Erdoğan'ın apar topar gittiği Moskova'daki incelemelerini dikkatle izledik. Ayrıca daha uçağı yeni havalanmışken İdlib'den mesajlar geldi. Şam'ın askerleri geri çekildi. Gözlem kulelerimizin ablukası kaldırıldı.

Belli ki Kremlin, emir vermişti. Böylece olası Türk-Suriye savaşının önüne geçilmişti. Tabii şimdilik. Öbür taraftan da Mürted'e S-400'lerin ikinci bataryası indirilmeye başlandı.

Putin Pazarlama

Sizce tesadüf mü, son Çar'ın, Erdoğan'ı doğrudan havacılık fuarına götürmesi. Hani bir zamanların ünlü reklamındaki gibi; "F-35 alamadınız, SU serisi uçaklarımızdan verelim." Pazarlama da bizzat Putin'den.

Erdoğan liderliğindeki ağır toplarımızın "Alternatif savaş makinelerine yoğun ilgi gösterdikleri fark edildi." Neticede iki ülke ticaret hacminde hayli yüklü artış muhtemel.

Peki, S-400'lere dahi ambargo uygulayan ABD liderliğindeki NATO üyeleri ne yapacak? Değişimi nasıl karşılayacaklar? NATO'da devamımız iyice çıkmaza girmez mi?

Kolay değil

Rus savaş teknolojisiyle donatılmış Türkiye için "zor karar aşamasında olduğunu" söyleyebiliriz.

Rusya'nın Esad'dan, ABD'nin PKK unsurlarından vaz geçmeyecekleri kesin. Peki bizim NATO'dan vaz geçmemiz mümkün mü? Bu işler çocuk oyuncağı mı? Şarkı mı söylüyoruz; "At eskisini, al yenisini."

Sonuçta ülkemizin geleceğiyle oynanacak. Çok iyi düşünmek şart. En kötü ihtimali aklımızdan çıkarmamalıyız. Dımdızlak kalmak da şıklar arasında...

Kör dövüşü

Bir tarafta ülkenin kaderi tartışılırken, öbür tarafta yoğun particilik yapılıyor.

Türkiye'nin gelmiş geçmiş "en taraflı" ismi Ercan Gürses yönetiminde yeni bir Gündem Özel seyrettik.

Gürses'in bazı yandaşlarıyla program öncesi paslaştığı saklanamaz hâle geldi. "Bu soruyu sana sorayım" lafı tamamlanmadan muhatap önceden hazırladığı notları anında çıkarıyor. Gürses'e sormak istiyorum; "Bu millet geri zekâlı mı?"...

Bu tarafsız! ekibin paslaştığı isimlerden biri tam külhan ağzı. "Tamam mı" ve "Kardişim" gibi lafları dehşetle dinledik. Hoş diğerleri de -erkek bayan fark etmiyor- daha beter.

Zafer Haftası'nda CHP'yi buna karşıymış gibi göstermek iğrençlikti. Sonra da "espri yaptım" diyerek geçiştirmek mümkün değil!

Tek mutabakat

Her iki takımın birleştiği konu Ahmet Davutoğlu'nun çıkışıydı. Eski başbakanın saçma sapan sözleri gerçekten açıklanmaya muhtaç.

Katılımcıların tamamı bunları eleştirdi. Eski CHP milletvekillerinden Erdal Aksünger, "Bu laflar itiraf mı, itham mı?" diye sorarak noktayı koydu.

Burada bir hatırlatma da ben yapacağım. Davutoğlu'nun Sovyet savaş uçağını düşürdüğümüzde söylediklerini unutmadım; "Emri ben verdim."

Karar verin, bu talimat FETÖ'den mi geldi, yoksa Davutoğlu'ndan mı?

Diğer tespitler

Ali Haydar Fırat'ın "Davutoğlu'nun kullandığı cümleler eleştiri değil. Ak Parti'deki çözülme" teşhisi de yabana atılmamalı.

Ruşen Gültekin'in hükümet borazanlarına kullandığı şu cümle de ihmal edilmemeli; "Ak Parti seçmeni artık cepte değil. Yüzer-gezer."

Hani bir söz vardır "kavgada bile söylenmez" galiba bunlardan biri...

Yine sporcu müdür

Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü'ne Rıdvan Duran getirildi. Üst kademe eğitimi, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden. "Çalışma ve Endüstri İlişkileri" masterine sahip.

İlk görev yerlerinde hep Sakarya'yı görüyoruz. Bu kentte çeşitli üst seviye çalışmalar yapıyor.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi futbol takımına da katkılarda bulunuyor. Hatta başkanlığını dahi yapıyor.

Kartviziti o kadar dolu ki hangi birini sayayım. Anadolu Ajansı'ndan İstanbul Kültür A.Ş.'ye kadar...

Sporcular başarılı

Basın İlan Kurumu'nun geleneğinde sporcu genel müdürlere sıkça rastlıyoruz. İlk aklıma gelen sevgili Mehmet Atalay. Rıdvan Duran'a dönünce, şu anda Türkiye Wushu-Kungfu Federasyonu başkanvekilliğine devam etmekte.

Duran'a başarı dileklerimi yolluyorum. Spordaki çabaları için de ayrıca kutluyorum.

Bizim eski Tercüman binasındaki yerlerine hoş geldini ilave ediyorum.

GÜNÜN SÖZÜ

Er, malına kıymayınca ismi duyulmaz. Dede Korkut