ABD, neden Türk ordusuna yeşil ışık yakıyor?

Washington Post gazetesi, Türkiye'nin iki hafta içinde Fırat'ın doğusuna müdahale edebileceğini yazdı. Gazete, Türkiye'nin geçmişte de böyle bir harekâtın sinyalini verdiğini hatırlattıktan sonra, "Fakat ismini açıklamak istemeyen ABD'li, Türk, Kürt ve Avrupalı yetkililere göre, tehdit bu kez gerçek ve yakın" ifadelerini kullandı.

Washington Post, Türkiye'nin olası harekâtı sırasında "ABD'nin IŞİD'e karşı ortaklık kurduğu Suriyeli Kürtleri savunmak için müdahalede bulunmayacağını" da yazdı! Haberde, Amerikan yönetiminin böyle bir müdahale için yetkisi olmadığına dikkat çekildi.

Gazete, "Amerikan yönetimi, Türkiye'nin ABD'nin son ricasını reddetmesi halinde, Kongre'den aldığı mevcut yetkiler dahilinde Kürt savaşçıları korumak için müdahale edemeyeceğini açıkça ifade etti" diye yazdı!

Haberde, "Türkiye'ye son olarak14.5 kilometrelik güvenli bölge önerilecek" bilgisi de verildi.

 

***

Bu habere sayfasında yer veren ve kendisini "Bağımsız Kürt kaynak" olarak tanıtan Nerina Azad, 3 Ağustos tarihinde de Al Monitör'ün "Fransa ve ABD, Suriye'deki Kürt özerk idaresine siyasi desteği artırıyor." başlıklı haberini yayınlamıştı.

Haberde "Suriyeli Kürtlere verilen siyasi desteğin bir başka göstergesi, çocuk savaşçıların kullanılmasına son verilmesi için Birleşmiş Milletler ile 29 Haziran'da imzaladıkları anlaşma oldu. Türkiye bu adımı Kürtlere destek gösterisi olarak algıladığı için protesto etti." deniliyordu.

Haberde, "Türkiyeli gazeteci" ve Al-Monitor yazarı Fehim Taştekin'in anlaşmanın olumlu karşılanması gerektiğine dair görüşlerine yer veriliyor, ayrıca "Fakat  'Birleşmiş Milletler ile anlaşma yapmak aynı zamanda tanınma anlamına geliyor ve bu (…) Türkiye'nin istediği bir şey değil. Türkiye YPG'yi ve YPG'yle bağlantılı tüm bu yapıları terör örgütü olarak nitelendiriyor, hiç kimsenin muhatap almasını istemiyor. Sadece Birleşmiş Milletler değil, Suriye'nin de muhatap almasını istemiyor, Amerika'nın da bunlarla işbirliğini istemiyor. Birleşmiş Milletler'le bir mutabakat bu örgütün uluslararası alanda bir anlamda tescillenmesidir, kabul edilmesidir ve bu Türkiye'nin politikalarına aykırıdır." dediği bildiriliyordu.

Haberin diğer bölümlerinde ABD, Fransa ve İsveç'in, Anayasa Komisyonu'na katılması için SDG'ye yani PKK/PYD'ye verdiği destekle ilgili ayrıntılardan bahsediliyor.

 

***

Bu haberlerden, sanki "ABD, Türkiye'nin, Fırat'ın doğusuna müdahale etmesini ve bu defa başarısız olmasını bekliyor" sonucu çıkıyor.

Gerçi, Türkiye müdahale sırasında hava kuvvetleri de kullanılacağından, PKK/PYD'nin ancak şehirlerde direnmesi söz konusu olabilir ama Türkiye'nin doğru istihbaratla her ihtimali değerlendirmesi gerekir.

Bilindiği gibi, ABD, başlangıçta Irak'ın Kuveyt'i işgal etmesi için Bağdat Büyükelçisi üzerinden Saddam'ı cesaretlendirmiş, sonra da bütün dünyayı arkasına alarak Irak'ı işgal etmişti. ABD'nin Türkiye'ye müdahale etmek gibi kendisi açısından akıl dışı bir yola başvurması beklenmez ama yine de Washington Post'un haberi, garip... 

***

ABD'nin, PKK/PYD'yi korumak için kılını bile kıpırdatmayacağını, neden etkili bir Amerikan gazetesine yazdırırlar?

Kimse, "Amerika'da basın özgürlüğü var" demesin. ABD'de, basın özgürlüğünden bahsedilemez. Orada çıkar gruplarının basını, medyası vardır ama ABD'nin derin politikalarında hepsi aynı çizgidedir... 

ABD, on binlerce TIR dolusu silâh ile donattığı ve 80 bin kişilik ordu haline getirdiği PKK/PYD'nin askeri gücü olan YPG'yi, Türkiye'ye kurban bayramı hediyesi olarak mı verecek? Öyleyse bu kadar masrafı neden yaptı?

ABD, neden Türk ordusuna, medya üzerinden yeşil ışık yakar gibi görünüyor?

Bu durumun, devlet kademelerinde değerlendirilmesi gerekir.

Bu itibarla, sadece Türkiye'yi yönetenlerin çok dikkatli olması gerektiği uyarısında bulunabilirim.

Türkiye, her şartta Fırat'ın doğusundaki terör yapılanmasını dağıtmalıdır ama tuzağa düşmeden...

 

Yazarın Diğer Yazıları