce aklıma geldi;

Ya aynı, yahut benzeri bir olay Türkiye'de meydana gelseydi?

Bir Türk kızı misal tam da bu "yaptırım" krizi sırasında, en yerli ve millî duygularıyla, İncirlik'teki ABD askerlerinden birinin üzerine yürüyüp, "Osmanlı tokadı(!)"nı yapıştırıverseydi!

Ne olurdu?

O Türk kızını da "Türkiye'nin cesur kızı" ilan edip omuzlarımızda mı taşırdık?

Yoksa buna fırsat bile kalmadan, yaka paça gözaltına alıp, tutuklar ve yargılar mıydık, "ülkesini hedef alan hakarete karşılık verdi" diye?

Yaşanmışı var;

2016 yılında, Adana'da, İncirlik'te bir Amerikan askerinin başına çuval geçirmek isteyen ve gerekçelerini de "Amerikan emperyalizminin desteklediği FETÖ, PKK ve IŞİD terörüne, Türk gençliği, İncirlik Üssü'nde askerinin kafasına çuval geçirerek 2003'te askerimize yapılan saygısızlığının öcünü alarak dile getirmiş bulunmaktadır" diye ifade eden TGB'lileri kimse "Türkiye'nin cesur gençleri" diye bağrına basmamıştı. Gençler, 12'şer yıl hapis istemiyle yargılanmışlardı!

***

Sansürlü meteoroloji

Otosansür kuşatmasının nereye geldiğinin göstergesi bu olmalı;

Meteoroloji haberi verirken bile "iktidar dili" kullanılıyor artık!

Marmara'nın, son 13 yılın en yoğun yağışını aldığını bildiren haberde, yağışın yol açtığı felaketler sıralanırken, "Hatta yağış yüzünden tren kazası oldu" deniliyor.

Yapmayın Allah aşkına!

Tren kazası "yağış yüzünden" mi oldu yoksa dere yatağı üzerine kondurulan menfez üstü uçan ray aymazlığından dolayı mı?

"Maliyetli" diye emniyet tedbirleri kaldırıldığı için mi?

"Yol bekçileri" çekildiği için mi?

"Bakım çalışması" için ödenek çıkmadığından mı?

Köprüleri, yağış ve benzeri dış etkenlere karşı koruyucu önlemler alınmadığından mı?

***

Balık baştan kokar

Sayın Cumhurbaşkanı,

Türk Milleti'nin ABD'nin küstahlıklarına, densizliklerine, hakaret ve yaptırımlarına karşı kenetlemeye çağırmadan önce bakanlarınızı "dosta düşmana" karşı kenetlenmeye, en azından kameralar önünde dövüşmemeye davet ederseniz, çok daha faydalı olur kanaatindeyim...

Balık baştan kokar...

Siz devleti yönetenler  olacak, iri olacak, diri olacak; şahsi hesap, menfaat gütmediğinizi, mevzu bahis vatan ise her nevi fedakarlığa hazır olduğunuzu göstereceksiniz ki, millet de bekleyebilin aynı hassasiyeti...

++++++

GÜNÜN SÖZÜ

-----

Emperyalizm kendi doğası gereği savaştan yana olmak zorundadır. Aziz Nesin

Yazarın Diğer Yazıları